190 syf.
·
Puan vermedi
Ben her kitaptan mutlaka bir şeyler alırım .Sinan Akyüz'ün bütün kitapları kitaplığımda yerini almış durumda .Konuları gerçek hayattan seçilmiş dili sade anlatım yalın. Hiç okumayı sevmeyen biri bu kitapları okuyarak okumayı sevecektir. Kitabın kısaca konusu ikinci evliliklerini yapan bir çiftin yaşadıklarını birbirlerine itiraf etmeleri daha sonra da bu itiraflar saygı ve sevgilerine gölge düşürürken kadın evi terk ediyor. Şunu anladım ki insanın yaşantısı kendine özeldir bunu en yakınına bile anlatması prestijini sarsar .Herkesin başına her şey gelebilir .Bizim toplum bunları tolera edebilecek seviyeye daha gelemedi .Dürüst olmak yaşadığını eşin dahi olsa çevrenle paylaşmak demek değildir. Dürüstlük verilen sözde durmak, hayatında olanlara sadık kalabilmek, görevini en iyi şekilde ifa etmek ,ödemelerini günü gününe yapma k,toplum kurallarına saygıda kusur etmemek insana ve çevreye karşı duyarlı olabilmektir. bu daha da artırılabilir .Ama yaşadığın olumlu ve olumsuz şeyleri kendince çözebilmek ,yoksa destek almak. bu kitapta almasını bilene verdiği mesajlar çok etkileyici elime aldım ve bir saatte bitirdim .Okunulacak bir kitap tavsiye ederim.
Yatağımdaki Yabancı
Yatağımdaki YabancıSinan Akyüz · Alfa Yayıncılık · 20171,043 okunma
Bazen sanki karşısında biri varmış gibi konuşup, çok değişik bir ses tonuyla gülüyordu. Zaman zaman birden öfkeyle bir bağırıyordu ki, neye uğradığımızı şaşırıyorduk. Ben de de panik atak başlamıştı. Yerinden kıpırdarsa, ben aniden çok korkuyordum. Yanımda bir başkası yükses sesle konuşsa, öksürse çok korkuyordum. O sinirlenince elim ayağıma
Reklam
O kadar sevdiğin sanatın, nefret ettiğim insanların eline düşmesine öyle üzülüyorum ki size anlatamam... yazık ki, en iyi insanlar bile kötülüğe karşı sadece uzaktan seyirci kalarak, biraz olsun yakınına gelmek istemezler. Bunun yerine ağır, sıkıcı bir üslupla basmakalıp sözler, lüzumsuz öğütler sıralamakla yetinirler...
96 syf.
9/10 puan verdi
·
25 saatte okudu
Bayramın ilk günü ailecek Bursa Orhaneli’de kaplıcaya gittik. Tuttuğumuz eve girip de dolabı açtığımda bu kitapla karşılaştım. Daha ilk dikkatimi çeken yayınevinin Bordo-Siyah olmasıydı. Her zaman bu yayınevinin benim için ayrı bir yeri olmuştur. Uzun, ince ve siyah renkli tasarımı beni çoğu zaman bu yayınevine cezbetmiş ve bu yayınevinin kafamda
Küçük Nils Holgersson'un Yabankazlarıyla Maceraları
Küçük Nils Holgersson'un Yabankazlarıyla MaceralarıSelma Lagerlöf · Bordo-Siyah Dünya Klasikleri Dizisi · 2012324 okunma
"Akşamları işi bittikten sonra eve dönen dedem bana masal anlatır. Bilirim, dışarısı çok, çok karanlık, çok, çok soğuk olur. Rüzgar acı acı eser. Böyle gecelerde, en büyük dağlar bile, evet onlar bile, birbirine sığınırlar. Evlerimizin tam yakınına, pencerelerimizin ışığına sokulurlar. Ben bundan hem korku duyarım, hem de sevinirim. Eğer bir dev olsaydım, dev kürkümü giyer, dışarı çıkar, yüzümü onlara dönüp dev sesimle seslenirdim: "Sakın korkmayın ey dağlar, ben buradayım! Ne fırtınadan, ne karanlıktan, ne de kardan korkarım ben! Siz de korkmayın. Olduğunuz yerde durun, birbirinize girmeyin." Bundan sonra dev adımlarımla karların üzerinden yürür giderdim. Bir adımda çayı geçer, "hop!" ormana dalarım. Çünkü geceleri ormandaki ağaçlar da çok korkarlar. Kimi kimseleri yoktur. Çıplaktırlar. Soğuktan tiril tiril titrerler, sığınacakları bir yer de yoktur. Ormanda gezer, korkmasınlar diye herbirini okşardım. Yazın tekrar yeşermeyen ağaçlar, kesinlikle kışın korkudan donup kalanlardır. Ölen ağaçları kesip odun yapar, ısınmak için yakarız.
