"Önceleri her şey canlıydı. En ufak nesnelere pır pır çarpan kalpler bahşedilmişti ve bulutların bile adı vardı."
Önceleri her şey canlıydı. En ufak nesnelere pır pır çarpan kalpler bahşedilmişti ve bulutların bile adı vardı. Makaslar yürüyebilirdi; telefonlar ve çay demlikleri birbirlerinin kuzenleri, gözler ve gözlükler kardeştiler. Saatin yüzü bir insan suratıydı, kâsendeki her bezelye tanesinin farklı bir kişiliği vardı ve annenle babanın otomobilinin önündeki ızgara boydan boya dişlerini göstererek sırıtan bir ağızdı. Dolmakalemler zeplinlerdi. Bozuk paralar uçan dairelerdi. Ağaçların dalları birer koldu. Taşlar düşünebilirdi ve Tanrı her yerdeydi.
Reklam
Önceleri her şey canlıydı.En ufak nesnelere pır pır çarpan kalpler bahşedilmişti ve bulutların bile adı vardı. Paul Auster
Önceleri her şey canlıydı. En ufak nesnelere pır pır çarpan kalpler bahşedilmişti ve bulutların bile adı vardı. Makaslar yürüyebilirdi, telefonlar ve çay demlikleri birbirlerinin kuzenleri, gözler ve gözlükler kardeştiler. Saatin yüzü bir insan suratıydı, kâsendeki her bezelye tanesinin farklı bir kişiliği vardı ve annenle babanın otomobilinin önündeki ızgara boydan boya dişlerini göstererek sırıtan bir ağızdı. Dolmakalemler zeplinlerdi. Bozuk paralar uçan dairelerdi. Ağaçların dalları birer koldu. Taşlar düşünebilirdi ve Tanrı her yerdeydi.
Paul Auster / İç Dünyamdan Notlar
Önceleri her şey canlıydı. En ufak nesnelere pır pır çarpan kalpler bahşedilmişti ve bulutların bile adı vardı.
Sayfa 13 - Can YayınlarıKitabı okuyor
Önceleri her şey canlıydı. En ufak nesnelere pır pır çarpan kalpler bahşedilmişti ve bulutların bile adı vardı. Makaslar yürüyebilirdi; telefonlar ve çay demlikleri birbirlerinin kuzenleri, gözler ve gözlükler kardeştiler. [...] Dolmakalemler zeplinlerdi. Bozuk paralar uçan dairelerdi. Ağaçların dalları birer koldu. Taşlar düşünebilir ve Tanrı her yerdeydi.
Sayfa 13 - Can
Reklam