*
“Cahilliğin dağlarında gezenler için; almasını bilene bilgece öğütler, yaşanmışlıkların getirdiği doğru tespit ve öneriler, samimi itiraflar; bir o kadar da topluma tenkit yağmuru. İlber Ortaylı’nın sakınmadan söylediği her söz, gençler için altın değerinde. Toplumun her kesimine ustaca entelektüel bir dokunuş, hazır olun; bu bir kültür
Bana kattığı bütün detaylar olmasa bile ilk defa duyduğum bu hoş deyim için kitabı okumaya değermiş. Şu deyimdeki inceliğe, espriye, bağlaştırmaya, ölçü ve kafiye ile oluşturulan müzikaliteye bakın bir!
Edebi eserler arasında yaptığım bu kurgu dışı okuma bana o kadar iyi geldi ki bu tarz kitaplara ilgi duyanlar için birkaç şey yazmak
Bireysel psikoloji=Adler
Alfred Adler'e nihayet giriş yaptım ve bu kitabı, İnsan Doğası ile giriş yaptığım için kendimi şanslı hissediyorum. Zira neden bireysel psikoloji deyince akla Adler gelir diye sorarlarsa garip gelebilir ama bu kitaptan yola çıkarak rahatlıkla cevap verilebilir.
Freud okuyan birçok insan ki ben de aynı kanıdayım.
Merhaba Arkadaşlar, :)
Bu gün "SEMERKANT" adlı kitabı okuduktan sonra arkadaşlarımın tavsiyesi ile mutlaka okumam gerektiğini ifade edilen sonrasında; "Vay canına adamım! Gerçeklik payı çok yüksek olan enfes bir kurgu..." diyip kapağını kapattığım bir eser ile geldim. :) Farklı zamanlarda ve farklı yazarlar tarafından
Almanca dil kursundaydım. Hoca çok disiplinli biriydi. Bilhassa zaman açısından hiç müsamahası yoktu. Bir hafta boyunca kimin ne kadar geç geldiğini tespit ediyor ve onlan geç geldikleri toplam süre kadar sınıfta tutuyordu. Tabi bu dırum, zaten kursa zor zaman ayırmış iş sahiplerinin hiç de hoşuna gitmiyordu. Bir gün haftalık cezası 18 dakika
Bir büyükten bir başka büyüğü dinlemeyi oldum olası sevmişimdir. Anılardan bahsederken bürünülen o mahzun hal, yüze konan o hafif tebessüm ve gözlerdeki o parlak şerit… Bu yüzdendir dedelerin ve ninelerin yanındaki dostane samimiyet. Bu yüzdendir odalarındaki enfes rayiha. Bu yüzdendir sobanın dahi onlar varken daha sıcak olması. Bu yüzdendir
Aristoteles uzmanı Tricot: "Felsefenin Yunan'da başladığı doğru değildir."
Ya?.👇
Yunan felsefesinin ve biliminin bir “Yunan mucizesi” olmadığını, bunun 18. yüzyılın sonlarından itibaren Batı’da geliştirilmiş Avrupa-merkezci bir tez olduğunu ileri süren uzman felsefeci, düşünür ve yazarların sayısı artık Batı’da da çoğalmaktadır. Bu
İlk iki faz deneyleri tamamlanan, son fazı da başarıyla geçerek toplumsal kırılmaları tespit etmek üzere yerini alan dergi
İzdiham - Sayı 47 (Aralık 2020-Ocak 2021)’ın şimdilik son sayısı çıktı. Daha önce nereden alabiliyorsanız aynı yerlerde rahatlıkla bulabilirsiniz. Bu ay Belçika, Mısır ve Azerbaycan’da da olacak.
Az önce
Elhamdülillah Akif Emre Abinin külliyatından bir kitabı daha bitirmek nasip oldu. Akif Abi'yle nasıl tanıştığımı kendisiyle ilgili düşücelerimi diğer Akif Emre incelemelerimde ifade etmiştim. Bu kitap ilk baskısını Mart 2022'de yapmıştı. Bize de almak Ramazan'da nasip oldu. Almak derken, hediye olarak... (:D)
Kitabı Büyüyen Ay
Friedrich Nietzsche okumak dayak yemek gibidir demişti bir arkadaşım. Bu iddiali sözler üzerine epeyce ertelediğim bir kitapti
Böyle Söyledi Zerdüşt . Okudugum ilk Nietzsche kitabı haliyle. Doğru mu yaptım, yanlış mı bilmiyorum bu kitaptan başlayarak ama sanki felsefe alanında biraz birikim kazanarak okumak daha faydalı olur gibi geliyor bana.
Kemal Sayarın okuduğum ilk kitabı. Dili öyle güzel, yalın ve akıcı ki adeta okumaya ara veremiyorsunuz.
Vurgulamak istediği kısımları şiirsel bir dille tekrarlayıp eğlenceli bir hale getirmiş yazar. Bu yüzden okurken çok keyif aldım.
Hem dünyanın hem de kendimizin içinde bulunduğu temel problemler çok enfes bir şekilde tespit edilmiş. Bir çoğuna aşina olduğumuz halde, tespitler çok yerinde ve bir çok noktada da çözüm de sunulmuş.
"Her şey çok hızlı gerçekleştiğinde kimse hiçbir şeyden emin olamaz, kendisinden bile" diye yazmıştı Kundera, Yavaşlık adlı romanında. Gerçekten de hız bizi uyuşturuyor. Artık her yerde ve hiçbir yerdeyiz. Aslında bütün varlığımızla hiçbir yerde değiliz, parça parça orada ve buradayız. Hızlandıkça zaman kazanmıyor, sadece parçalanıyoruz. Kendimizi bulmak için hayatın kendi ritmine geri dönmeye ihtiyacımız var. İşte bu yüzden, kendi kendimize "Yavaşla!" diyoruz. Çünkü yavaş güzeldir…