312 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Son Koloni ilk iki kitabın aksine oldukça sıkıcı. Yani sıkıcı derken ilk iki kitaba kıyasla. Diğer kitaplardaki gibi yabancı ırk tasvirleri, gezegen anlatımları bu kitapta pek yok. Bunun yanı sıra ne Yaşlı Adamın Savaşı'ndaki müstehcen mizah soslu bol bilim kurgu aksiyonu, ne de Hayalet Tugay'daki dram ve Charles Boutin'e hak verme ile küfür etme ikilemi arasındaki gel-gitler var. Daha çok Boutin'den öğrendiğimiz gerçeklerin devamı üzerine kainat seviyesinde politik entrikalar ve diplomasi oyunları arasında boğuluyor. Savaş yada eylem kısmı çok az bir alanı kapsıyor. Bunun yanı sıra diyaloglar epey fazla olsa da bu diyalog işine ikinci kitaptan tanıdığımız Obin ırkının iki üyesinin katılması hoş olmuş. Özellikle ilk kitap amaçsız salt macera gibi dururken final kitabı itibari ile hikaye güzel ama pek iyi kotarılamamış bir sonla tamamlandı. Jane Sagan'ın Özel Kuvvetler vücudundan ayrılıp normal bir insan gibi yaşamayı seçmesi, istemesi güzel detaylar. Zihin okumaya da harika bir yorum getiren ve çok yakında filminin de çekileceği duyumlarını aldığımız serinin tek şanssızlığı daha önce de söylediğim gibi "Star Wars" dan sonra yazılmış olması. Maalesef ne yaparsa yapsın Yıldız Savaşları'nın gölgesinden kurtulması çok zor gibi gözüyor.
Son Koloni
Son KoloniJohn Scalzi · İthaki Yayınları · 2012143 okunma
Entrikalar, dedikodu, yapılması akıldan bile geçmemiş şeylerin allanıp pullanarak anlatılması, bu kıyafetler giyinmiş, zavallı hayvanların ruhlarının bilinçsiz bilincinden çekip çıkardıkları doyum, incelikten yoksun cinsellik, cilveleşen maymunları hatırlatan şakalar, korkunç bir şekilde, zerre kadar önem taşımadıklarını bilmeyişleri... Bütün bunlar, düşlerin istemsizliğinde, arzunun ıslak kırıntılarından, duyguların çiğnenip atılmış artıklarından yoğrulmuş, iğrenç, korkunç bir hayvanı canlandırıyor gözümde...
Sayfa 102Kitabı okudu
Reklam
366 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
Entrikalarla dolu ve kadınlar arası çatışma yüklü. İnsanlar üzerinde pisikolojik baskı kurarak kadınların yönettiği sarayı ve padişahları anlatıyor. Ve gizemli ölümler. Eski aşk, şimdi ki hizmetkar derken sürükleyici bir kitap. Bana kalırsa Nurbanu Sultanla hiç bir zaman birbirlerini sevmedikleri gibi, Sultan Muratı'da hiç bir zaman sevmemiş. Ülke idaresinde bulunabilmek için, türlü entrikalar çevirerek gözde ve eş olmayı başarmış, Safiye Sultan. Üç ciltlik bu kitabın yazarı olan Ann Chamberlin bu kitabı yazarken, Osmanlıyı padişahlardan çok el altından kadınların yönnettiği olgusunu vermesi düşündürücür. Osmalı kimseden yardım almadan ve kendi ayakları üzerinde 600 yıl durabilen tek devlettir. Bu gibi romanları sadece tarihimizin dışardan bakan gözlerde ne gibi bir intiba bıraktığını anlamak, yada aslında Osmanlıyı nasıl görmek istediklerini anlamak, akıl almaz işlerden Osmanlının nasıl korunmuş olduğunu öğrenmek için okuyorum. Roman olarak sürükleyici bir kitap. AYGÜL
Safiye Sultan 1
Safiye Sultan 1Ann Chamberlin · İnkilâp Kitabevi · 20082,204 okunma
491 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Benim için ayrıcalıklı bir polisiye yazarı olan John Katzenbach ın en güzel,en muhteşem kitabı. Bu kitaptan aldığım hazzı ne 'Profesör' den, ne 'Şizofren'den ne de 'Kızıl'dan alabildim. Hala zaman zaman sorgularım kendimi, nedir beni bu kitapta bu kadar büyüleyen diye. Tam bir cevap bulamamakla birlikte en mantığıma yakın olan, bende asla olmayan ve olmayacak olan kahramanın olaylara karşı gösterdiği metaneti ve cesareti. Hayran kaldım. İşte budur dediğim kitap. Sürükleyici, soluksuz okunan, entrikalar karşısında zekayı konuşturan, geçmişi sorgularken güncelde ihaneti yaşatan, benzersiz, kıyas kabul etmeyen harikulade bir roman. Mutlaka okunmalı.
