Öğrencilere güven esastır. İlke olarak buna inananlardanım. Ama bu durum insanın salak yerine konmasına da sebep olmamalı.
Bir gün sınavda sıkı bir denetim yapınca kopya çekmeye çalışan dört beş öğrenci yakaladım. Kimi kâğıda yazıp şeffaf kurşun kalemlerin içine koymuş, kimi silginin altına yapıştırmış. Bir iki kişi eline yazmış, sıraya yazanlar vesaire…
Hepsini dışarı çıkardım ve haklarında tutanak tutturdum.
Birkaçı gelip özür diledi. Özürlerini kabul ettim, ama bunun resmi işlem yapılmasına engel olmadığını söyledim. Amacım birkaç gün tedirgin olmalarını sağlamak ve bir daha kopya çekmeye yeltenmelerini engellemek.
Birkaç gün sonra kopyacı taifesinden bir öğrenci geldi.
-Hocam bizi idareye verecek misiniz, dedi.
-Düşünüyorum, dedim.
-Ne yani siz hiç kopya çekmediniz mi, demez mi?
-Oğlum dayak yememek için beş saniyen var, yakalarsam seni döverim. Hemen kaç, dedim.
Sözümü dinleyerek hemen odadan kaçtı.
Şecaat arz etmek de bir sanattır.