Emine Karaca

Emine Karaca
@engelsiz_okur
Engelini kitap okuyarak aşan hayat dolu yaşamayı ve insanları en çok da kitapları seven bir okur.. @okumaya_engel_yok hesabının sahibi..
"Bu kasırganın ismi ne?” dedi Kumsal, konuşursa belki dışarıdaki durumu aklından uzaklaştırabilirdi. "Dorian" "Neden kasırgalara kadın ismi veriliyor?” Fabian güldü. “Meteorologlar kasırgalara kadın ismi verilmesinin nedenini “tahmin edilmeleri ve keşfedilmeleri zor, ne zaman ve ne kadar zarar verecekleri belli değil şeklinde açıklıyor. Bu da kadınlara uyan bir özellik.” “Bu erkekler için de geçerli." "Evet ama yıkım yapacak bir şeye kadın ismi vererek onu daha az korkutucu gibi göstermek istiyor olabilirler. Ama son yıllarda erkek isimleri de veriliyor."
Reklam
Adamın biri karısını duymadığından endişe etmeye başlamış. Karısının bir işitme cihazına ihtiyaç duyduğunu düşünüyormuş. Bu durumu karısıyla konuşmadan aile doktorunu aramış. Doktor, karısının ne kadar duyduğunu tespit edebilmesi için adama basit bir yöntem önermiş. "Karından 40 adım uzakta dur, normal bir konuşma tonuyla bir şeyler söyle; eğer duymazsa 10 adım kadar yaklaş, aynı şeyi tekrarla; sonra 10 adım daha yaklaş karın seni duyana kadar, cevap verene kadar devam et." Aynı Günün Akşamı karısı mutfakta yemek hazırlarken adam doktorun dediklerini uygulamaya koyulmuş. 40 adım kadar uzağa gitmiş ve seslenmiş: "Hayatım Bu akşam yemekte ne var?" Cevap yok On adım kadar yaklaşmış adam, tekrarlamış soruyu: "Hayatım bu akşam yemekte ne var?" Kadın hiç oralı bile değil. Adam mutfağın kapısına kadar gelmiş, mesafe iyice azalmış: "Hayatım Bu akşam yemekte ne var?" Yine cevap alamamış. Bu sefer karısına iyice yaklaşmış aynı soruyu tekrar sormuş: "Hayatım bu akşam yemekte ne var?" "Hayatım dörttür söylüyorum! Daha kaç kez söyleyeyim? Tavuk var! Tavuk!"
Sayfa 197 - destek yayıneviKitabı okudu
Insanların ilgili yada kibar olmasını sağlayamayız.  Bir çiçeği yapraklarını açması için zorlayamayacağımız gibi, sıcak bir dokunuşu nazik bir hareketi ya da şefkati sevdiğimiz birinden zorla alamayız.
Sayfa 73 - Destek yayın eviKitabı okudu

Reader Follow Recommendations

See All
Doğal olmayan her insan patolojiktir, hastalıklıdır, yapmacıktır. Siz plastik bir bebeğin mutlu ya da üzgün olduğunu, kendi hayatını yaşadığını gördünüz mü? Oyuncak bebek çocukların elinde yerden yere vurulur. Lütfen sen de başkalarının elinde oyuncak bebek gibi olma. Çocukluğunu, gençliğini, yaşlılığını dolu dolu yaşamış birisi neden ölümden korksun ki? Hayatta hep güzel şeyleri deneyimlemiş birisi ölümü de deneyimlemek ister. Siz Mevlana'nın ölümden korktuğunu duydunuz mu, okudunuz mu? Dünyada cenneti yaşamak 12 ay boyunca tatil yapmak demek değildir. Kendi içinde cenneti yaşayabiliyor musun? Mutlu ve huzurlu musun? Cenneti ya da cehennemi kendi içinizde yaşıyorsunuz. Yoksa dış dünya size bir şey katmaz.
Eğer mutlu olmak istiyorsan çiçekler gibi ölümü sorgulamadan yaşayıver. Ölüm vakti nasıl olsa gelip çatacak. Yaşamı bu kadar benimsedin halbuki ölüm yaşamın öbür yüzüdür.
