"Çanakkale Zaferi'ni Yarbay Mustafa Kemal kazandı" NİYE Kİ? Enver Paşa... Liman Paşa... Cevat Paşa... Mehmet Vehip Paşa...
Sayfa 19 - Nesil YayınlarıKitabı okuyor
Ordu, 1. Dünya Savaşı'nın ilk dönemlerine göre çok zayıf hale düşürülmüştü. Ordu birçok cephede adeta mahvedilmişti. 1. Dünya Savaşı'na neredeyse iki buçuk milyon askerle giren koca Osmanlı İmparatorluğu, 1917'de Sina Cephesi'nde ancak 43 bin kişilik bir kuvveti zorla ayakta tutabiliyordu. Savaş yakın bir gelecekte
Sayfa 120 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
Reklam
400 syf.
10/10 puan verdi
·
10 günde okudu
Kitapta neler var..Atatürk'ün Harbiye yılları,31 Mart vakasındaki yeri, Balkan Savaşında yaptıkları, 1. Dünya Savaşına giriş, Çanakkale Savaşında değinilen Atatürk'ün tutumu, Mondros, Kurtuluş Savaşı öncesi ve sonrası anlatılmış. Suriye'ye sürgün gitmesi onun 1908 Devrimine giden süreçte Enver, Hafiz Hakkı, Cemal gibi diğer
Cumhuriyet'in 100 Günü: İnkılabın Ayak Sesleri
Cumhuriyet'in 100 Günü: İnkılabın Ayak SesleriEmrah Safa Gürkan · Mundi Yayınları · 2023513 okunma
Mustafa Kemal (Yarbay) kısım 2
Enver Paşanın yakınlığını kazanarak, büyük kumanda mevkileri ve yetkiler almak arzusu ile yanan bir kalbin ifadelerini açığa vurur. Zaten Mustafa Kemal, yalnız o gün değil, Enver Paşanın emrinde ve orduda bulunduğu sürece, Enver Paşanın yakını olmak, onun itimadını kazanarak daha büyük kuvvetlere kumanda etmek fırsatını daima aramıştır. Enver Paşaya karşı, daha Rumeli'den başlayarak daima çekingen ve her zaman mesafeli kalmanın tedirginliği içinde yaşamakla beraber, Paşadan gelen her yakınlaşma veya iltifattan, her zaman duygulanmıştr. Hatta böyle iltifatları bazen, denebilir ki, aşırı değerlendirerek, Enver Paşaya daha büyük hizmet etmek arzularını bildirmiştir. Bunu daha aşağıda bir Belge ile de doğrulayacağız. Fakat Enver Paşanın Mustafa Kemal'e karşı tutumu, daima sınırlı kalmış ve ihtiyatlı olmuştur. Nitekim yukarıdaki mektuba da, beklediği karşılığı alamaz. Hatta savaşın sonuna doğru Enver Paşa, Çanakkale cephesine gelip mintakaları gezdiği, kumandanlarını ziyaret ettiği halde, Anafartalar Cephesi Gurup Kumandanı Mustafa Kemal'i ziyaret etmez. Bunun Mustafa Kemal'in ruhunda çok ağır tepkileri olur. Az ileride bu olayı özetleyeceğiz. Fakat biz şimdi Mustafa Kemal'i, en büyük sorumluluğu isteyerek üzerine almaya sevkeden kritik harp durumunun hikåyesini verelim: 6, 7 ve 8 ağustos 1915 günleri, Çanakkale muharebelerinin artık netice tayin edici zirve noktasıdır. O günlerde ya Türk cephesi çökecektir. Yani düşman, Kocaçemen Tepesini elde ederek Yarımadanın mihverine håkim olacaktır. Asli birliklerin Istanbul'la bağıntılarını ..