Sayfa 45 - Ötüken Yayıncılık
1062 syf.
10/10 puan verdi
Anna Karenina’yı bir kez daha izledim. Filmin başında açtığım Carmenere üzümü ağırlıklı sek kupajı mideme indirirken şarap olmazsa elimi bile sürmeyeceğim Parmezan peynirinin, her birini yaklaşık birer gram halinde kestiğim parçalarını birer ikişer yoğun sek şaraba katık ediyorum. Filmin sonunda ağzımda Parmezanın buruk tadı, damarlarımda
Anna Karenina
Anna KareninaLev Tolstoy · Türkiye İş Bankası Yayınları · 201938,9bin okunma
Reklam
HACKI (köpek deyip geçmeyin)
Hacki... Orta yaşlı profesör, her sabah işe gitmek için uğradığı tren istasyonunda sevimli mi sevimli bir köpek yavrusu ile karşılaşır. Bir süre sevip okşadıktan sonra sanki ikilinin arasında duygusal bir bağ gelişir. Profesör derse yetişmesi lazımdır ve tren kalkmak üzeredir artık. Ama vedalaşmak bir türlü mümkün olmaz... Durumu gören istasyon
Gelin, olasılıktan söz edelim. İlk önce, olasılık dediğimizde en sık akla gelen çekilişlerden, piyangolardan söz edelim. Amerika’daki en büyük piyangoyu, Povverball’ı kazanabilme olasılığı 120.000.000′da l’dir. Povverball’ın ilk oynanmaya baş­landığı 1997′den beri elliden fazla insan bu olasılığı alt üst ederek büyük ikramiyeyi kazanmıştır.
224 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
"Biri Josef K.’ya iftira etmiş olmalıydı, çünkü kötü bir şey yapmamış olmasına karşın bir sabah tutuklandı." cümlesiyle başlayan bu eser baştan sona köhneleşmiş adalet sistemini anlatmaktadır. Neyle itham edildiğini bilmeden başlayan süreç kitabın sonuna kadar öylece devam etmektedir. Çok sıradışı bir olay akışı olmamasına rağmen klasik olmasının hakkını verecek bir biçimde yoğun zihin okumaları, davranış değerlendirmeleri ve karakter tasvirleri ile devam ediyor. Eserde K.nın karşılaştığı tüm kişiler mahkeme katibi, mahkeme ressamı ve mahkeme rahibi gibi kişilerden oluşuyor. Herkes kendine göre davası hakkında bilgi sahibi ve K.ya yol gösterme hevesinde, ama neticeyi değiştirecek bir savunma yapmasına izin verilmiyor. Bunlardan bana göre en ilginci şu: Koltuğunu yatağın daha yakınına çekmiş olan Ressam, konuşmasını bu kez daha alçak sesle sürdürdü:“Başta size ne tür bir kurtuluş istediğinizi sormayı unuttum. Üç olasılık vardır, yani gerçek anlamda aklanma, görünüşte aklanma ve sürüncemede bırakma. Gerçek aklanma elbette en iyisidir, ama bu tür bir çözüm konusunda en ufak bir etkim bile olamaz. Zaten kanımca gerçek anlamda aklanma için etkili olabilecek kimse yoktur. Bu noktada herhalde yalnızca davalının suçsuzluğu belirleyici olabilir. Siz de suçsuz olduğunuza göre, yalnızca suçsuzluğunuza dayanmanız gerçekten de düşünülebilir. Fakat o zaman ne benim, ne de bir başkasının yardımına ihtiyacınız olur.” Keyifli okumalar.
Dava
DavaFranz Kafka · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202153bin okunma
rio polis müfettişi olinto del bosco için bir vaka
tezatlıklar Her gün dilencilerin, kedi ve köpeklerin sığınağı olan, lağım fareleri ve karafatma kaynayan Arcos da Lapa’dan geçiyordu. Bu sefil manzara uzaktan bakıldığında bir suluboya tablo için iyi bir malzeme olabilirdi. Ama Cândido ne resimle ilgili biriydi ne de yakınına yaklaşıldığında genzi yakan iğrenç kokulara, üzerinde
Sayfa 13 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okuyacak
568 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.