Endülüs'e Ağıt
Her yükselen bir gün düşer, inişler başlar zirveden Ömrün mutlu günlerine niçin aldanır ki insan Her şey değişir gök gibi, bir gün pırıl pırıl, bir gün bulutlu Sen de öylesin işte, bugün güldürmüşse zaman, yarın ağlatır Kime uzatmış ki bir şefkat eli bu dünya? Kime ebedilik vermiş, kime yaramış sonsuzca? Hedefini delip geçmezse kılıçla
endülüs'e ağıt
Çıkan iner, kalkan düşer, her yükselişin var bir sonu. Niçin bunca gurur maldan mülkten, addan sandan insanoğlu.
Sayfa 85 - Diriliş Yayınları - Ebülbeka Salih bin Şerif
Reklam
endülüs'e ağıt
Anlaşılan, İslâm’a Endülüs’te göz değdi O güzelim şehirler düşmana boyun eğdi İslâm’ın damgasını sildiler o bölgeden Yok mu bir Selahaddîn, n’ola koşup geleydi…
Sayfa 325
Endülüs'e Ağıt
Çıkan iner, kalkan düşer, her yükselişin var bir sonu. Niçin bunca gurur maldan mülkten, addan sandan insanoğlu.
endülüs'e ağıt
Şimdi o canım Endüslüs şehirlerinde, İslamın ne namı var ne nişanı; sanki hiç olmamıştı, sanki baştanberi yoktu.
Endülüs'e ağıt - Ebülbeka Salih Bin Şerif
Ah! Yarımadada islâma göz değdi. Yağdı bela yağmur gibi. Şimdi o canım Endülüs şehirlerinde, İslâmın ne namı var ne nişanı; sanki hiç olmamıştı, sanki baştan beri yoktu. ... Toprağı buram buram bilgi tüten Kurtuba. Bilginlerinin adı ta uzaklarda çınlayan Kurtubaya ne oldu? ...
Reklam
ENDÜLÜS'E AĞIT Çıkan iner, kalkan düşer, her yükselişin var bir sonu. Niçin bunca gurur maldan mülkten, addan sandan insanoğlu. Oluşta ne var ki olduğu gibi dursun, hiç değişmesin. Sen de gök gibisin, bir gün masmavi güneşlik, bir gün bulutlu. Bu dünya kime kalmış, yaramış ki kalsın yarasın sana da. Yok hiçbir çizgisinde bu yeryüzünün ölmezlik rengi ve ölmezlik kokusu. (Ebülbeka Salih Bin Şeref)
... Endülüs'ten, Endülüs'ün zavallı halkından var mı haberiniz? Her yer, onların felaketini duydu, sizin kulağınız sağır, gözünüz kör, kalpleriniz mefluç mu? Ölen asker, esir kadın, ufuklara bakıp bizden İmdat ummuş beklemişti, son ana dek. Hiç düşündünüz mü bunu? Onların sesi, insan olanın yüreğini eritirken, Siz Müslümanlar, onların kardeşi, kayıtsız, halinden memnun ve haz maymunu! Yürekli, utanan, alçalmaktan korkan, kardeşi için can veren kimse kalmadı mı yeryüzünde? Hakkın yardımcısı, hak peşinden giden, kendini hakka adamış tek kişi yok mu? Dünyanın efendisiydi bu millet, şimdi dünyanın kölesi. Neler çekiyorlar? Yüzleri bile tanınmaz hale geldi. Ya Rabbi ne kaderdir bu! Kendi yurtlarında bey idiler, şimdi küfr ülkesinde uşak. Ululuğun doruğundan eziliş uçurumuna yuvarlanan bu halka acıyan yok mu? ... (Ebu'l-Bekâ Sâlih b. Şerîf --Endülüs'e Ağıt)
95 syf.
8/10 puan verdi
·
23 günde okudu
Sezai Karakoç'un İslam şiirlerini az da olsa tattırmak için yazdığı kitabı. Daha önce
Üç Kaside
Üç Kaside
kitabındaki (fakat bu kitabın baskısı artık yapılmıyor -ama bende var-:) Kaab bin Züheyr'in Kaside-i Bürde, Salih bin Şerif'in Endülüs'e Ağıt ve İmam-ı Busuri'nin Bürüyen Kaside şiirlerine ek olarak Hasan bin Sabit, Zünnun-i Mısri, Mütenebbi, Ebu Nüvas, İbni Cabir ve Mevlana'nın da şiirlerini eklenerek 1976 senesinde bu kitap yayınlanmış. Yani Üç Kaside kitabının genişletilmiş versiyonu diyebiliriz. En sonda ki Mevlana'ya ise sadece 2 sayfa ayrılmış ve kendisine özel bir kitap yazılacağının düşünüldüğü belirtilmiş. Ki o kitap da sonradan yayımladı.
Mevlana
Mevlana
Bu arada ben bu kitabı elim alana kadar ismini sürekli İslamın Şiir Alıntıları sanıp öyle okuyordum, bu da 1000k etkisi galiba. Alıntı değil Anıt olacakmış belki de siz de benim düştüğüm hataya düşmüşsünüzdür. Tekrar kitaba gelirsek adaşım Salih bin Şerif'in Endülüs'e ağıt kitabını duymuşsunuzdur zaten, o efsane. Onun dışında Kaside-i Bürde çok hoşuma gitti.
İslamın Şiir Anıtlarından
İslamın Şiir AnıtlarındanSezai Karakoç · Diriliş · 2000229 okunma
ENDÜLÜS'E AĞIT Ah! Yarımadada İslâma göz değdi. Yağdı belâ yağmur gibi. Şimdi o canım Endüslüs şehirlerinde, İslâmın ne namı var ne nişanı; sanki hiç olmamıştı, sanki baştanberi yoktu. (Ebülbeka Salih Bin Şeref)
Reklam
ENDÜLÜS'E AĞIT Daha ne anlatayım, yüreklerin erimesi için bir tanesi yeter anlattıklarımın: Eğer o yüreklerde İslamdan ve imandan bir eser varsa elbet ey Tanrı dostu! (Ebülbeka Salih Bin Şeref)
endülüs'e ağıt
Uyan ey gafil kişi ibret denizi zaman Sen uyumuşsan da, asla uyumaz zaman ~Ebul Beka Salih bin Şerif
ENDÜLÜS'E AĞIT Endülüsten, Endülüsün zavallı halkından var mı haberiniz? Her yer, onların felâketini duydu, sizin kulağınız sağır, gözünüz kör, kalpleriniz meflûç mu? Ölen asker, esir kadın ufuklara bakıp bizden İmdad ummuş beklemişti, son ana dek. Hiç düşündünüz mü bunu? Onların sesi, insan olanın yüreğini eritirken. Siz müslümanlar, onların kardeşi, kayıtsız, halinden memnun ve haz maymunu! (Ebülbeka Salih Bin Şeref)
ENDÜLÜS'E AĞIT Dünyanın efendisiydi bu millet, şimdi dünyanın kölesi. Neler çekiyorlar? Yüzleri bile tanınmaz hale geldi. Yarabbi ne kaderdir bu! Kendi yurtlarında bey idiler, şimdi küfr ülkesinde uşak. Ululuğun doruğundan eziliş uçurumuna yuvarlanan bu halka acıyan yok mu? (Ebülbeka Salih Bin Şeref)
endülüs'e ağıt
Kime uzatmış ki bir şefkat eli bu dünya? Kime ebedilik vermiş, kime yaramış sonsuzca? ~Ebul Beka Salih bin Şerif
41 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.