Bilgi Çağı'nın Endüstri Devrimi'nden hemen sonra gelmesi planlanmıştı. Sonra Postmodern Çağ başlayacaktı. Sonra da Mahşerin Dört Atlısı. Kıtlık. Tamam. Salgın. Tamam. Savaş. Tamam. Ölüm. Tamam. Ve büyük olayların, depremlerin ve medcezir dalgalarının arasında, Tanrı bana bir konuk oyuncu rolü ayarlamıştı. Belki otuz yıl sonra, belki de seneye Tanrı'nın ajandasındaki görevim son bulacaktı.
Sayfa 175 - Ayrıntı
Bitirirken
Amerika bugün, sinematografik ifrazatlar boyunca, nedensiz ve mutlak şiddeti putlaştırıyor. Tüm dünya gençliğinin imgelemnini şartlandıran bu görsel-işitsel endüstride; en aşağılık katiller, en insanlıktan uzak canavarlar, American Nightmare'in yapay cennetlerinin, sembolik idolleri haline geliyor... Ve siz gündelik hayatınızda, insanlığın ticari bir alt kültürün çöplüğündeki bu boğuluşundan keyif alma hafifliğini gösteriyorsunuz! Boş vakitlerinizin iyi değerlendirilmiş saatleri haline getirmişsiniz bunu...
Sayfa 166
Reklam
Cengiz Kallek
" Batı kapitalizmi sadece 'ötekiler'i değil, endüstri devrimi sürecinde kendi emekçilerini de ölümcül biçimde sömürdü. "
“Endüstri devrimi sıradan insanların hayatında felaket derecesinde bir yersiz yurtsuz yol açtı.” Karl Polanyi
Sayfa 54
Mustafa Kemal devrimi’nin çerçevesini en ilginç çizenlerden birisi, ünlü İngiliz Tarihçisi Arnold Toynbee’dir. Benim Fransızcasından okuyabildiğim bir kitabında bu devrimi şöyle tanımlıyordu: “Bir insan ömrü süresi içinde ve zorunlu olarak, Rönesans’ın, Reform’un, 18’inci yüzyıl sonunda oluşan bilimsel ve entellektüel devrimin, Fransız Devrimi’nin ve Endüstri Devrimi’nin gerçekleşmesi.”
Atatürk devrimleri Türkiye’de teokratik ortaçağ devlet geleneklerini silip süpürerek kadını, vicdanı ve tefekkürü hür kılmıştır. Ümmetçiliğin yerini milliyetçilik almıştır. Ziraat ve ticaret kaynakları Türklere mal edilmiştir. Milli endüstri doğmuştur. Milli bankalar kurulmuştur. Yabancı ve imtiyazlı şirketler millileştirilmiştir. Yazı ve dil değişerek, Türk kafası Arap kültürü köleliğinden sıyrılmıştır. Bu devrimlerden her biri bir vatandaşı milli tarihin pek büyüklerinden biri kılmaya yeter. Atatürk devrinin zaafları, Atatürk’ten sonraki demokrasiye geçiş devrinde belirmiştir. Başlıca zaaf, eğitim yolu ile devrimlerin ve yeni düzenin halk yığınlarına sindirilememiş olmasıdır. Atatürk devrine tek parti devri diyoruz: Bu bir karma parti idi. Disiplini devrimlerimize inanıştan doğmuyordu. Bilakis Atatürk devrinin zaafı, devrimci bir tek parti rejimi olmamasıdır.
Sayfa 580Kitabı okudu
Reklam
520 öğeden 521 ile 520 arasındakiler gösteriliyor.