Psikoanalist
PsikoanalistJohn Katzenbach · Koridor Yayıncılık · 20102,949 okunma
479 syf.
10/10 puan verdi
Kitap fuarında büyük uğraşlar sonucu kitabı alabilmemin akabinde, hemen o akşam başladım kitabıma. Araya fuar ve imza günleri de girince (sevgili Rita'cığımla tanıştımm, görüştüm daha ne olsunn^^ ) ve kitabı acele acele okuyup bitirmek istemediğim için de, ancak son noktayı koyabildim. İlk olarak bu kitap bir başkaydı diyerek başlamak istiyorum
Siyah Kadife
Siyah KadifeRita Hunter · Epsilon Yayınevi · 2015334 okunma
301 syf.
6/10 puan verdi
Kabul etmek lazim bence dizisi daha iyiydi, kitap bana çok fazla hitap etmedi açıkçası... Bu arada diziyi izleyip kitabı okumak isteyenlere benden bir sürpriz gelsinn kitapta Finn diye biri yok! Dizide ilk bölümlerde ölen Wells ise burda Clark'ın uzatmalı aşkı ve ben bu çifti bir türlü sevemedim :( Diziden kalma reddetme algısından sanırım, biraz da istediğim çiftin olmamasından kaynaklanmış olabilirr kabul ediyorum ;) Bendeki bad boy sevgisi ne olacak bilmiyorum zaten, bu yüzden dizide de hep Bellamy-Clarke isteyen bir tarafım vardı. Bu hayalim kitapta bi süreliğine de olsa gerçekleşmiş oldu ama bakalım ;) Birbirlerine çok zıt gözükseler bile ben birbirlerini tamamlayacaklarını düşünüyorum. Kitapta diziden farklı karakterler de var, bir yandan onların başından geçenleri de okuyoruz. Sırlar, entrikalar, of off yanii... Burda geminin ve yönetimin acımasızlığı daha belirgin ve bariz ya da ben öyle hissettim. Bu arada dizide ayılıp bayıldığımız bir karakterden kitapta nefret edebiliyorsunuz, baştan uyarayım sizleri ;) Önce dizisini izlediğim için diziyle karşılaştırmalı bir kitap yorumu oldu ama elimde değildi. Bakalım 2.kitapta olaylar nasıl olacak, diziden farklı mi gelişecek? İlk kitabı çok beğenmesem de bu yüzden 2.ye bakmayı düşünüyorum. Herkese iyi okumalar ;)
The 100
The 100Kass Morgan · GO! · 20143,692 okunma
Reklam
320 syf.
6/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Nerden başlasam, ne söylesem bilemiyorum. Kitabı okurken masal dinliyorum gibi geldi, bazen çocuk kitabımı bu dedim, konusundan ziyade anlatım tarzı çocuk kitabı diye düşünmeme sebep oldu. Tam çözebilmiş değilim sanki biri uzun uzun masal anlattı bana. Saray, imparatorluk ve kadın; bu üçlü olunca aklıma Hürrem Sultan geldi, İmparatoriçe Yehonala entrikalar içinden başarıya ulaşmış ve entrikaların kitabını yazacak kadar entrikalara hakim olmuş ve yönlendirmiş bir karakter. Sıradan bir kadının, cariyelikten, imparatoriçeliğe uzanan öyküsü (kadınlar gerçekten, çok büyük ???)... Okurken romanı, uzun sezonlar geçiren dizilere benzettim, o anlarda sıkıldım...Lakin kitap içinde yobazlık, hurafe inanışlar, bir imparatorluğun çöküşü (tarihsel olarak olayların araştırmasını yapmadım, anlatılan şeyler doğruysa Çin'in Avrupalılar tarafından işgali ve İmparatorluğun modernleşmeye kapalı kalması) ilginçti... Çeviri ile ilgili şaşırdığım anlarda oldu; "Daha sonra genç kız, tüyden kalemi eline alıp da ipek kağıda cızırdata cızırdata yazı yazmaya başladığı zaman…", "Allahım, beni annemle karımın bu şekilde birbirlerini yediğini görmek için mi yaşattın..." gibi cümlelerde sanki çeviriden çok bir Türk yazarın kaleme aldığı kitabı okur gibi hissettim. Bir de yayınevi hiç titiz çalışmamış, ilk defa bir kitapta bu kadar çok yazım hatası gördüm....(Okuduğum Avrupa Yakası Yayınları) Yazarı merak ettiğimde, Amerikalı, uzun süre Çin'de yaşamış ve Pulitzer Ödülü, Nobel Ödülü almış, bir sürü eser yazmış olduğunu öğrendim, çokta güzel bir kadınmış...
