Başarını tek ölçüsü de para değil, yalan söylemeye ihtiyaç duymayacak bir düzeye erişmektir. Çünkü para, kişiyi yalan söylemekten kurtaramamışsa, ona en temel bir rahatlığı, yani özgürlüğü sağlayamamış demektir. Böyle temel bir özgürlükten yoksunluk ve yalana mahkum kalma,” başarı” sayılabilir mi?
Bir Fikret Mualla, neler neler çekmişti Paris’te.. Gerçi Fikret Paris’ten başka bir kentin kolay kolay dayanamayacağı kadar hırçın ve dengesizdi. Peşinde polis olduğu saplantısı git gide büyümüştü kafasında. O nedenle de stüdyosunun altında rastlantı olarak oturan bir Fransız polisin kapısı önüne arada sırada kakasını döker ama yine de hoş görüyle karşılaşırdı.
Reklam
Galata kulesi ilk defa 491 ile 518 yılları arasında Bizans imparatoru 1.Anastas tarafından İsa’nın kulesi olarak yapılmış. Bizanslılar Cenevizlilere Galata’da oturma hakkını tanıyan anlaşmayı imzaladıktan sonra da,1261’de çevresindeki savunma duvarları ile birlikte harap olmuş yıkılmış kule.1349’da Cenevizliler yeniden yapmışlar kuleyi. İstanbul’un fethinden altı yıl kadar önce de boyunu yükseltip çevresindeki duvarları kuvvetlendirmişler.
KADINLAR Prof. İsmail Hakkı Uzunçarşılı şöyle yazıyor: “Osmanlı Hanedanı’na ait meçhul noktalardan birini de Ertuğrul Bey’in babası ve nesebi meselesi teşkil etmektedir; elimizde en eski vakayinameler bulunmadığı için uzun yıllardan beri yapılan tetkikler henüz müspet bir netice vermemiştir; bununla beraber Ertuğrul Bey’in babasının şimdiye kadar tarihlerimizin kaydettikleri gibi Süleymanşah olduğu şüpheli olup yeni araştırmalar neticesinde bunun Gündüzalp olması ihtimal dahilinde görülüyor. Mahalli ananeye göre Ertuğrul’un validesi de Hayme Ana’dır.” Biliyor musunuz Hayme Ana’nın mezarı ne zaman yapılmıştır? Tam altı yüz sonra,1892’de ..Kendisinden önceki otuz üç padişahın vefasızlığını affettirmek ister gibi o tarihte Abdülhamit yaptırmıştır Hayme Ana’nın mezarını…
Belki de mutluluk artığı ölçüde, ölümün de dehşeti arttığı için, insanlar yan bilinçlerinde eski mutsuzluklarının özlemini çekecek.
Bizde Osmanlı Devleti’nin kuruluşuyla ilgili kesin belgeler yoktur.1299 veya 1300’de Osman bey, söğüt ve Domaniç yörelerinde Kayı aşiretinin başına geçtiği zaman-ki bu dahi belgelerden çok, sonradan biçimlendirilmiş bir yakıştırmaya dayanır-Ayasofya tam sekiz yüz yaşındaydı.
Reklam
178 öğeden 141 ile 150 arasındakiler gösteriliyor.