Anlamanın duvarını aşmıştık. Acı yoktu, utanç yoktu. Öfkenin bile çözemediği bir katılık içinde kalmıştık. Çekip gittiklerinde en yaşlımızın gözünde iki damla yaş vardı yalnızca.
Reklam
En Yaşlımızın Gözünde İki Damla Yaş Vardı
Çocuklardan başka alnında ışık taşıyan kalmamıştı içimizde. Yalnızlık, gece kuşlarının ötüşlerinde dilleniyordu. Korku mu, güven mi bin yıldır adını koyamadığımız bir içsesle susuyorduk.
Sayfa 16 - Kırmızı KediKitabı okudu
Gök gürültüsü gibi düştüler avlumuza. Yüzlerindeki dehşetin yanında gecenin karanlığı masum bir çocuktu. Kapılarımızı hızardan geçirmiş gibi parçaladılar. On kişiydiler. Silahları kendilerinden çoktu. Bizi hiç tanımazlardı. Şehvetle yıkıyorlardı. Hayvanlarımızı öldürdüler önce. Ellerimizle biçim verdiğimiz ne varsa kırıp döktüler. Durmadan bağırıyorlardı. Çocuklarımızın çığlıklarından bir meydan ateşi yaktılar. Onurumuz, yoksulluğumuz, acımız ve korkumuz alev alev ışıtıyordu geceyi. Erkeklerimizi çırılçıplak soydular. Güldüler, güldüler. Sonra kamışlarından birbirine bağlayıp yarıştırdılar. Sigaralarını kadınlarımızın memelerinde söndürdüler. Bizi hiç bilmezlerdi. Bu topraklardan değildiler. Hepsinin de bir annesi vardı. Anlamanın duvarını aşmıştık. Acı yoktu, utanç yoktu. Öfkenin bile çözemediği bir katılık içinde kalmıştık. Çekip gittiklerinde en yaşlımızın gözünde iki damla yaş vardı yalnızca.
Reklam
En Yaşlımızın Gözünde İki Damla Yaş Vardı
Çözülmesiyle dolaşması arasında ayrım olmayan bir top yumaktı kadınlarımız.
Sayfa 17 - Kırmızı KediKitabı okudu
"Gök gürültüsü gibi düştüler avlumuza. Yüzlerindeki dehşetin yanında gecenin karanlığı masum bir çocuktu. Kapılarımızı hızardan geçirmiş gibi parçaladılar. On kişiydiler. Silahları kendilerinden çoktu. Bizi hiç tanımazlardı. Şehvetle yıkıyorlardı. Hayvanlarımızı öldürdüler önce. Ellerimizle biçim verdiğimiz ne varsa kırıp döktüler. Durmadan bağırıyorlardı. Çocuklarımızın çığlıklarından bir meydan ateşi yaktılar. Onurumuz, yoksulluğumuz, acımız ve korkumuz alev alev ışıtıyordu geceyi. Erkeklerimizi çırılçıplak soydular. Güldüler, güldüler. Sonra kamışlarından birbirine bağlayıp yarıştırdılar. Sigaralarını kadınlarımızın memelerinde söndürdüler. Bizi hiç bilmezlerdi. Bu topraklardan değildiler. Hepsinin de bir annesi vardı. Anlamanın duvarını aşmıştık. Acı yoktu, utanç yoktu. Öfkenin bile çözemediği bir katılık içinde kalmıştık. Çekip gittiklerinde en yaşlımızın gözünde iki damla yaş vardı yalnızca.
En Yaşlımızın Gözünde İki Damla Yaş Vardı
Bütün sözcüklerin gizini çözmüş de sesini verecek yer bulamadığı için her şeyi gözbebeklerine toplamıştı sanki.
102 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.