Geçmiş hakkındaki en önemli şey aslında orada öylece durması ve hiçbir yere gitmeyip en beklenmedik, en uygunsuz anlarda birdenbire hortlayıvermesidir.
Ilk defa bir diziyi analiz eden bir kitap okudum. Okumadan once bazi suphelerim olmustu o yuzden beklentiyi dusuk tuttum. Ama acik olayim: kitap cok iyi gercekten hic pisman olmadim. Diziyi tekrar izlemis kadar oldum ve kitabi okurken surekli "aa evet burada boyle olmustu, aa ben bunu fark etmemistim" falan diye tepkiler verdim. Kisacasi benden iyi not aldi bu kitap. Breaking bad fanlarina tavsiye ederim.
Televizyonun eleştirel analizinde "duygusal gerçeklik" diye adlandırılan bir terim vardır. İlk kez Ien Ang tarafından, Dallas dizisinin ilk yıllarındaki cazibesini anlatmak için kullanılan bu terimin karşılığı temelde şudur: Seyrettiğimiz şeyin bir kurgu olduğunu bildiğimiz halde aşka gelip kendimizi kaptırıyoruz çünkü onun gerçek olduğunu "sanıyoruz". Karakterlerin deneyimlerini kendimizle özdeşleştiriyoruz çünkü ya biz ya da tanıdığımız birileri benzer durumları yaşamış oluyorlar ya da televizyon dünyası günlük hayatımızın gerçeklikleriyle benzerlikler içeren konulara değiniyor.
Fosfin Gazı ile Hardal Gazı Arasındaki Fark (Aynı Şey Kesinlikle Değil!)
Hank : Met laboratuvarları her zaman için pis iştir. O boku yanlış karıştırırsın ve eee, hardal gazı elde edersin.
Walt : Fosfin gazı.
Bu gazların ikisinden de uzak durulmalıdır ama aralarında oldukça belirgin bir fark vardır:
... Hardal gazı (ya da daha doğrusu "sülfür hardal") ilk kez 1917 Eylül'ünde, 1. Dünya Savaşı