“Ne kadar uyumlu bir çift değil mi? Evlilik takıntısı olan genç bir kadın ve evlilikten korkan bir erkek... Güneşe alerjisi olan Mecnun bulmuş Leyla şansızlığında bir aşk yaşıyordu Defne.”
Sayfa 9 - Ceres YayınlarıKitabı okudu
Fizyolojik varlığı sosyolojik bünyemde psikolojik etkiler bırakacak birine benziyorsun.
Bayram sabahı Kurbağa Prens tarafından başlatılan, "ilk senin annenlerin şatosuna mı, yoksa bizimkilerin bataklığına mı gideceğiz?" tartışması kavgaya dönüşmüş. Kurbağa Prens "Vrak Allah'ını seversen! Ben gidiyorum!" demiş ve çekip gitmiş.
Zaten bu masal âleminde dedikodu çabuk yayılırmış.
Mesela. . .
Sayfa 157 - Ceres yayınlarıKitabı okudu
Semtteki en kibar şey trafik ışığıydı. Medeniyet görmek isteyen yanına gidip beklerdi.
Sayfa 19 - Ceres Yayınları
Aşk demişken, bilimsel olarak aşk dört ila altı ay sürer. Daha fazlası mümkün değildir. Yani altıncı aydan sonra hala yolunda giden bir ilişkiniz varsa, bir yerlerde bir şeyleri yanlış yapıyorsunuz ve bilime ters düşüyorsunuz demektir.
Sayfa 8 - Ceres Yayınları
“-Sen kimsin?
-Kime benziyorum?
-Fizyolojik varlığı sosyolojik bünyemde psikolojik etkiler bırakacak birine benziyorsun!”
Çok zıttık, çok farklıydık.
O "h" harfiydi, ben Trakya
O sessizlikti, ben Beşiktaş tribünü
O İstanbul'un boş caddeleriydi, ben yağmurlu bir cuma günü iş çıkış saati
O kararlı bir diyet programıydı, ben salı günü... Bir araya gelemeyen, bir araya gelmesi teklif dahi edilemeyen kavramlardık.
Sayfa 99 - Ceres YayınlarıKitabı okudu
Kadın beyni ve erkek beyni biraz farklı çalışır. Kadın beyni devlet dairesi gibidir. İçerisinde ‘arşiv odaları’ vardır, erkeğin geçmişte yaptığı herhangi bir hatayı şak diye çıkarıp yüzüne vurmak için. Ve bu düzensizliğin içinde mükemmel bir düzen vardır. Erkek beyni ise olsa olsa o devlet dairesindeki yıllanmış dandik masaüstü bilgisayar gibidir. Sık sık error verir. Sistem yok!
Sayfa 25Kitabı okudu
Hiç sigara içmemişti. Sigaradan nefret ederdi. Bir şey onu yavaşça öldürecekse, bu ileride evleneceği kocası olsun istiyordu.
Sayfa 16Kitabı okudu
İnsan beyni böyle çalışır işte. En uzaktakine, en imkansızına, en ulaşılmaza aşık olur.