Reklam
"Ben özgür olmak istiyorum." demekle özgürlüğe ulaşamazsın. Gerçek özgürlük içimdeki çatışmaları bitirdiğin zaman başlar. Özgürlük bir hedef ya da amaç olamaz. Özgürlük bir sonuçtur. İşte gerçek özgürlük için içindeki reddedişleri bitirmelisin. Toplum sana büyük burnun çirkin olduğunu söyledi ve sen hemen onunla çatışmaya başladın. Doktor doktor dolaşarak burnunu değiştirmek için bıçak altına yattın. Bedensel engelin mi var? Toplumun bir değer yargılarının etkisinde kalarak kendini eve hapsettin. İçinde engelinle çatışma halindesin. Toplum "Erkekler ağlamaz." dedi. Annen öldü, baban öldü ağlama isteği öylesine bastırdı ki sen toplumun eleştirisinden korktuğun için ağlayamadın. Her şeyini reddeder hale geldin. Her şeyden korkar hale geldin. "Erkek adam korkmaz."denildi. Halbuki korku senin içinde doğuştan zaten vardı. Korkularını bastırmak için akla gelmedik şeyler yaptın. Aklı başında her insan korkar. Sadece deliler, akli dengesini yitirmiş insanlar korkmaz. Gerçek özgürlük kendini koşulsuz şartsız kabul etmekle gerçekleşir.
Uyuşturucu maddelerden korunma daki en büyük görev aileye düşmektedir ancak sağlıklı aileden sağlıklı çocuklar yetişir önerilerimiz şunlardır; Anne-babalar, çocuklarının kimlerle arkadaşlık ettiğini kontrol etmeli. Çocuk harçlıksız bırakılmamalı, çok da fazla para verilmemeli.Paranın nerede kullanıldığı takip edilmeli. Çocuklar alkol ve uyuşturucu bulunabilecek yerlerden uzak tutulmalı. Evde alkol ikram vasıtası gibi sunulmamalı. Sonunda alkolizm ve uyuşturucu olabileceği unutulmamalı. Evde tartışma, hakaret, aşırı davranışlar çocukta kişilik bozukluğunu neden olabilir. Özellikle çocuğun tanık olabileceği bu davranışlardan kaçınılmalı. Çocuğa kişilik kazandırmalı, kendine güveni sağlanmalı, iradeli yetiştirilmeli, başarısız çocuklara yardımcı olunmalı. Çocuğa yeterince zaman ayrılmalı; şefkat ve merhamet gösterilmeli. Çocuğun maneviyatı yükseltilmeli, dini esasları öğretilmeli. Çocuklar kimliği zenginleştiren, farklı arayışları tahmin eden ve sağlıklı yaşam biçimi oluşturan spor ve sosyal yaşam faaliyetlerini teşvik edilmeli. Çocuklarımızın asıl ihtiyacının sevgimiz ilgimiz ve varlığımız olduğunu asla unutmayalım.
Parayı, makamı veya başka bir dünyevi amaca ulaşmayı hirs yapanlar; mutlaka hayatlarındaki her şeyi kendilerine olan yararlarıyla değerlendirirler. "Amacıma ulaşmam için kim bana yardumcı olursa, o benim için önemli insandır" felsefesiyle hareket ederler. İnsani düşünmezler, hissi davranmazlar. "Ne olursa olsun..." demişlerdir bir kere. Karşılığında bazen ruhlarını seytana satmaya bile razıdırlar.
Bu saatlerde en sevdiğim sey boğaz köprüsünden geçmek olduğu için özellikle köprüde hızımı daha da düşürdüm. Istanbul'u seyretmek sevdiğim kadını seyretmek gibiydi benim için. Defalarca aynı kareye bakabilir ve aşık olabilirdim. O nedenle İstanbul'u geceleri daha çok seviyordum. Hem trafik yoktu hem ışıklar ayrı bir güzellik katıyordu.