Kısım 2Kitabı okudu
Mustafa Kemal (Yarbay) - Enver Paşa ( Harbiye Nazırı) kısa dialog (1914)
Mustafa Kemal ısrarlarla vė âdeta emir almadan Sofya'dan Istanbul'a dönmüş, orduda vazife almaya gelmişti. harbiye Nazırı ve Başkumandan Vekili Enver Paşayı da ziyareti usuldendi. Bu ziyareti şöyle anlatır: «Biraz sonra Enver Paşa ile karşı karşıya bulunuyorduk. Enver Paşa, zayıf düşmüş, rengi solmuş bir haldeydi. Söze ben başladım: - Biraz yoruldunuz. - Yok, o kadar değil. - Ne oldu? - Çarpıştık. O kadar… - Şimdi vaziyet nedir? - Çok iyidir!… Enver'i daha fazla üzmek istemedim. Kendi işime sözü getirdim: - Teşekkür ederim. Numarası 9 olan bir tümene beni kumandan tayin buyurmuşsunuz. Bu tümen nerededir. Hangi kolordu ve ordunun emrinde bulunuyor? - Ha, bunun için belki genelkurmayla görüşürseniz daha kati malumat alabilirsiniz. - Pekiyi, o halde sizi daha fazla rahatsız etmeyeyim. Genelkurmayla görüşürüm…» . Karşılaşma biter. Ayrılış soğuktur. Ve Mustafa Kemal gidip kendisinin tayin edildiği tümeni öğrenmek isteyince de garip vaziyetler karşısında kalacaktır. Çünkü ortada böyle bir tümeni bilen yoktur. Ama ne var ki daha sonra derme catma nir tümen tümen kurulup Mustafa Kemal Gelibolu Yarımadası'na gidince, oradaki savaşlarda birtakım mucizeler olacak ve Çanakkale'den, bir Mustafa Kemal zuhur edecektir. Kaldı ki bu harbe girilmemesi için Mustafa Kemal, daha Sofya'dan Istanbul'a görüşlerini yazmıştır. Bu mektubu biraz ileride okuyacağız. Ama madem ki harbe sürüklenilmiştir. Mustafa Kemal ve ordunun bütün genç kadrosu ve kumandanları, vazifelerini yapacaklardır…
Sayfa 549 - Mustafa kemal(yarbay) 9.tümenKitabı okudu
448 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Savaş ve Barış Mustafa Kemal Anlatıyor
Savaş Ve Barış - Mustafa Kemal Anlatıyor
Savaş Ve Barış - Mustafa Kemal Anlatıyor
ta alttaki başlıklar halinde
Mustafa Kemal Atatürk
Mustafa Kemal Atatürk
'ün 1.Dünya Savaşı ve kurtuluş savaşı sürecini dile getiriyor. 448 Sayfadan oluşan kitap, şu bölümlerden oluşmakta. Osmanlı İmparatorluğu'nun 1. Dünya Savaşı'na Girişi ve Mustafa Kemal Çanakkale Savunmasında "Kaderin Seçtiği Kişi" Mustafa Kemal Yorgun Savaşçı 1. Dünya
Savaş Ve Barış - Mustafa Kemal Anlatıyor
Savaş Ve Barış - Mustafa Kemal Anlatıyorİlker Başbuğ · Kırmızı Kedi Yayınevi · 202236 okunma
Reklam
İdolojik kavrayışın mutlak neticesi çelişkiler, tutarsızlıklar...
