Önceleri her şey canlıydı. En ufak nesnelere pır pır çarpan kalpler bahşedilmişti ve bulutların bile adı vardı. Makaslar yürüyebilirdi; telefonlar ve çay demlikleri birbirlerinin kuzenleri, gözler ve gözlükler kardeştiler. [...] Dolmakalemler zeplinlerdi. Bozuk paralar uçan dairelerdi. Ağaçların dalları birer koldu. Taşlar düşünebilir ve Tanrı her yerdeydi.
Sayfa 13 - Can