Hissetmek,hissedebilmek seni
Birden soğuk davranıp,uzaklaşmak istediğine can sıkarken
Umut ederken öyle olmadığına
Yarım saat geçmeden öyle olmadığını idrak edebilmek
Yalandan gidişlerden daha sıcak daha içten gelebilmek.
Kıymetli olduğunu anlayabilmek…
Hissetmek hissedebilmek seni
Zıt kutupların insanda birleşmesine inanmazken
Tanıdıkça ben gibi düşündüğünü görebilmek
Yani zıt olduğunu düşünmemek bir yerde
Bazen aksi davranışlarına
Bazense düşünmediğin kadar mütevazi oluşuna şaşırmak
Zekana tutulmak…
Hissetmek hissedebilmek seni
Mutlu olduğunu hissettiğimde mutluluğu yaşamak
Buzdan soğuktan yanmaları duyarız ya
Bazen o buz yanının sıcaklığını hissetmektir…
Eray.D
Alışmak, alıştırılmak
Ölümsüz ölümlere
Şehitlere
Benliğim dahil
Kimseyi eleştirmek değil niyetim
Bu işin içinde ben varken
Bu tarz bir ölüme yakınken
Bazen oluyor
Alışamadığım davranışlar oldu
Beni berbat hissettirip
Kendime kızdıran
Düşme üstüne dediğim
Bir çok yaralayan üzen şeylere alıştım
Ama bir türlü buna alışamadım
Umursanmamak hissine
Hani bilirsiniz sayfalar boyu mesajlar yazarsınız
Bir kelime bile diyemeyeceğin bi mesaj gelir karşından
Karşılığı bu mu dediğin
Aslında bir karşılık beklediğinden değildir bu
Kırgınlık ama bu mudur yani
Seni önemseyen,kıymetli gören
Üzersin ruhunu
Gecene
Beynine
Kalbine takarsın onu
O seni umruna takmaz...
Eray.D
Okuması da, izlemesi de bir o kadar keyif veren Red Kit serisi, yaşım kaç olursa olsun vazgeçmeyeceğim bir eserdir. Buradaki Missisippi olayı ise 2 geminin aynı yerde barınamamasından ortaya çıkan huzursuzluk, 2 gemi arasında bir yarışa götürürüz bizleri. Red Kit ise Daisy Belle'nin kaptanın teklifi üzerine o gemiye biner. Diğer gemi Asbestos D. Plower ise kötü bir kaptana sahiptir. Aradaki her kıyıda Asbestos'un kaptanı bir engel çıkarmaya çalışsa da Red Kit sadece silah çekmesiyle değil, aklıyla da ön plandadır. Hiçbiri ona üstün gelemez ve sonunda hileye karışmadan yarışan Daisy Belle yarışı kazanır.
Her Red Kit çizgi romanında kahve içme kültürü ile ilgili izler görüyorum. Demek ki çizer ya da yazar bunu çok seviyordu. Bir de son olarak ne yazık ki kölelikle ilgili bazı görselleri tatlı-sertte olsa görmekteyiz. Yükleri hep siyahlar taşımaktadır, ağır ve basit işlere onlar verilir. Sanırım bu da zamanla alakalı olsa gerek.