“Tarih 27 Haziran 1926. “Ermeni Suikast Komiteleri tarafından Şehit Edilenlerin Ailelerine Verilecek Emlak ve Arazi” hakkında bir yasa çıktı. Talat Paşa’nın eşi Hayriye Hanım, Dr. Bahaeddin Şakir’in eşi Cenan ve oğulları Alp ile Celasin, Cemal Azmi’nin eşi Müzeyyen Hanım ve oğlu Kemal Ekmel ve diğer şehitler yasadan yararlandırıldı. İsimlerini Ziya Gökalp’in, soyadlarını Atatürk’ün verdiği Alp Erk ve Celasin Erk ile anneleri Cenan Hanıma İstanbul Osmanbey’de dört katlı bir ev verildi. Cenan Hanım bu dört katlı evinin alt katlarını kiraya vererek çocuklarını büyüttü. 1937’de Cenan Hanım vefat edince bu bina Emniyet Sandığına olan bir ipotekten dolayı satıldı. Ve bu bina sonra ne oldu dersiniz; Ermeni Okulu.
Aranızda birçoğunuz yaşımı merak ediyorsunuz değil mi?
Birçoğunuz hocam diyor, birçoğunuz abi diyor (profiline bakınca bunların yarısının yaşı benden büyük aslında)
Kimisi amca diyor, kimisi dayı diyor.
Yani sözün özü bir dede olmadığım kaldı 😁
Hele hocam dediklerinde, aynaya bi' bakıyorum, tosun paşa filminde Kemal Sunal ile Şener
OLGULARLA ADLİ TIP & ADLİ BİLİMLER
Editör: Prof.Dr. Halis Dokgöz
İÇİNDEKİLER
1. Bölüm Cinsel Şiddet Olgularının Değerlendirilmesinde Görüşmenin Önemi: Olgu Sunumu........ 1
Burcu ERSOY
Ümit ÜNÜVAR GÖÇEOĞLU
2. Bölüm Genital Muayeneye Onam Vermeyen Cinsel Şiddet Mağduruna Yaklaşım:
İki Olgu Sunumu
Sanırım, yeraltı edebiyatından okuduğum ilk kitap dersen yanlış olmaz. Daha düz metinlerde okuduğumuzu anlamakta zorlanan bir toplum olduğumuz için, bu türde yazılan kitaplarda bahsedilen şeylerin aşırı ciddiye alınacağından duyduğum endişe sebebiyle bu türe temkinli yaklaşıyorum. Bir eleştiri şeklinde bile olsa, erkek egemen zihniyetin erk ve kural koyucu olduğu bu dünyada, işleri daha da zorlaştıracağına inanıyorum. Türü gereği sansürden kaçınarak, şiddet ve bağımlılık konularından sansasyonel şekilde bahsediyor. Kitabın ilk sayfalarında, başkahraman Atınç ile komşusu Berçin arasında geçen diyaloglar başta olmak üzere, kadınlar üzerinden anlatılanlar beni rahatsız etti. Kadına nesneleştirici bakış açısına sonuna kadar karşıyım. Kitabın başındaki uyarıda da belirtildiği gibi, ögeler içerdiğini ben de belirtmiş olayım.
Gelelim kitabın konusuna: Kendisine deli diyen yakışıklı çapkın Atınç’ın varoluş hikayesi... Okuyucu, Atınç’ın Amerika’ya gitme hayallerinin olduğu bir kesimine ortak oluyor. Popülizme karşı eleştirilerine absürt bir dil eklemesi, kamikaze etkisi yarattı. Sahmets Sümits gibi, üç dakikada bir yeni kitabı çıkan ve toplamda 65.212 kitabı bulunan yazar, bu durumun en belirgin örneği olabilir.
Son olarak, Lee Child’in dediği gibi, 'Başladığım her kitabı bitirdim. Kötü veya zor kitaplardan çok şey öğrenebilirsiniz.' Bu da böyle olsun.