Endiku: "Bırak yine de ben en önden gideyim. Kapıyı ben açayım. Musallat olacaksa eğer bir bela, gelip bana musallat olmalı."
Gılgameş: "Kendini neden benim için tehlikeye atıyorsun?"
Endiku: "Buna neden, yengi kazandığım o kavgada sana üstün gelmemdir. Bir baba düşün, müşfik bir ağabey. Güçlü olan bensem eğer, seni hayatım pahasına da olsa korumalıyım."
"Artık insanların Gılgamış'ı, Endiku'su, Hera'sı, Afrodit'i yok, onların yerine hip hop, futbol, müzik ve sinema tanrıçaları var. Tanrılar ve tanrıçalar gibi onların aşk, evlenme, boşanma, kavga, kıskançlık, cinayet maceralarını izliyorlar."
_Agarta, tanrısal üstün ırk Aryanların yaşadığı iddia edilen yer altı imparatorluğudur. Başkenti ise Şambala’dır. Agarta iyiliği, Şambala kötülüğü temsil eder. Dünyada yaşanan tüm olayların Agarta-Şambala mücadelesinden ibaret olduğu iddia edilir. Agarta, teozofik ve ezoterik kaynaklara göre önceki devrenin sonlarına doğru Mu ve Atlantis' ten
Gılgamış Destanı: Düşman olarak başlayan ancak hayatlarına dost olarak dewam eden Endiku ve Gılgamış'ın ölümsüzlüğü aradıkları yaşamı... Akıcı idi... Bence okumalısınız... İyi günler...
Gılgamış DestanıAnonim · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20214,942 okunma
Gılgamış, yabanıl arkadaşı Enkidu'yla birlikte, Tanrı Enlil'in Amanos yöresindeki Sedir Ormanları'na gözcü olarak koyduğu Humbaba adlı korkunç devi öldürür. Bunun üzerine, aşk tanrıçası İştar, Gılgamış'a aşık olur. Ama Gılgamış ona yüz vermez. Buna çok sinirlenen tanrıça gökten korkunç bir boğa indirip Gılgamış'ın üzerine salar. Ama Endiku hayvanı öldürür. Ne var ki bu ölüme çok öfkelenen tanrılar Endiku'yu ölüme mahkum eder. Endiku'nun ölümü Gılgamış için tam bir yıkımdır. Endiku gibi ölmemek için "ölümsüz yaşam"a ulaşmak için yollara düşer.
Gılgamış Destanı, Sümerler döneminde yazılmış insanoğlunun ilk yazınsal ürünü. Destandan anlaşılacağı üzere insanoğlunun bir türlü anlayamadığı, anlamlandıramadığı dolayısıyla korktuğu ölüm; bir gerçek ve ölümden kaçış yok. XII. Tablet her ne kadar diğer tabletlerle bütünlük oluşturmasa da insanoğlu ölümün bir son olabileceği, her şeyin bitebileceği düşüncesiyle ölümden sonra bir hayatın varlığını kabul ederek diğer yaşamda buluşabilmek ümidi içerisine girmiş. İyilerin cennet denilen yere, kötülerin de cehennem denilen yere gideceğine inanılmış. Kim bilir?
Gılgamış'ın ölümsüzlük arayışı da elbette sonuçsuz kalıyor. Okyanusa dalarak elde ettiği ölümsüzlüğü bir anlık gafleti sonunda yılana kaptırır, Gılgamış. Böylece, yılan metaforunu da düşünürsek, kötülük ölümsüzlüğe ulaşır.
Keyifli okumalar.
Gılgamış DestanıAnonim · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20214,942 okunma
Gılgamış Uruk kentini görkemli surlarla çeviren acımasız, güçlü bir kraldır. Tanrıça aruru, onunla başa çıkması için, kilden bir adam yoğurur: Endiku.
Endiku hayvanlar arasında büyür. Günün birinde bir sokak kızı onun erkeklik icgüdüsünü uyandırır, uygarlaşması için kente götürür.
Bu arada Gılgamış iki düş görür, annesi bilge Ninsun da şöyle açıklar:"Bir arkadaş edineceksin, kurtarıcı bir yoldaş."
...
"Gözyaşını getir Endiku,
ağlasın diye içinizdeki ölü diriye"
M.Derviş, biraz Edip oluyor, biraz Ş.Erbaş..
Biraz "siz" oluyor, en çok siz oluyor hatta..
Ve en çok hiç kimse oluyor..
Ben de sabahın dördü oluyorum...
.
"Homer destanından 1500 yıl öncesine tarihlenmesine rağmen Gılgamış, Endiku ve Huvava gibi kahramanları Odysseia destanının tanrıları ve ölümlülerinin evrenine aittir."