Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
... işte toplumdan doğan, ama onun üstünde yer alan ve gitgide ona yabancılaşan bu güç, DEVLETtir!
Ne de olsa, gerçek, kadın gibidir ve bir junkerin düşüncesine göre, aslında bu zorlamadan oldukça hoşlanmaktadır.
Reklam
Siyasette sadece iki belirleyici güç vardır, devletin örgütlü gücü ordu ve halk yığınlarının örgütlenmemiş, ilkel gücü.
528 syf.
·
Puan vermedi
·
80 günde okudu
Kitabın temel misyonu, net bir şekilde Marksizmi Marx-Engels çalışmalarının her yönüyle değerlendirerek sunmak. Bu kitap, bir akademik Marksizm kitabı değildir. Marksizmi tarihsel pratik açısından değerlendirip bundan bilimsel açıdan doğruları, yanlışları ortaya koyuyor ve bilinebilecek Marksizmin idealize bir biçimini kaynak alıyor. Bu Marksizm ne Marksizm-Leninizmin ele aldığı bir nesne ne de enformasyonlarla oluşmuş kişisel bir 'Marksizm'... Kitabı okurken geçmiş okumalarım sayesinde bir hız yakaladım. Asgari ölçekte bir dersle yetinmek isteyenlere şahsen şunu salık veriririm: İnsanlar komünist doğarlar ve belli etkileyici güçlerden dolayı gelen aşınmalardan dolayı sabit kimlikli bireyler olarak yabancılaştıkları toplumun elemanı olurlar. Marksizm, bahsettiğim komünist doğuştan yola çıkarak zihinsel emek, toplumsal enformasyon vs. ile insanlardaki doğal eğilimi ortaya çıkarmanın bilimidir. Bu sanatsallaşabilecek, sportifleşebilecek bir bilimdir. Geniş, sınırlandırılamaz bir bilimdir. Toplum ile bireyi karşıt olarak değil birlikte ele almaktan yola çıkan bir bilimdir. Herkese iyi okumalar dilerim
Marksizmin Doğuşu
Marksizmin DoğuşuMehmet İnanç Turan · Kalkedon Yayınları · 20101 okunma
“... Sovyet Komünizmi İslam’dan daha az din değildir. İslam elbette komünizmden farklıdır; dünyayı yöneten insanüstü düzeni kadiri mutlak bir tanrının yarattığına inanır. Oysa Sovyet Komünizmi tanrılara inanmaz. Öte yandan tanrılarla pek alakası olmayan Budizmi ise din olarak sınıflıyoruz. Budistler gibi komünistler de insanın eylemlerini yönlendirmesi gereken, doğal ve engellenemez yasalara dayanan bir insanüstü düzene inanıyorlardı. Budistler bu yasaların Siddhartha Gautama tarafından keşfedildiğine inanırken, komünistler Kari Marx, Friedrich Engels ve Vladimir İlyiç Lenin’in saptadığına inanıyorlardı. Benzerlikler bu kadarla da kalmıyor. Diğer dinler gibi komünizmin de kendi kutsal metinleri ve kitapları vardı. Örneğin Marx’ın yazdığı ve tarihin yakın bir zamanda proletaryanın kaçınılmaz zaferiyle sonuçlanacağım ileri süren Das Kapital. Komünizmin Bir Mayıs İşçi Bayramı ve Ekim Devrimi’nin yıldönümü gibi kutlamaları ve bayramları vardı. Marksist diyalektik uzmanı ilahiyatçıları ve her Sovyet ordusunun komiser adı verilen, askerlerin ve subayların bağlılığını denetleyen görevlileri de vardı. Komünizmin de şehitleri, kutsal savaşları, ayrıca Troçkizm gibi sapkın akımları vardı; Sovyet Komünizmi fanatik ve tebliğci bir dindi, inançlı bir komünist Müslüman veya Budist olamazdı, ve gerekirse hayatı pahasına, Marx ve Lenin’in öğretisini yayması beklenirdi.”
Sayfa 228 - Kolektif YayınlarıKitabı okudu
Burjuvazisinin kendi sözlerine bakalim; Manchester Guardian'da çok doğal ve makul bir şey gibi hiç yorumsuz yayınlanan şimdi vereceğim mektubu okuyalı henüz bir yıl bile olmadı: "Bay Yazı işleri Yönetmeni - Bir zaman var ki, ana caddelerimizi dilenci sürüleri sardı; epir epir giysilerini, hastalıklı yerlerini, iç bulandırıcı yaralarını
Reklam
Koç Holding'in carrefoursa çeklerini anımsattı.
Gerçekten hayırsever kurumlar ne oluyor! Önce işçilerin kanını emiyorsunuz sonra onlara kendinizi rahatlatırcasına, ikiyüzlü bir insanseverlik göstererek sanki hizmet etmiş oluyorsunuz; yağmaladığınız mağdurlara, zaten onların olan şeyin yüzde birini geri vererek kendinizi dünyanın önünde kudretli iyilikseverler gibi gösteriyorsunuz. Sadaka, alandan çok vereni aşağılar; ayaklar altında ezileni daha da toza toprağa bulayan sadaka; aşağılananın, toplumun dışına atılanın, önce kendisine kalmış son şeyi insanlığını da teslim etmesini isteyen sadaka; sizin merhametiniz bir zekat şeklinde onun alnına aşağılanmanın damgasını vurmadan önce onun merhamet dilemesini isteyen sadaka, alandan çok vereni aşağılar.
Lenin, teorik soyutlamaların nesnel önemini vurgulayarak ve olgularla güncel olarak bağlantısız çeşitli benzer niteliklerin, rastgele seçilmiş formel benzerliklerin kelimesel biçiminin kaydedildiği boş formel soyutlamaları kesinlikle reddederek, Marx ve Engels tarafından geliştirilen görüşleri bıkmadan savunmuştur. Lenin için soyut, her zaman yaşamdan ayrılmış bir kelimenin eş anlamlısı, gerçeklikle bağlantılı belirgin bir gerçek olmayan boş ve gerçek olmayan bir tanımlamanın ve formel kelime yaratmanın bir eş anlamlısıdır.
+1
Burjuvazi için yeryüzünde her şey, kendisi dahil para uğruna vardır, başka hiçbir şey uğruna değil. Hızlı kazançtan başka bir mutluluk, altın yitirmekten başka bir sızıdan farklı değildir. Bu hırs ve kazanma şehveti karşısında, tek bir insancıl duygunun lekelenmeden kalması mümkün değildir. Doğru, bu burjuvalar iyi birer kocadırlar, aile
Soylular, halka karşı koyamayacaklarını görünce, halkın arasından saygın birisini övmeye başlarlar ve onu yönetime getirirler; böylece onun gölgesi altında kendi tutkularını tatmin etmeye devam ederler.
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.