Yazar syf 33.'de Yılmaz Öztuna der ki: "...Marne muharebesinden sonra, savaşın belirsiz bir süre için ve Almanya'nın aleyhine olarak uzayacağı, kesin şekilde anlaşıldı. Bunu anlamayan yalnız Enver Paşa oldu. Cihan denizlerine, bütün iktisadi imkânlara sahip büyük devletlerle Türkiye'yi hiçte lüzumu yokken savaşa atan Enver
Osmanlının Mısır Kanal Harekatı
2/3 Şubat, gece yarısını geçerekten, sac kaplı dombazlara bindirilmiş Osmanlı askerleri karşı yakaya çıkmak üzere harekete geçerler. Ancak, daha Kanal'da iken sahilden projektörler yanar, gemiler top atışına, sahil bataryaları çapraz mitralyöz ateşine başlar. Sahile yerleştirilen ağır obüs bataryamız bir İngiliz savaş gemisini vurursa da
Sayfa 332Kitabı okudu
İTTİHAT VE TERAKKİ HAKKINDA KAYNAK KİTAPLAR
-Şevket Süreyya Aydemir, Enver (özellikle 1. 2. Cilt) -Murat Bardakçı, Naciyem Ruhum Efendim -Halil Erdoğan Cengiz, Enver Paşa'nın Anıları -Hüseyin Cahit Yalçın, Talât Paşa -Hüseyin Cahit Yalçın, Tanıdıklarım -Nevzat Artuç, Cemal Paşa -Tevfik Çavdar, Talât Paşa -Hikmet Çiçek, Dr. Bahattin Şakir -Tarık Zafer Tunaya, Türkiye'de Siyasal
Enver, Mustafa Kemal'i kendisine rakip olarak görür ve onu kıskanırdı. Berlin'e ataşemiliter olarak giderkende, bunun için Selanik'ten uzaklaştırılmasını istemişti. Trab­lusgarp, Balkan ve Birinci Dünya Savaşları 'nda da aynı düşünce ile hareket etmişti. Zaman zaman pervasız, fakat haklı uyarmalarından adeta endişe duymuştu. "Sonra onun parlamasını, kendi şöhretine gölge düşürür korkusu ile hiç istememişti. İttihatçı liderler de Enver'i desteklemişlerdi. " Çanakkale'de yaptığı birbirinden parlak savaşları ister iste­mez halkoyuna duyurmuş, fakat Mustafa Kemal'in adını vermeye cesaret edememişti.
Reklam
1. Dünya Savaşı'na Girmemiz Kaçınılmaz Mıydı?
... Çanakkale Savaşı Türkiye için son seçenek değildi. Osmanlı belki de eninde sonunda savaşa girecekti. Ama bu şekilde mi girmesi gerekirdi? Bu tartışılır. Biz savaşa girmeden önce İngiliz, Fransız ve Ruslardan oluşan İtilaf Cephesi Almanlarla savaşa başlamıştı zaten. O tarihte biz henüz bu savaşın dışındaydık. Savaş 1914'ün baharında başlamıştı. Osmanlı savaşa Ekim ayında girdi. Kimse bize saldırmadı bu süre içerisinde. Almanları tepeledikten sonra sıra bize gelecekti belki de. Ama Ekim ayında henüz böyle bir savaş hali yoktu. Böyle bir durumun doğmasına sebebiyet veren, daha önce açıkladığımız Enver Paşa'nın o gizli emri oldu. İki Alman gemisinin Çanakkale boğazından içeriye sokulup akabinde gizli bir emirle Rus limanlarının bombalatılması, bile isteye yapılan bir tercihti. Kaçınılmaz değildi. O kadar gizli bir emirdi ki bu, padişahın haberi yoktu, Sadrazam'ın, hatta Bakanlar Kurulu'nun da yoktu! Sadece 3 kişi biliyordu bunu; Enver, Talat ve Cemal Paşalar. Bu üçlünün Almanya safında savaşa girmek için yaptıkları operasyonla Almanya'dan 2 milyon altın teslim alınıyor ve sonucunda savaşa giriyorduk. İşte bu nokta kaçınılmaz değildi.
Sayfa 230 - Timaș Yayınları, 5. Baskı, 2008 AğustosKitabı okudu
352 syf.
