Çocukluğumda ağaçlara çıkmayı çok severdim. Ağaç ne kadar yüksekse, o kadar fazla keyif verirdi. Ve doğal olarak birçok kere ağaçtan düştüm. Bacaklarımda, dizlerimde ve her yerimde o çiziklerin izleri hâlâ durur. Sürekli ağaçlara tırmanıp düştüğüm için, her gün üstümdeki kıyafetler yırtılıyordu. Annem bana gelip: "Kıyafetindeki o delikle dışarı çıkma. Ben hemen yamarım." dedi. "Hayır, yamama." dedim. "Ama insanlar ne der? Sen kasabanın en iyi kumaş tüccarının oğlusun ama sürekli dışarıda yırtık kıyafetlerle dolaşıyorsun, kimsenin seninle ilgilenmediğini düşünecekler." Ben de: "Eğer yama yaparsan, çirkin olur. Şu anda herkes onun yeni olduğunu görüyor. Evden yırtık gömlekle çıkmadığımı düşünecekler. Ağaçtan yeni düştüm ve yırtıldı. Ama eğer yama yaparsan, gizlemeye çalıştığım eski bir şey gibi görünür. Senin yaman beni yoksul gösterir, yırtık gömleğim ise beni sadece cesur biri olarak gösterir. Sen endişe etme. Eğer biri bana yırtıktan söz ederse ona meydan okurum: 'Benimle birlikte şu ağaca çık, eğer düşmeden başarabilirsen, o zaman bana istediğini söyleyebilirsin.' derim." dedim.
Sayfa 117 - Ganj Yayınları