Aklı başında bir insan kimseden nefret etmez, bunun yerine karşısındakini dikkatle inceler, tüm varlığını derinlemesine kavramaya çalışır. İnsanda her şey öyle büyük bir hızla değişir, dönüşür ki ne olduğunu anlamadan bir bakar, karşı konulmaz biçimde bütün yaşam özsuyunu emen bir kurt büyüyüvermiş içinde. Ve pek çok kez yalnızca büyük tutkular değil, değersiz, önemsiz şeylere karşı duyulan istekler bile, büyük utkular için doğmuş bir insanda büyüyüp dal budak salarak ona en yüce, en kutsal yükümlülüklerini unutturacak bir güce ulaşabilir. Denizde kum, insanoğlunda tutku! Üstelik hiçbiri birbirine benzemez! Iyisi kötüsü, sıradanı soylusu, başlangıçta hepsi insana boyun eğer gibidir, ama sonra zorbaca ona boyun eğdirir, onun hâkimi olurlar. Bunca tutkudan kendine iyilerini seçebilmiş olanlara ne mutlu! Esenliği, gönenci her an daha da büyüyen ve ruhlarının engin cennetinin derinliklerinde yaşayan insanlardır bunlar. Ama öyle tutkular vardır ki insan onları kendisi seçmez. Doğarken onlarla doğar ve onlardan kurtulma gücüne sahip değildir. Üstün birtakım güçlerin yönettiği bu tutkular ölene dek insana rahat yüzü göstermez. İster karanlıklara bürünmüş olarak, isterse dünyaya sevinçler getiren göz kamaştırıcı bir ışık şeklinde görünsünler, her iki durumda da insanın mahiyetini bilemediği esenlikli bir yaşam alanı gerçekleştirmek için vardırlar.
Sayfa 294Kitabı okudu
“BİLMECELERLE KAL Nihayet gün bitti; işte beklediğin Geldi: gece, gece, için kadar engin, İçin kadar zengin bir gece. Sahiden Hulyanla baş başa yaşamak istersen, Pırıl pırıl yanan karanlıklara dal; Ve geceler gibi bilmecelerle kal!”
Reklam
SEN Sen: Çamlı dağlarda ağaran şafak. Sen: Duru göllerin nilüferisin. Sen: Engin ovada sararan başak.. Sen: Umut kaynağı, alın terisin. Sen: Gökte yıldızsın, uykularda düş. Sen: Yeşil ekinsin, sen beyaz gümüş.. Sen: Mavi denizsin sise bürünmüş... Sen: Sevdâ sırrının düğümlerisin. Sen: Her güzelliğin canlı sergisi. Sen: Kalp yarasının emin sargısı.. Sen: Benim dileğim, Hâkk’ın vergisi... Sen: Gönlümde saplı aşk hançerisin. Sen: Koyu gölgesin yaz sıcağında. Sen: Olgun meyvesin dal kucağında. Sen: Korsun, alevsin aşk ocağında. Sen: Gadir Allah'ın şaheserisin Sen: "Ben"sin, gel gör ki ben “sen" değilim. Sen: Benim düşüncem, ruhum ve dilim.. Sen: Benim gözlerim, ayağım, elim... Emin ol, sen bana benden berisin.
Sen: Çamlı dağlarda ağaran şafak.. Sen: Duru göllerin nilüferisin. Sen: Engin ovada sararan başak.. Sen: Umut kaynağı, alın terisin. Sen: Gökte yıldızsın, uykularda düş.. Sen: Yeşil ekinsin, sen beyaz gümüş.. Sen: Mavi denizsin sise bürünmüş... Sen: Sevdâ sırrının düğümlerisin. Sen: Her güzelliğin canlı sergisi. Sen: Kalp yarasının emin sargısı.. Sen: Benim dileğim, Hâkk'ın vergisi... Sen: Gönlümde saplı aşk hançerisin. Sen: Koyu gölgesin yaz sıcağında... Sen: Olgun meyvesin dal kucağında. Sen: Korsun, alevsin aşk ocağında... Sen: Gadir Allah'ın şaheserisin. Sen: "Ben"sin, gel gör ki ben "sen" değilim. Sen: Benim düşüncem, ruhum ve dilim... Sen: Benim gözlerim, ayağım, elim... Emin ol, sen bana benden berisin.
Nihayet gün bitti; işte beklediğin Geldi: gece, gece, için kadar engin, İçin kadar zengin bir gece. Sahiden Hulyanla baş başa yaşamak istersen, Pırıl pırıl yanan karanlıklara dal; Ve geceler gibi bilmecelerle kal! - Bilmecelerle Kal -
Nihayet gün bitti; işte beklediğin Geldi: gece, gece, için kadar engin, İçin kadar zengin bir gece. Sahiden Hulyanla baş başa yaşamak istersen, Pırıl pırıl yanan karanlıklara dal; Ve geceler gibi bilmecelerle kal!
Sayfa 78 - can yayınlarıKitabı okudu
Reklam
177 öğeden 121 ile 130 arasındakiler gösteriliyor.