·
Puan vermedi
"Onu ne kadar da özenle tanımıyoruz. Oysa sevginin, tanımadan yeşermesi mümkün müdür? Vakti zamanında bir felsefe kitabında; aşk hissinin tanımaktan önce geldiğini, tanıdıkça sevgiye dönüştüğünü okumuştum. Bu durumda biz Mustafa Kemal'e âşığız. Hem de çok âşığız. Ama onu yeterince tanıyamadığımız ve anlayamadığımız için gerçek anlamda
Yarının Adamı Mustafa Kemal'i Anlamak
Yarının Adamı Mustafa Kemal'i AnlamakCon Sinov · Masa Kitap · 2022884 okunma
Atatürk
Yaşamının tüm yönleriyle büyük lider Atatürk… *Tarihin akışını değiştiren, ona mührünü vuran veya büyük tehlikelere mani olan liderlere her memlekette rastlamak mümkün değildir. Atatürk dünya tarihinin nadiren gördüğü bir dehadır. Birinci Dünya Savaşı`ndan sonra, hiçbir mağlup milletin direniş göstermediği zamanda siviller ve askerlerle dünyaya meydan okumuştur.* - İlber Ortaylı Gazi Mustafa Kemal Atatürk kitabı, evvela imparatorluğu dirilten nesil olan 1880`liler kuşağı, Balkan coğrafyası ve Mustafa Kemal`in aile kökeni ile başlıyor. Akabinde Atatürk’ün askeri eğitimi, Manastır yılları, Milliyetçilikler Dönemi, İttihat ve Terakki, 2. Abdülhamid, Enver Paşa, Ziya Gökalp, Trablusgarb, Balkan Savaşları ve Sofya yıllarıyla devam ediyor. Ordumuzun İtilaf devletleriyle sekiz cephede mücadele ettiği Birinci Dünya Savaşı, kutlu zaferlerimiz Çanakkale ve Kutü’l Amâre, Mondros, son padişah Vahideddin, bir milletin ve ülkenin ölüm fermanı olan Sevr… Tüm detaylarıyla Milli Mücadele dönemi, 23 Nisan 1920 ve sonrasında muhalefete rağmen verilen Kurtuluş Savaşı, İnönü Muharebeleri, Lozan Konferansı, Büyük Taarruz ve Cumhuriyet’e giden yol... Saltanat ve hilafet tartışmaları, Lozan, On İki Ada, mübadele, Osmanlı`dan kalan borçlar, Musul ve yakın tarihin en önemli meselesi olan inkılablar... Son olarak kişisel özellikleriyle, dünyada, anılarda, hafızalarda kalan izleriyle modern Türkiye’nin kurucusu Atatürk... İlber Ortaylı bu ilk biyografisinde yaşamının tüm yönleriyle büyük lider Gazi Mustafa Kemal Atatürk`ü anlatıyor. Türk tarihçiliğine hiç unutulmayacak ve sürekli başvurulacak bir rehber kitap daha kazandırıyor...
Çanakkale kara muharebelerinin safhaları şöyle özetlenebilir: 25 Nisan'da Boğaz ağzının Anadolu köşesinde başlayıp tutunamayan çıkartmadan sonra, ilk esaslı çıkartma Boğaz'ın Rumeli ağzı köşesinde (Seddilbahir-Eskihisarlık Tekeburnu) 6 kilometrelik bir sahaya yapıldı. 28 Nisan'da yapılan ve "Birinci Kitre Savaşı" adını
Sayfa 218 - Remzi KitabeviKitabı okudu
_Mustafa Kemal, bir Türk’tü; Türk olmaktan gurur duyuyor; “Türkiye Türklerindir” parolasıyla yaşıyordu. Ne Tanrı’dan, ne bir kişiden ne de kurumdan çekinmeyen, tam bir devrimciydi. Onun için resmi ya da kutsal olan hiçbir şey yoktu. Türkiye’yi Padişah’ın ehliyetsizliğinden ve despotizminden olduğu kadar, yabancıların pençelerinden kurtarmakla
Resim