Epiküros'un "kendimizi mutluluktan nasıl mahrum ederiz" listesinin ilk sıralarında kendimizi "ticari dünyanın" kısıtlamalarına mahkum etmemiz yer alır. Bu açıdan bakıldığında Epiküros'un Madison Caddesi'ni (Manhattan'da, adı reklamcılıkla özdeşleşmiş ünlü cadde) bir kaç bin yıl önceden gördüğünü söyleyebiliriz. Dahası da var: Epiküros, ticaret dünyasının bizlere hiç de ihtiyacımız olmayan şeyleri aldırtma ve hep daha yenilerini arzulatma becerisine sahip olduğunu da tespit etmiş görünüyor. Şu çılgın alışveriş dünyasında -ihtiyacımız olmayan şeyleri alırken- Epiküros'un son derece önem verdiği sakin zevk ilkesini görmek mümkün değildir. Benim Epiküros'un en beğendiğim aforizmalarından biri de bu konudadır: "Yeterlinin az geldiği insana hiç bir şey yetmez."
Bugün, Yaşam Felsefesi Olarak Epikürosçuluk
Epiküros'un gevşek yaşam felsefesinin Yunan taşrasında gayet güzel sürdürüldüğünü görmek şaşırtıcı değildi tabii. Ege adalarında yaşayanların pek sevdiği bir fıkra vardır. Yunan kökenli bir Amerikalı zengin tatile adaları ziyarete gelir. Bir akşam üzeri yürüyüş yaparken, bir taşa oturmuş, elinde uzosu, batan güneşi seyreden bir ihtiyarla karşılaşır. Amerikalı, adamın arkasındaki tepede büyüyen zeytin ağaçlarının bakımsızlığını fark eder. Ağaçlardan bir sürü zeytin yere dökülmüştür. İhtiyara zeytinlerin kime ait olduklarını sorar. "Bana," der ihtiyar. "Ee, toplamıyor musun zeytinleri?" der Amerikalı. "Canım çekince gidip alırım istediğim kadarını." "İyi ama ağaçlara bakarsan zeytinleri tam olgunlaştığında toplayıp satabilirsin; farkında değil misin yoksa? Amerika'da herkes saf zeytinyağına bayılır ve ciddi para öder." "Parayı ne yapacağım ben?" der ihtiyar. "Kocaman bir ev alırsın; bir sürü uşağın olur..." "Sonra ne yapacağım?" "Sonra canın ne isterse yaparsın işte!" "Ha, uzo içip günbatımını seyretmek gibi mi mesela?"
Reklam
Arzularınız basitse, onları tatmin etmek kolaylaşır ve ilgilendiğiniz şeylerden keyif almak için zamanınız ve enerjiniz olur. Bu Epikuros'un mutluluk tarifidir, çok da mantıklıdır.
Sorbonne’daki sınıf arkadaşlarımdan birinin öğrettiği bir etimoloji meselesinden de dayanak almışımdır belki: Arkadaşım, kadim Yunancada okul anlamında kullanılan kelimenin orijinal anlamının “boş vakit” olduğunu, Platon’un Euthydemos diyaloğunda Sokrates’in ağzından Sofistleri hor görüşünü, insanın bir sınıfta pineklemektense boş vaktinde fikirlerle “oynayarak” çok daha fazlasını öğreneceğini öne sürdüğünü söylemişti. Platon’un halefi, dünya haz şampiyonu Epikuros da öğrenmekle mutluluk arasındaki basit ama zarif bağlantıya inanıyor, eğitimin tüm amacının zihin ve duyuları hayatın hazlarını almaya ayarlamak olduğunu söylüyordu.
Epikuros ve Platon, ihtiyarlığın, zincirlerinden boşanmış, geniş yelpazede düşünce için eşsiz bir fırsat tanıdığına inanıyorlardı. Platon, Devlet’te bu fırsat aralığını esasen artık “azgın” olmayışımıza bağlamıştı: “İhtiyarlıkta muazzam bir sükunet ve özgürlük hissi vardır; ihtiraslar yakamızı bıraktıklarında sadece bir değil, pek çok deli efendinin elinden kurtulmuş oluruz.”
Epikuros
"Hoş bir yaşam sürmeden bilgece, iyi ve adil yaşamak mümkün değildir."
Sayfa 21 - Aylak KitapKitabı okudu
Reklam
Epiküros hayatımızın her anının azami tadını çıkarmamızı ve zaman gerektiren deneyimlerimizin tüm hazzını almamızı söylüyor.
Sayfa 49 - Aylak KitapKitabı okudu
160 syf.
9/10 puan verdi
·
Read in 1 hours
Öncelikle bu ilk bölüm teşekkür bölümü olacak, (hemen alttaki paragrafta da kitaptan, konusundan ve şekil özelliklerinden bahsedeceğim.) Kitabı yine Arzu Hocam önermişti. "Fikirler ve Tercihler" den sonra bu kitabı da çok beğendim. Yazarın "Platon Bir Gün Kolunda Bir Ornitorenkle Bir Bara Girer" kitabına da bakmıştım ama pek
Filozofun Mutluluk Seyahatnamesi
Filozofun Mutluluk SeyahatnamesiDaniel Klein · Aylak Kitap · 2013263 okunma
252 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.