Çin Sarayında Bir Bakire
Çin Sarayında Bir BakirePearl S. Buck · Tutku Yayınevi · 2012135 okunma
333 syf.
7/10 puan verdi
Kitabın son sayfalarına kadar büyük bir heyecanla okuduğum fakat en sonunda büyük bir hayal kırıklığı yaşadığım roman... Yazar o şekilde bitirip tüm okuyanları şok etmek istemiş olabilir ama hiç tatmin edici bulmadım. Yine de sadece sonu yüzünden kitabı gözden düşürmek doğru değil. Olay kurgusu, epilepsi ve beyin hakkında çözülememiş gizemler hakkında yazdığı teoriler gerçekten başarılıydı. Kitapta bir epilepsi hastasının yaşadıkları, hissettikleri iyi anlatılmış. Konu sonradan bu kişinin hastalığı dışına kaymış fakat sonrasında gelişen olaylar, bambaşka bir kişinin beyninden farklı bir dünyayı görmesi ve o kişinin hayatındaki entrikalar romanı heyecanlı hale getirmiş. Başarılı, okunabilir bir roman.
Kayboluş
KayboluşKen Grimwood · Koridor Yayıncılık · 20101,832 okunma
184 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
25 saatte okudu
Anastasya, esirlerin arasından alınıp Bosna Saray'ına getirildiğinde, kaderinin kendi elinde yazılmayacağını anlamıştı. Gördüğü rüyalardan uzak diyarlara cariye olarak gitse de Sultan olup dünyaya ismini Mahpeyker Kösem Sultan olarak duyuracağını henüz bilmiyordu... 1604 yılın Ocak ayının ilk günleri, Sultan Ahmet Han önemli bir karar almak durumundaydı. Babası Mehmet Han, Fatih Kararnamesi ile on dokuz kardeşini katlettirmiş ve kendisi bu olaya çocuk yaşta şahitlik etmişti... Mahpeyker Kösem Sultan doğurduğu şehzadeler ile sarayın ve Sultan Ahmet Han'ın gözdesi olmuş ve sarayda devlet işleri dahil her konuda fikir yürütmeye başlamıştı. Entrikalar ile dolu saray koridorlarında ne kadar gözde olursa olsun ölüm korkusunu taşımaya alışmıştı... Valide Safiye Sultan hem güzelliği hem de çevirdiği oyunlar ile Mahpeyker Kösem Sultan'a örnek olduğunun farkına varsa da, hala sarayda onun sultanlığı geçerliydi... Sultan Ahmet Han'ın ani ölümü ile gelişen olaylar payitahtın ve Valide Safiye Sultan ile Mahpeyker Kösem Sultanı karşı karşıya getirecekti... Şeyhülislamların kararları,Sadrazam ihanetleri, yeniçeri ayaklanmaları, Mustafa Han'ın tahta çıkışı, Osman Han'ın öldürülmesi, Murat Han'ın devleti yeniden yapılandırması ve İbrahim Han'ın tahta çıkarılışı ve Mahpeyker Kösem Sultan'ın kendi evladına layık gördüğü son; sizi tarihin tozlu yollarında bir gezintiye çıkaracak... Yazarın dili sade ve akıcı. Olayları özetler şeklinde roman tadında kaleme almış. Bu kitabı almama yazarın dünyada yaşayan on üç Sultan'dan bir tanesi olması sebep olmuştu. Bundan sonra ki eserlerini ise kalemini beğendiğim için alacağım...
Kadın Padişah
Kadın PadişahNilhan Osmanoğlu · Yakın Plan Yayınları · 201538 okunma
286 syf.
