erfdali

erfdali
@erf_dali
Cümle, evlaymış insanla buluşana kadar. Gel arınalım cümle insandan, uçsuz bucaksız; sınır, kuşak tanımayan sevdalara, tükenmeyen umuda yol alalım.
Hiçbir şey hayatımızı değiştiremez, hayatı iptal eden kuvvetlerin içimize aşama aşama sızması dışında hiçbir şey. Ne büyümemizdeki sürprizler, ne de yeteneklerimizin serpilmesi hayata yeni bir ilke katar; hayatın nezdinde ancak tabiîdir onlar. Tabiî olan hiçbir şey de bizi kendimizden başka bir şey haline getiremez.
Sayfa 18 - metisKitabı okudu
Reklam
Hiçbir şeye dayanmadığı için, bir gerekçenin gölgesi bile bulunmadığı için, hayatta sebat ederiz. Ölüm fazla kesindir; bütün sebepler onun tarafından bulunur. İçgüdülerimize esrarengiz gelir; düşünüşümüzün önünde, berrak ve itibarsız bir halde, bilinmeyenin sahte cazibesi olmaksızın belirir.
Sayfa 17 - metisKitabı okudu
Hiçkimse havaîliğe hemen ulaşamaz. O bir ayrıcalık ve bir sanattır; her tür kesinliğin imkansız olduğunun farkına varan ve kesinliklerden tiksinen kimselerdeki yüzeysellik arayışıdır;doğal bir şekilde dipsiz oldukları için hiçbir yere götüremeyecek uçurumlardan uzağa kaçıştır.
Sayfa 15 - metisKitabı okudu

Reader Follow Recommendations

See All
Asalet varoluşun yadsımasındadır, harap olmuş manzaralara bakan bir tebessümdedir yalnızca.
Sayfa 13 - metisKitabı okudu
...Ama hayatta kalmak, düştüğümüz dikenli bahçede kanayarak dolaşmak değil mi zaten? Sonunda öleceğini bilerek yaşamaya çalışan bütün faniler, aynı tekinsiz yolu adımlıyor. Neye elimizi atsak yetim, neye dokunsak tedirgin, ne yapsak eksiğiz. Hepimiz öyleyiz. Bize vaat edilmiş bir yarın yok, ruhumuzda kelebek sancıları kanat çırpıyor. Fakat buradaysak, gücümüzü ve neşemizi toplayıp yaşayacağız. Düşe kalka, güle ağlaya, şefkatimizi kendimizden, merhametimizi birbirimizden sakınmadan, sevaplarımız, günahlarımız ve elbet hatalarımızla.
Sayfa 309 - Hep KitapKitabı okudu
Reklam
...Benim bildiğim şu, vazgeçmek bazen sahip olduğumuz şeylerin en iyisidir. "Elimden tut yoksa düşeceğim." demiş Atilâ İlhan. Galiba kimi durumlarda o, "Elimi bırak yoksa düşeceğim." diye okunabilir. Aşk kaç kişilik bilmem ama vazgeçmek tek kişiliktir.
Sayfa 307 - Hep KitapKitabı okudu
...En çok yalnızlıktan korksak da, düştüğümüz bahçenin tabiatı gereği daima yalnız olacağımız şu hayatta, kalabalıklardan medet ummak beyhude çaba.
Sayfa 306 - Hep KitapKitabı okudu
Uygarlığımızdaki cümle hastalık yeterince sevilmemek, kendini ve başkalarını sevmeyi bilmemekten kaynaklanıyor. Yani kapakçıkları yağlamayı boş verip evvela bu kadim beceriksizliği tamir etmek icap ediyor.
Sayfa 296 - Hep KitapKitabı okudu
Mühim olan, gezegenin ve vicdanın kendi adaleti. Bu, birbirimizi cezalandırmak için değilse bile anlamamız için gerekli. Onlara ne hissettirdiğimizi anlayabilmemiz için, başkalarına yaşattıklarımız belki bizim de başımıza gelmeli. Ve anlamamız şart. Hakikaten şart.
Sayfa 268 - Hep KitapKitabı okudu
Galiba bir acı, evvela susarak, sonra konuşarak ve en nihayetinde ölüler gibi sessizce mezara konarak çekiliyordu. Ölüler ve acılar birbirine zaten, aşırı benziyordu
Sayfa 254Kitabı okudu
Reklam
Hayat dediğin neydi ki zaten; bitecek diye korktuğun kısıtlı vakti, bozuk para gibi harcama telaşı.
Sayfa 248 - Hep KitapKitabı okudu
...Keder ve merak, halklar arasında eşit bölüştürülmeliydi. Bana bu kadar çok yüklenilmemeliydi. "Bedenin bir hafızası var, biliyorsun. Belli duyguları belli bölgeler kaydediyor. Karaciğer ve karın bölgesi de duygusal yükün ağır olduğu anları kaydetmekle görevli. Mesela kayıpları, yoğun hasreti... Birini kaybettiğinde, özlemi ciğerinle hissedersin. Ciğerinde hakikaten bir ağrı, hatta yangı olur yani. 'Ciğerim yanıyor' lafı o histen geliyor. "
Sayfa 217Kitabı okudu
...Her şeyin eninde sonunda geçeceğini bilmek, bir yandan şefkatli bir sığınak, bir yandan da karanlık bir mezardı. Boşluğa anlam katan ve bütün anlamların içini boşaltan bir bilgiydi. Bugünü var yarını yok kılan, ömrü kısa bir misafirlikle eş tutan, insana kardaki ayak izinden fazlası olamayacağını hatırlatan kadim ve kederli bir bilgi.
Sayfa 215 - Hep KitapKitabı okudu
...vedalaşılmadığında, ayrılık eksik kalıyor. Ayrılmaktan çok koparılmaya benziyor. Yırtılmaya. Sancılı ve huzursuz bir şeye. Galiba insan sadece eşiyle dostuyla değil, indiği otobüsün şoförüyle bile vedalaşmalı. Huzurlu ayrılıkların yolu, ılık vedalardan geçiyor.
Sayfa 212Kitabı okudu
Hasret garip bir deniz ;med-ceziri bol, ne kolay taşıyor.
Sayfa 197Kitabı okudu
606 öğeden 571 ile 585 arasındakiler gösteriliyor.