Ana-Beyit mezarlığının bir efsanesi, Juan-Juanlar’ın bozkırı işgal ettikleri çağlara dayanan bir hikâyesi vardı: Sarı-Özek’i işgal eden Juan-Juanlar tutsaklara korkunç işkenceler yaparlarmış. Bazen de onları komşu ülkelere köle olarak satarlarmış. Satılanlar şanslı sayılırmış, çünkü bunlar bazen bir fırsatını bulup kaçar, ülkelerine dönerek
Sayfa 142 - Ötüken
İnsanda her şey öyle büyük bir hızla değişir, dönüşür ki ne olduğunu anlamadan bir bakar, karşı konulmaz biçimde bütün yaşam özsuyunu emen bir kurt büyüyüvermiş içinde. Ve pek çok kez yalnızca büyük tutkular değil, değersiz, önemsiz şeylere karşı duyulan istekler bile, büyük utkular için doğmuş bir insanda büyüyüp dal budak salarak ona en yüce, en kutsal yükümlülüklerini unutturacak bir güce ulaşabilir. Denizde kum, insanoğlunda tutku! Üstelik hiçbir birbirine benzemez! iyisi kötüsü, sıradanı soylusu, başlangıçta hepsi insana boyun eğer gibidir, ama sonra zorbaca ona boyun eğdirir, onun hakimi olurlar. Bunca tutkudan kendine en iyilerini seçebilmiş olanlara ne mutlu! Esenliği, gönenci her an daha da büyüyen ve ruhlarının engin cennetinin derinliklerinde yaşayan insanlardır bunlar,. Ama öyle tutkular vardır ki insan onları kendisi seçemez. Doğarken onlarla doğar ve onlardan kurtulma gücüne sahip değildir. Üstün birtakım güçlerin yönettiği bu tutkular ölene dek insana rahat yüzü göstermezler. İster karanlıklara bürünmüş olarak, isterse dünyaya sevinçler getiren göz kamaştırıcı bir ışık şeklinde görünsünler, her iki durumda da insanın mahiyetini bilemediği esenlikle bir yaşam alanı gerçekleştirmek için vardırlar.
Sayfa 294Kitabı okudu
Reklam
Dünya, bensiz de Dünya'ydı. Peki ya sensiz!...
Sayfa 142 - DestekKitabı okudu
Ruhundaki susuzluk engin mesafelere Duyurmadan ne anne ne bir yuva hasreti, Narin kanatlarıyla uçar orman, dağ, dere Ve bir gün bir çukurda bulunur iskeleti.
Sayfa 116Kitabı okudu
''Enki ve Dünyanın Düzeni'' şiiri
Ey Sümer, evrendeki ülkelerin yüce ülkesi, Hep ışıkla dolu olan, doğudan batıya tanrısal yasaları tüm halklara dağıtan, Senin tanrısal yasaların yüce, erişilmez yasalardır, Yüreğin derin, sırrına erilmezdir, Getirdiğin gerçek bilgi... gökyüzü gibi erişilmezdir. Yaşam verdiğin kral, ölümsüz hükümdarlık tacıyla süslenir, Yaşam verdiğin kral efendi başında hep taç taşır, Efendin kutlu bir efendidir, kral An ile birlikte göksel kürsüde oturur, Kralın koca dağ, Enli babadır,..., Anunnakiler, büyük tanrılar, Senin ortanı mesken tuttular, Yiyeceklerini senin engin koruluklarından sağlarlar. Ey Sümer'in evi, ahırların çok olsun, ineklerin çoğalsın, Ağılların bol, koyunun sayısız olsun,..., Sarsılmaz tapınakların ellerini göğe kaldırsın, Anunnakiler senin ortanda yazgıları belirlesin.
Selçuk Beyin Doğumu ve Atası Dokak Beyin Alkışı
Dokak Bey yüzünü Buz Dağı'na dönmüş, duaya durmuştu. " Gönlü dağ yüceliğinde olsun oğlumun. Dağ gibi dirençli olsun. Gök gibi engin ve sonsuz olsun düşleri. Çok öteleri görür olsun gözleri. İnancın temsilcisi, Budunumun öncüsü olsun. Erler eri bir bey olsun. "Selçuk! Oğlumun adı Selçuk..." " Adını atası verdi; gücü, yiğitliği soyundan gelir! Talihini Ulu Tanrı açık etsin. Oğuz atası namında namı olsun. Alp Er Tunga atası yetisinde destanı olsun. Nice devletli olsun ki budunu onunla övünsün. Dağlar gücünde gücü, Gök kutunda erliği olsun. Oğlum Selçuk, Kınık boyuna kutlu olsun!"
Sayfa 107Kitabı okudu
Reklam
523 öğeden 191 ile 200 arasındakiler gösteriliyor.