Ebû Hüreyre'den rivayet edildiğine göre, Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur "Allah'ın, yüzden bir eksik, doksan dokuz ismi vardır. Kim bu isimleri (öğrenip gereğiyle amel ederek) sayarsa, cennete girer. (Bu isimler şunlardır): O, kendisinden başka ilah olmayan Allah, er-Rahmân, er-Rahim, e-Melik, el-Kuddûs, es-Selâm, el-Mü'min, el-Müheymin, el-Azîz, el-Cebbâr, el-Mütekebbir, el-Hâlîk, el-Bâri, el-Musavvir, el-Gaffâr, el-Kahhâr, el-Vehhâb, er-Rezzâk, el-Fettâh, el-Alîm, el-Kâbıd, el-Bâsît, el-Hâfid, er-Râfi', el-Muizz, el-Müzill, es-Semî', el-Basîr, el-Hakem, el-Adl, el-Latîf, el-Habîr, el-Halîm, el- Azîm, el-Gafûr, eş-Şekûr, el-Alî, el-Kebîr, el-Hafîz, el-Mukît, el-Hasîb, el-Celîl, el-Kerîm, er-Rakîb, el-Mücîb, el-Vâsi', el-Hakîm, el-Vedûd, el-Mecîd, el-Bâis, eş-Şehîd, el-Hakk, el-Vekîl, el-Kavî, el-Metîn, el-Velî, el-Hamîd, el-Muhsî, el- Mübdi, el-Muîd, el-Muhyî, el-Mümît, el-Hayy, el-Kayyûm, el-Vâcid, el-Mâcid, Vâhid, es-Samed, el-Kâdir, el-Muktedir, el-Mukaddim, el-Muahhir, el-Evvel, el-Âhir, ez-Zâhir, el-Bâtın, el-Vâlî, el-Müteâlî, el-Berr, et-Tevvâb, el-Müntekım, el-Afüv, er-Raûf, Mâlikü'l-mülk, Zü'l-celâli ve'l-ikrâm, el-Muksit, el-Câmi', el- Ganî, el-Muğnî, el-Mâni', ed-Dârr, en-Nâfi', en-Nûr, el-Hâdî, el-Bedî, el-Bâkî, el-Vâris, er-Reşîd, es-Sabûr". (T3507 Tirmizî, Deavât, 82)
Sayfa 219
Mesela bazı bölgelerde kadının yüzünün örtünmesi (peçe) olayı bilinmeyen bir hadise iken, başka bölgelerde bu uygulama dogma mertebesine yükseltilmiş ve adeta din savunulur gibi savunulmaktadır. Ancak Müslüman kadının Muhamemed a.s. zamanında peçe takmadığını kesin olarak biliyoruz. Bu âdeti ilk defa kadın modası olarak Harun er- Reşid'in üvey kız kardeşi olan Uleyya uygulamıştır. Bir moda uygulamasının İslam'ın bir parçasına nasıl kolayca dönüştüğünü araştırmak ilginç olurdu.
Reklam
Mesela bazı bölgelerde kadının yüzünün örtünmesi (peçe) olayı bilinmeyen bir hadise iken, başka bölgelerde bu uygulama dogma mertebesine yükseltilmiş ve adeta din savunulur gibi savunulmaktadır. Ancak Müslüman kadının Muhammed a.s. zamanında peçe takmadığını kesin olarak biliyoruz. Bu âdeti ilk defa kadın modası olarak Harun er- Reşid'in üvey kız kardeşi olan Uleyya uygulamıştır. Bir moda uygulamasının İslam'ın bir parçasına nasıl kolayca dönüştüğünü araştırmak ilginç olurdu fakat bir şey neredeyse kesindir ki o da Uleyya'nın, şeriata şahsî katkılar yapmak gibi ahlakî donanıma sahip olmadığıdır.
Kemalât, dede olmakta, çok para kazanmakta değil, reşid olmadadır. Medeni kanuna göre reşidlik onsekiz yaşına basmak ile kazanılır. Ehl-i tasavvufta reşid olmak, Rabbini bilmekle ve iman hakikatlarını idrak ile mümkündür. Onun için, yetmiş yaşında çocuklar, yirmi yaşında er kişiler vardır.
Bu hususta epey bir yol alıp mesafe kat etmiş olan Dr. İbrahim Kerim bazı hastalıklar için aşağıdaki tespit ettiği Esmâları tavsiye ediyor: Kemik Hastalığı İçin: El-Kaviyy Diz Hastalığı ve Ağrıları İçin: Er-Rauf Kalp Hastalığı İçin: En-Nûr Kalp Damarlarının Tıkanması: El-Vehhab Sinir Hastalığı: El-Muğnî Baş Ağrısı: El-Ğaniyy Guatr: El-Cebbâr Göz
Sayfa 59 - Hangi İsim, Hangi Derde Deva?Kitabı yarım bıraktı
Hârun er-Reşîd’i ne kadar övsek azdır! Nitekim o, geceleyin bir seferdeyken şiddetli kar yağdı ve onu canından bezdirip bir türlü huzur vermedi. Bunun üzerine yanındakilerden biri ona şöyle dedi: Ey mü’minlerin Emîri! İçinde bulunduğumuz zorluk, sıkıntı ve yolculuk külfetine bak! Hâlbuki halk rahat ve uyuyor! Bunun üzerine Hârun er-Reşîd şöyle dedi: “Sus! Halka uyumak bize de uyanık kalmak (nöbet tutmak) düşer, yöneticinin halkını koruması ve (bu uğurda) eziyetlere katlanması gerekir.”
Sayfa 62 - Birinci bölümKitabı okudu
Reklam
158 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.