"Rabbim! Gerçekten bana mülk verdin ve bana sözlerin yorumunu öğrettin. Ey gökleri ve yeri yaratan! Dünyada ve ahirette sen benim velimsin. Benim canımı müslüman olarak al ve beni iyilere kat." ﴾Yusuf 101﴿ Tefsir Hz. Yûsuf, mülkü ve onu yönetmek için gerekli olan olayları yorumlama ilmini kendisine yüce Allah’ın verdiğini, dünyada da âhirette de kendisini yönetip himaye eden velîsinin Allah olduğunu zikrederek O’na şükranlarını arzediyor ve dünyada insana verilen imkânların “iyi bir insan ve iyi bir müslüman olma” amacına hizmet etmesi gerektiğini vurguluyor (velî hakkında bilgi için bk. Bakara 2/257; Nisâ 4/2,138-140; En‘âm 6/14). Rivayete göre Hz. Ya‘kub Mısır’da oğlunun yanında yıllarca yaşadı. Vasiyeti uyarınca naaşı, Filistin’de defnedilmiş bulunan babası Hz. İshak’ın yanına gömüldü. Hz. Yûsuf babasından sonra yirmi üç yıl daha yaşadı. Onun naşını da Mısırlılar mermer bir sandukaya koyarak Nil yatağına gömdüler. Mısırlılar onu çok sevdikleri için kendi memleketlerinde kalmasını istemişlerdi. Daha sonra Hz. Mûsâ onun naaşını bularak babası Hz. Ya‘kub’un yanına götürüp defnetti (Râzî, XVIII, 216). Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 3 Sayfa: 259
Câhiliye döneminde Araplar, ellerinde geçerli herhangi bir delil olmaksızın bazı şeyleri kendilerine helâl, bazılarını da haram sayıyorlar, helâl haram sınırını arzularına göre belirliyorlardı. Meselâ onlar, beş defa yavrulayan bir devenin, beşinci yavrusu yine erkek olursa, o devenin kulağını yarıp salarlar, artık onu herhangi bir şekilde kullanmazlar ve ona “bahîra” derlerdi. Yine onlar başlarına gelen bir beladan kurtulmak için putlara adak adar, kurtulunca da o adağı serbest bırakıp ondan faydalanmayı kendilerine haram sayarlar, o hayvana da “sâibe” derlerdi. Öte yandan koyun dişi doğurursa kendileri alır, erkek doğurursa putlarına adarlardı. Şayet koyun, bir dişi, bir de erkek olarak ikiz yavrularsa, dişi nedeniyle erkeği de putlara kurban etmezlerdi. Buna da “vasîle” derlerdi. Yine bir erkek deveden on batın yavru olunca, artık o hayvana binmezler ve onu hiçbir su ve otlaktan menetmezler, o deveye de “hâm” derlerdi. Allah onların yaptıklarını âyet-i kerimelerde şöyle kınamıştır: “Allah, bahîra, sâibe, vasîle ve hâm diye bir şeyi meşru kılmamıştır. Fakat kâfirler, yalan yere Allah"a iftira etmektedirler ve onların çoğu anlamazlar!” (8) “Beyinsizlikleri yüzünden, körü körüne çocuklarını öldürenler ve Allah"ın kendilerine verdiği nimetleri Allah"a iftira ederek haram sayanlar mahvolmuşlardır. Onlar sapıtmış kimselerdir ve doğru yolu bulacak da değillerdir.” (9) 8 -Mâide, 5/103, (BY2/146 Beyzâvî, Tefsîr, II, 146.) 9- En’âm, 6/140
Reklam
Enam 140.Ayet: Çocuklarını hiçbir bilgiye dayanmaksızın akılsızca öldürenler ile Allah´a karşı yalan yere iftira düzüp Allah´ın kendilerine rızık olarak verdiklerini haram kılanlar elbette hüsrana uğramışlardır. Onlar, gerçekten şaşırıp sapmışlardır ve doğru yolu bulamamışlardır.
Enam 140
Bilgisizlik yüzünden beyinsizce çocuklarını öldürenler, Ve Allah'ın kendilerine verdiği rızkı, Allah'a iftira ederek haram kılanlar, Muhakkak ki, ziyana uğradılar.
En’âm Suresi / 140. Ayet Bilgisizlik ve ahmaklıkları yüzünden kendi çocuklarını öldüren ve "Rabb'imiz bize böyle emretti!" diyerek Allah adına yalanlar uydurup O'nun bağışladığı nimetlerden insanlığı mahrum bırakanlar, kelimenin tam anlamıyla ziyana uğramışlardır! Bunlar, öyle bir sapıklığa düştüler ki, bir daha doğru yolu bulamadılar!
Allah’ın sevdiği davranışlar: Allah, ihsan sahiplerini sever. (Bakara, 2/195 – Âl-i İmran, 3/ 134,148, Maide, 4/13,93) Allah, çokça tevbe edenleri sever (Bakara, 2/222) Allah, temizleri sever. (Bakara, 2/222 – Tevbe, 9/108) Allah, takva sahiplerini sever (Âl-i İmran, 3/76 – Tevbe, 9/4,7) Allah, sabredenleri sever. (Âl-i İmran, 3/146) Allah, tevekkül edenleri sever. (Âl-i İmran, 3/159) Allah, adaletli olanları sever. (Maide, 4/42 – Hucurât, 49/9 – Mümtehine, 60/8) Allah, kendi yolunda saf saf mücadele edenleri sever. (Saf, 61/4) Allah’ın sevmediği davranışlar: Allah, aşırı gidenleri sevmez. (Bakara, 2/1909 – Maide, 5/87 – Araf, 7/55) Allah, fesadı sevmez. (Bakara, 2/205) Allah, kafirlikte ileri gidenleri ve günahta ısrar edenleri sevmez. (Bakara, 2/276) Allah, kafirleri sevmez. (Âl-I İmran, 3/32 – Rum, 30/45) Allah, zalimleri sevmez. (Âl-I İmran, 3/140 – Şura, 42/40) Allah, kendini beğenen ve övünüp duranları sevmez. (Nisa, 4/36 – Lokman, 31/18 – Hadid, 57/23) Allah, hainlikte ve günahta çok aşırı gidenleri sevmez. (Nisa, /107 – Hac, 22/38) Allah, ağır ve inciten sözlerin açıktan söylenmesini sevmez. (Nisa, 148) Allah, fesat çıkaranları sevmez. (Maide, 5/64 – Kasas, 28/77) Allah, israf edenleri sevmez. (En’am, 6/141 – Araf, 7/31) Allah, hainleri sevmez. (Enfal, 8/58) Allah, kibirlileri sevmez. (Nahl, 16/23) Allah, şımaranları sevmez. (Kasas, 28/76)
Reklam
33 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.