Önsöz
"İnsanlar duygu ve düşüncelerine göre hareket eder. Sevgi, nefret, korku, ümid, zan, inanç, şüphe, bilgi gib uni manevî kuvvetler, insanları içten içe, şu veya bu şekilde davranmaya zorlar. Nefret ettiğimiz bir şeyi yapmak bize çok güç gelir. Korku kaleleri yükseltir, hendekleri derinleştirirken sevgi bütün kapıları açar ve bütün
Nihayet gün bitti; işte beklediğin
Geldi: gece, gece, için kadar engin,
İçin kadar zengin bir gece.
Sahiden hülyanla başbaşa yaşamak istersen,
Pırıl pırıl yanan karanlıklara dal;
Ve geceler gibi bilmecelerle kal!
"...Kitap mı okuyalım? Bazen seninle beraber engin bir denizi seyreder gibi kütüphanemi seyrederiz. Koyu ceviz ağacından olan bu ahşap mobilyanın dal dal koyulaşıp gölgeler halinde yayılan budaklarını kimi zaman sevdiğim yazarların yüzlerine benzetip onlarla konuşurum. Steinbeck, Hemingway, Zweig, Woolf, Sait Faik, Oğuz Atay, Sevgi Soysal ve daha niceleri... Beni güvenilir bir dost gibi sessizce dinlerler. Kâğıdın o ince kokusu eşliğinde, yüzlerine sayfalar dolusu dokunmama izin verirler. Koşulsuz bir kabul duygusudur bu; insanı derinden sarar. Kitaplar ve sen olmasan.."
Nihayet gün bitti; işte beklediğin
Geldi: gece, gece, için kadar engin,
İçin kadar zengin bir gece. Sahiden
Hulyanla baş başa yaşamak istersen,
Pırıl pırıl yanan karanlıklara dal;
Ve geceler gibi bilmecelerle kal!
Jean-Paul Sartre (1905-1980) sadece Nobel ödülünü değil diğer resmi kuruluşlardan kendisine layık görülen tüm ödülleri de reddetmiştir. O, ilkelerini ve felsefi doktrinlerini sadece ortaya koymakla kalmamış kendi hayatının zeminine de bilakis uygulamış ve uygulatma çabasına girmiş, ilkeli ve saygın bir
Nihayet gün bitti; işte beklediğin
Geldi: gece, gece, için kadar engin,
İçin kadar zengin bir gece. Sahiden
Hulyanla baş başa yaşamak istersen,
Pırıl pırıl yanan karanlıklara dal;
Ve geceler gibi bilmecelerle kal!
Kitap Yorumu//Hayalperest-Pam Munoz Ryan, Peter Sis
.
Neftali, çocukluğundan beri gizemli bir sesin çağrısını işitmektedir. Mahallesindeki çocuklar sataştığında, dediğim dedik babası onunla alay ettiğinde ve hatta kendinden şüphe ettiğinde bile bu çağrıyı duymazlıktan gelemez. Gür yağmur ormanında, engin ve korkutucu okyanusun kıyısında, dinmek bilmeyen Şili yağmurunda, daima b sesi işitir ve takip eder. Pam Munoz Ryan ve Peter Sis, biyografi, şiir ve öyküyü insanı alıp götüren resimler ve büyülü gerçeklikle birleştirerek, okurları insan kalbinin ve hayalgücünün merkezine doğru bir yolculuğa çıkarıyor.
.
Kitabı okurken insan kendini Neftali yerine koyuyor, onunla üzülüp onunla umutlanıyor. Onunla hayallere dalıyor. Küçük prens tadında, daha uzun ve daha doyurucu bir kitap. Bir çocuğun hayal dünyası ve saflığı hem içinizi ısıtıyor hem de yaşadığı baskı ve dışlanma ile içinizden bir şeyler kopuyor, insan doğasına sinirleniyorsunuz, insanların acımasızlığına kızıyorsunuz.
.
Fotoğrafı çekerken Neftali'nin doğaya olan aşkını baz aldım. Doğadaki her kozalağa, her dal parçasına beslediği sevgiye bir gönderme olsun arka plandaki doğa görseli. Hep bir yanınızın Neftali'nin saflığında kalması dileğimle. Ve 'Pablo Neruda'ya saygılarımla.
HayalperestPam Munoz Ryan · Yabancı Yayınları · 2018372 okunma
İmam (a.s), ilmin faziletini, sevabını ve önemini vurgu-larken şunları söylüyor:
"Eğer insanlar, ilim talep etmenin sevabının ne oldu-ğunu bilselerdi, canlarını verme, engin sulara dal-ma pahasına ilim öğrenirlerdi.
Nihayet gün bitti; işte beklediğin
Geldi: gece, gece, için kadar engin,
İçin kadar zengin bir gece. Sahiden
Hülyanla baş başa yaşamak istersen,
Pırıl pırıl yanan karanlıklara dal;
Ve geceler gibi bilmecelerle kal!
Fakat sonsuzluğun derdi mi bu!
Bütün bu kasırga, bütün bu bulut, bu savaş, sonra bu barış, bu karanlık, bir dal ottan diğerine uçan kartalı eşit tutan o engin gözün parıltısını bir an bile gideremedi.
Nihayet gün bitti; işte beklediğin
Geldi: gece, gece, için kadar engin,
İçin kadar zengin bir gece.
Sahiden Hülyanla baş başa yaşamak istersen, Pırıl pırıl yanan karanlıklara dal;
Ve geceler gibi bilmecelerle kal!
Güç, engin bir ırmak gibiydi. Amansız bir biçimde akar dururdu ve onu zorlamaya kalkışırsanız sizi Erinin Irmağı'na düşmüş bir dal parçası gibi süpürüp götürürdü.
Nihayet gün bitti;işte beklediğin
Geldi:gece, gece ,icin kadar engin,
İçin kadar zengin bir gece.Sahiden
Hulyanla baş başa yaşamak istersen,
Pırıl pırıl yanan karanlıklara dal;
Ve geceler gibi bilmecelerle kal!