Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
... İncelik.. Sensin bütün zamanların açık yarası... Şükrü Erbaş .
Berlin televizyon kulesi eşliğinde Şükrü Erbaş
Suyu sevmeyen insanın, Rüzgarı anlamayan, Gökyüzün­de bir bulutu olmayan insanın gideceği uzaklık, olsa olsa kendine sızan çaresizliktir...
Reklam
..ölüm kalanlar içindir. -Şükrü Erbaş
Şükrü Erbaş Silopi'de:)
Birbirine ihtiyacı olanlar özenle uzak duruyor birbirinden.. Şükrü Erbaş
'' Nereye gidersem gideyim seni yürüdüm hep. '' ~Şükrü ERBAŞ
Reklam
Yaşamak bir can sıkıntısı mıdır ? Şükrü Erbaş
On Dakika Bayrak Tutmak
“Kaleiçi’ne gidiyorum. Ihlamur ağaçlarının avcunda iki bardak çay içeceğim. Şiir konuşacağız bir güzel çocukla. Sağ yanım deniz. Deniz değil, kirpiklerime değen sonsuzluk; lacivert yapraklar açan zaman. Bir büyük derinlik gökyüzüyle söyleşip duruyor. Beydağları’nı bir daha doğuruyor kıyıya vuran her dalga. Uzun boylarında güneşli nisan bulutları, palmiyeler falezlerden aşağı bakıyor. Taflanlar neredeyse konuşacak. Kalbimde ölümle karıncalanmış bir sevinç, koltuğumun altında harflere dönmüş Akdeniz, hurma ağaçlarına şaşarak yürüyorum. Yoksulluğu unutturacak kadar güzel bir gün..."
Küçümsenmiş İçtenlik
Aynalar pazar bir sosyal medya var elinizin altında. Buranın kuralı da değeri de bu. Günde bir milyon şiir, şiirimsi, vecize paylaşmazsanız, akşama kalmaz unutulursunuz.. Orada görünmezseniz dünyada bir hayatınız olmaz. Eğer şiirle bağınızı buradan kuruyorsanız ölümünüz kutlu olsun! Dünya dolusu süprüntü sözle, basmakalıp duygularla, ortalama bir akılla edebiyat öğrenemezsiniz, edebiyat yapamazsınız. Nâzım, Dağlarca, Oktay Rifat, Melih Cevdet, Necatigil, Turgut Uyar, Cemal Süreya, Edip Cansever, Cahit Külebi, Can Yücel, Gülten Akın, Metin Altıok... okuyamazsınız, anlayamazsınız. Bir daha söylemiş olayım; şiir, insanların hayatında kitap olarak varsa vardır. İnsan belleğini üç-beş dakikaya indiren bir ortamda şiir kalıcı olabilir mi hiç?
Reklam
Kimseye acı vermemek için kırk yerinden kırılan inceliğim.. -Şükrü Erbaş
Elbette ölümü biliyorum!
Ayda bir kez de olsa kapının çiçek açmasından söz ediyorum. Pencerelerin sokağa gülümsemesinden. Çay bardaklarının soluğumuzu kırmızıya boyamasından. Aynaların buğulanmasından. Muslukların şarkı söylemesinden. Acı da verse bir insanın hayatımıza dokunmasından. Odaların birdenbire sokaklarla dolmasından. Çatımıza konan yıldızın sabah bahçemize inmesinden. Tanrının, azıcık da bizim yalnızlığımızda soluk almasından söz ediyorum.
İçinde senden başka ses yoksa o ev ölüdür, dedim. Olur mu, dedi, bir tek sen olsan bile o evin içi dünyayla doludur. Şükrü Erbaş, Kes Siyah Zülfünü Haraç Eyle
Yanlış kıyılarda çırpınıyor bu yaşlı deniz Bu ağır suyu bu ince kum kaldıramıyor. Şükrü Erbaş
İçimde bir çocuk, yalınayak koşuyor yaşlılığa doğru, binlerce kez yenilmiş umut ölülerini çiğneyerek. Sahi yaşlılık, bir derin iç çekiş, yanılmış bir çocukluk olmasın Ömür Hanım?
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.