Sana dokunmak teni soyunmaktır yokluğa
Tan ağarırken giyinmek kalabalık şehirleri
Rütbesiz acıların kan kaybıyla vurulmak...
Sana dokunmak birazda aşka benzer
Destanlar vurulur sırtından
Aşığın sazı kırılır,şairin sözü....
●Birleşmiş Milletler teşkilâtı cahillikle mücadeleyi ülkemize bıraktığından yetkililer geriye kalanları okur-yazar yapmak için acele ediyorlardı.
Sonra dünyadaki diğer ülkelere geçeceklerdi. Uzun uzun düşündükten sonra bir yol buldular. Cahillikle mücadele kampanyası için yardıma koşacaklara büyük ödüller koydular. Yetmiş otomobil, yediyüz ton altın bu ödüllerin yanında devede kulaktı.
●Serbest meslek sahipleri varlarını yoklarını paraya çevirip, yedinci yedi yıllık kalkınma plânı uyarınca cahillikle mücadele kampanyası için açılan “M-7-7” numaralı hesaba yatırıyorlardı. Onlar da teker teker Tanrı’nın rahmetine kavuşuyor ve buna karşın cenazelerinin ardından yetmiş araba birden hareket ediyor; ödül olarak aldıkları yediyüz ton altın ile yedi ton gümüşten görkemli bir mezar yapılıyordu onlara. Bu fedakârlık anıtı sonraki nesillerin ziyaretgahı olacaktı.
●Kasap dükkânlarına, fırınlara, bakkallara kocaman kocaman levhalar asılmıştı:
“Okur yazar olmayana mal satılmaz.”
●Fotoğrafçılar okur yazar olmayanların resimlerini çekmiyor, nüfus idaresi okur yazar olmayanlara nüfus örneği vermiyordu.
Biliyor musun, bir kadın bir erkeğe en acımasız, en akıl almaz zulümleri ve eziyetleri yapsa da hiçbir üzüntü ve pişmanlık duymaz yine. Çünkü, “onu şimdi çok üzüyorum ama sonra aşkımı verir, gönlünü alırım” diye düşünür her seferinde.