Çetin Altan, "Enseyi karartmayın," derdi. Enseyi karartmayın! Çünkü bu karamsarlık sıkmaya başlar. Zeki insan böyledir; devamlı aynı yönde gitmek, devamlı bir kötülükten bahsetmek insanın kendi ruhunu da karartır. Dengeyi bulmak lazım.
Pandemiye,virüslere,insanlığın kendi başına açtığı türlü belalara rağmen enseyi karartmayin.Çünkü bu alem yaşadığı,batmadigi sürece devamlı bir kurtuluş umudu,daima bir iyilik söz konusudur.
Devamlı aynı yönde gitmek, devamlı bir kötülükten bahsetmek insanın kendi ruhunu da karartır. O yüzden dengeyi bulmak lazım. “Enseyi karartmayın," da işte o dengenin izahıdır. Sen kendin de sıkılırsan toplum da sıkılıyor; sen kendin de kötüleşirsen toplum da kötüleşiyor. o
Çetin Altan, "Enseyi karartmayın," derdi. Enseyi karartmayın! Çünkü bu karamsarlık sıkmaya başlar. Zeki insan böyledir, devamlı aynı yönde gitmek, devamlı bir kötülükten bahsetmek insanın kendi ruhunu da karartır. Dengeyi bulmak lazım.
Pandemiye, virüslere, insanlığın kendi başına açtığı türlü belalara rağmen enseyi karartmayın. Çünkü bu âlem yaşadığı, batmadığı sürece devamlı bir kurtuluş umudu, daima bir iyilik söz konusudur.
Türkiye'de sadece afurlu tafurlu "yetki sahipleri" bulabilirsiniz. Zaman içinde birtakım ters tablolar ortaya çıktığında ise hiçbir "sorumlu kişi" bulamazsınız....