8/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Kitap daha önce iki kitabı daha yayınlanmış olan Komiser Tahsin serisinin üçüncü kitabı. İlk iki kitaba bir takım göndermeler içerse de, bağımsız da okunabiliyor. İstanbul Emniyetinin tecrübeli komiseri Tahsin ve ekibi, bu kez bir yandan kendine evsizleri hedef alan bir seri katilin peşindeyken, bir yandan da kocasından yeni boşanmış bir kadını öldürenlerin peşindeler. Her zaman olduğu gibi polislerin başı sadece katillerle değil, aynı zamanda siyasi entrikalar, ihaleler, ihanetler, ve karmaşık ilişki ağları ile de dertte olacaktır. Yazarın anlatım tarzında, iyi bir çizgi roman okuru olduğunun tüm işaretlerini gördüm. Bana öyle gelmiyorsa tabi. Çoğu sahne anlatımı, betimlemelere, tasvirlere başvurulmadan geçilmiş. Örneğin bir sahnede, masanın üzerinde çay bardağı varsa, orada bir bardağın olduğunu, karakter bardağı eline aldığında öğreniyoruz. Yine sahne geçişleri arasındaki boşluklar, biz çizgi roman okurlarının alışık olduğu şekilde, arada olanları kendi hayal gücümüzle tamamlamamız için bırakılmış gibi. ucalisan.blogspot.com.tr/2016/03/tanr-mi...
Tanrı Misafiri
Tanrı MisafiriAlper Kaya · Kent Kitap Yayınları · 201616 okunma
Reklam
320 syf.
6/10 puan verdi
Kitabı daha gizemli bir hale getirmek için yazar sürekli olarak karanlık güçlerin kitabın piyasaya çıkması için hertürlü engelleme yollarına başvurduğunu ifade ediyor. Gerçi bu kitap serisi 4 bölüme ayrılıyor ilk kitabını okudum ve hiçte öyle yazarın bahsettiği gibi dünya toplumu tarafından bilinmeyen entrikalar anlatılmadı. Kitapta anlatılanlar az çok herkesin bildiği şeyler, örneğin büyük ülkelerin petrol ülkelerinin petrolünü ele geçirebilmek için yaptıkları, küçük ülkeleri sömürdükleri vb. ekonomi politikalarını hemen hemen herkes bilmektedir. Demem o ki hiçte kitapta yazılanlar öyle gizli saklı şeyler değil. Belki yazarın diğer kitap serileri daha ilginç olaylardan bahseder ama ilk okuduğum kitabı öyle abartılacak bir yanı yok malesef.
Bir Ekonomik Tetikçinin İtirafları
Bir Ekonomik Tetikçinin İtiraflarıJohn Perkins · April Yayıncılık · 20043,295 okunma
448 syf.
7/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Yayınevi Arkadya olunca ve her zamanki gibi kitabın adı ve kapağı da albenili olunca düşünmeden alırım kitaplarını. Bu kitabı da yine aynı heveslerle aldım ve okudum. Evet kitap güzeldi fakat nedense yayın evinin okumuş olduğum bir çok kitabından gerek konusu gerek de anlatımı oldukça farklıydı. Hikaye İstanbul ile Venedik arasında tarihte yaşanmış bir çok olayın da yansıdığı ilginç ve merak uyandırıcı konuları içeriyor. Kitapta açıkçası biraz Osmanlı'yı türlü entrikalar çeviren millet olarak biraz yansıtıyor gibi geldi. Tabi bununla beraber Mimar Sinan'ın muhteşem eserlerinden övgüyle bahsetmekle beraber, Venedik'li ünlü mimar Palladimo'ya da ilham verdiğine dair ibareler var romanda. En önemli konuları olan kara ölüm dedikleri vebaya karşı verilen uğraşlar, yaşanan trajedilerle beraber aslen Venedik'li olup sonradan Nur Banu Sultan adını alan o dönemlerdeki padişahın annesi Cecillia 'ın kızı hekimlik eğitimi almış Feyra Adalet'in kaçak bir yolcu olarak gemiyle gittiği Venedik'te veba hastalığı için verdiği mücadele anlatılıyor. Tavsiye konusuna gelince tarihi roman sevenlere tabi ki tavsiye edilir.
Şifacı
ŞifacıMarina Fiorato · Arkadya Yayınları · 2016501 okunma
1.038 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.