Herkes temizdi ancak ortada hırsızlık, taciz, tecavüz her bir bok vardı ama temizlerdi. Demek ki yıllar önce baklava çalan çocuklar bunlara göre daha kirliydi ya da bankaları hortumlayıp yurt dışına kaçanlar... .Belki de adalet herkese eşit değildi adalet sadece mazluma sert parası olana ise kaz tüyü yastıktı!
Reklam
Bayramda çocuklarımızı şeker toplamaya göndermediğimiz ve çocuk pornosu izleme rekorunu elimizde tuttuğumuz için batırıyoruz. Sosyal medyada köpeğe tecavüz kalkışan 80'lik sapıkları izlerken tepki vermek yerine güldüğümüz için batıyoruz. Bana dokunmayan bin yaşasın dediğimiz için batıyoruz. Yaşanan iğrenç olayları ekranda dizi, film seyreder gibi çekirdek çitleyerek izlediğimiz için batıyoruz. Dizilerde, filmlerde aldatmanın ve öldürmenin normal olduğunu zihinlere aşıladığımız için batıyoruz. Ve batmaya da devam edecek gibi duruyoruz!
*Kin gerçekleri gören gözleri bile kör eder. * İnsanlığınızı koruyunuz. * Kötülükten uzaklaşınız. * İyilerle beraber olunuz. *Güzel huylu olunuz. *Merhametli olunuz. *Sakin olunuz. *Ağırbaşlı olunuz. * Konuşurken gürlemeyiniz, bağırıp cağırmayınız. * Cahillerden sakınınız. * Dikkat ediniz, cahiller sizden ilerde bulunmasın. *
Kocaman karnı ile zor zoruna oturduğu ve işi bittikten sonra da zorlukla kalkacağı inek sağmaya başladığında, ahırdaki ineğe imrendi Zeynep. "Keşke bir inek olsaydım," diye geçirdi içinden. En azından "Ne doğurdun?" diye soran olmazdı. Çayırlıkta gezer, rahat rahat karnını doyurur ve doya doya uyurdu o zaman. Yillardır doyasıya karnını doyurmak ve uyku haram olmuştu kendisine. Kurban'da kesilse bile Allah yolunda akardı kanı. Bir gururu olurdu. Şimdi bir kadın olarak yaşadığı dünyada ineğin sahip olduğu imkânların hiçbirine sahip değildi neredeyse. Doğurduğu her sağlıklı bebek bir utanç, bir beddua olmuştu ona. Bir oğlan doğursa, ah bir oğlan doğursa ne güzel olurdu... Hayatı nasıl değişirdi kim bilir?
Zordur bu hayat,sabretmesi zor.Ancak kök salmış filizlerini soldurup kurutma kızım. Gün gelir, o filizler öyle bir büyür ki, senin en büyük umut ağacın olur.Ve sen kızım, o ağacın sana vermiş olduğu umut meyvelerini zamanı gelince dalından tek tek koparıp yiyeceksin. Kızım, sen şu an kendini insanlardan saklıyorsun, onlardan kaçıp saklanarak kurtulurum sanıyorsun. Ama öyle değil bir tanem. Insanlardan kaçarak, saklanarak bir yere varamazsın. Kurtulamazsın hiçbir şekilde. Sen kaçtıkça, onlar gelir seni bir şekilde bulur. Kör ebe oyunu gibidir hayat, ensenden tutup yakalar seni. Sen daha yolun çok başındasın kızım. Sana daha uğramadı bile hayat, daha kim bilir yaşayıp göreceğimiz neler var neler.Acıyı da çekeceksin, hayatın tatlı yanlarını da göreceksin Sabretmesini öğren, dayanmasını bil Melek. Sabredip beklediğin zaman, göreceksin sabrının mükafatını.Dilerim Allah'tan, hep ama hep mutlu olursun Melek.
''Tezgah kurmuş sevgili,beş kuruşluk aşkını üç kuruşluk kadınlara satıyor,yazık, çok yazık''
71 öğeden 46 ile 60 arasındakiler gösteriliyor.