Aşağıda felsefi ve teoloji konularına göre sıralanmış 200 filmi keyifle izleyeceğinizden eminiz.
HAYATIN ANLAMI
Fight Club (1999)
Gates of Heaven (1778)
Ghost World (2001)
Leaving Las Vegas (1995)
Hacim olarak ufak, ama içerik olarak çok zengin bir kitap. Bana biraz düzensiz geldi. Sohbet tadında, ama birazdan hangi konuya geçecek, neden bahsedecek öngörülmüyor. Biraz kendisini akıntıya bırakarak yazmış, kuru bir akademik çalışmadan çok uzak bir yazı stili olsa da, kitapta tutunabileceğim ana sütunların yokluğunu hissettim.
Herşeye rağmen
Öncelikle kitap bir yanıyla sizi 1984'e götürürken bir yanıyla da sizi ; 2002 yılında, Kurt Wimmer tarafından kaleme alınmış ve yönetilmiş bir bilimkurgu-distopik film olan Equilibrium(İsyan) filmine götürmektedir.
Distopya sistemlerinin genel olarak kendilerinde kabul gördüğü gerçek, insanların duygu yönü hem toplumun yönetilmesinde hem de bireyin yönlendirmesinde en büyük engel olarak görülmüştür. Distopyal sistemlerin ilk hedefi de insanın duygu dünyasının gıdası olan müzik,resim, kitap, sevgi, aşk vb. insanı mekanik olmaktan kurtaran her şeyi hedef haline getirmek ve onu düşmanlaştırıp buna karşı çıkanları da hain etiketini yapıştırarak, bu süreçte insanların her an gözlemlendiğini hissettirmesi; ki bu en yakınındakilere(annesi, çocuğu, eşi) bile güvenmemesi hatta kendi zihninde kendini hapsetme sürecine kadar giden paradoksal bir korku imparatorluğunun temelidir.
Fahrenheit 451; kapağındaki, kitap şeklindeki kibritten ve ateşin simgesi olan kırmızı renkten bize kitap hakkında önceden belirli bir rota çizdirdiğini düşünsek de kitap içinde yarattığı imgelemeler ve oluşturduğu zıtlıklarla insanların yaşadığı zamanla benzeştirmesine hatta bizzat kendisi yaşıyormuş gibi hissettirmesi de ayrı bir ruhsal sorumluluk yükletiyor.
Kitabın içindeki İtfaiyecilerin yangın söndürmedikleri aksine sistem ve toplum sağlığı için insanları kitaplarıyla birlikte yakan bir Leviahtan canavarının bir parçası olduğunu; hatta ilk okuduğunda, ilk rastgeldiğinde itfaiye kavramıyla zihninizde kurduğunuz şemaları ve bilgileri nasıl darmaduman edip, yaktığını hissedeceksiniz.
Sayısız defa okunan ve üzerine sayısız defa inceleme yazılan, distopya türünün mihenk taşıdır ; 1984.
Bazı eserler vardır; sanki sanatçının varoluşunun nedenidirler. 1984 ve Hayvan Çiftliği de yüzyıllar boyu parlayacak yıldızlarıdır George ORWELL'ın. 1949 yılında basılan bu kitap , adı ile aynı yıl olan 1984 yılında beyaz perdeye aktarılmıştır. Dönemin genel anlayışı gibi kitaba sadık kalınmaya çalışılmıştır. Bir çok filmde olduğu gibi kitaba kıyasla sönük kalmıştır. Kurt WIMMER 'ın 2002 yılında yönetmenliğini yaptığı İsyan
(Equilibrium ) filmi ise bu kitaptan esinlenerek bana göre çok daha farklı bir tat sunmuştur.
1984 adlı bu distopyanın okullarda zorunlu okutulmasını istemek de ütopya olacaktır herhalde. Bütün gençlerin okuması ümidiyle...
1984George Orwell · Can Yayınları · 2019165,8bin okunma
''That's because we don't allow them to be like that. We preserve them from diseases. We keep their internal secretions artificially balanced at youthful equilibrium. We don't permit their magnesium-calcium ratio to fall below what it was at thirty. We give them transfusion of young blood. We keep their metabolism permanently stimulated. So, of course, they don't look like that. Partly, ''he added, ''because most of them die long before they reach this old creature's age. Youth almost unimpaired till sixty, and then, crack! the end.''
Film tadında bir kitaptı. 2002 yapım İsyan (Equilibrium) filmi, kitabın konusuyla neredeyse birebir paralellik gösteriyor. Keza Matrix'teki bazı detaylarda da isimleri şu an aklıma gelmeyen birkaç yapımda da aynı durum söz konusu.
Birkaç sayfa için okuyacağınız kitaplardan.
Nasreddin Hoca'nın keçiboynuzu misali gibi bir dirhem bal için bir çeki odun çiğnedik.
Cesur Yeni DünyaAldous Huxley · İthaki Yayınları · 202160,3bin okunma
Öncelikle İthaki Yayınlarının çevirisi vasat. Kimi yerlerde kitabı anlaşılmaz kılıyor ve özellikle başta ağır bilimsel yöntemler anlatılırken, çevirinin de kötü olmasıyla birlikte kitabı okumak zorlaşıyor. Bu arada kitabın edebi olarak da ruhsuz olması beni yeteri kadar içine çekmedi. Evet, düşünce ve alt metin olarak iyi ancak edebiyat olarak