Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
hey Allahım ya
10- Erkeğin karısı üzerindeki hakları: Kadın, devenin sırtında bile olsa nefsini kocasından men etmesin. Kocasından izin almadan, ramazanın dışında bir gün bile oruç tutmasın. Kocasından habersiz evinden çıkmasın ve başka yere gitmesin. Sevap umarken günah işlemesin.
Sayfa 432 - Bera Kitap/HadisKitabı okuyor
Hz. Âişe (radıyallahu anhâ) anlatıyor:
“Genç bir kadın Resûl-i Ekrem'e gelerek, 'Yâ Resûlallah, ben genç bir kızım. Bana dünür gelenler oluyor. Fakat evlenmek istemiyorum. Bir kocanın karısı üzerindeki hakları nelerdir, anlatır mısınız?” dedi. Resûlullah (sallallahu aleyhi vesellem), 'Erkek tepeden tırnağa cerahat olsa kadın da dili ile yalasa, yine de erkeğin hakkını ödeyemez' buyurdu. Bunun üzerine kadın, 'O halde ben evlenmeyeyim mi yâ Resûlallah?' dedi. Resûl-i Ekrem, 'Evlen zira evlenmek hakkında daha hayırlıdır' buyurdu.”
Sayfa 75 - Hâkim, Müstedrek, 2/189 (Hadîs-i Şerîf)Kitabı okudu
Reklam
ERKEĞİN EŞİ ÜZERINDEKİ HAKLARI
Kadın beş vakit namazını kılar, orucunu tutar, namusunu korur ve eşine itaat ederse cennetin hangi kapısından isterse içeri girebilir.
Bakara Suresi 228. Ayet
“Boşanmış kadınlar,” başkasıyla evlenmeden önce tam “üç âdet dönemi süresince,” kocalarının evinde “kendilerini” gözeterek “beklerler. Eğer Allah’a ve âhiret gününe gerçekten inanıyorlarsa, Allah’ın rahimlerinde yarattığını,” yani hamile veya âdetli olduklarını “gizlemeleri onlara helâl değildir. Eğer kocaları bu süre içinde” —yani kadının
ERKEK VE KADININ BİRBİRLERİ ÜZERİNDEKİ HAKLARI
~☆~ Bir ailenin fertleri olan kadın ve erkeğin karşılıklı hak ve vazifeleri vardır. Bu vazifeleri yapanlar mesut ve bahtiyar olurlar. Vazife anlayışı daima haktan önce gelir. Bir kimsenin başkasından hak isteyebilmesi için önce vazifesini yapması lazımdır. ~☆~
Sayfa 56 - Fazilet Neşriyat
_İnsanIar, kuşIar gibi uçmayı, baIıkIar gibi yüzmeyi öğrenmişIer ama insan gibi yaşamayı öğrenememişIer. _Görmek isteyenler için ışık, istemeyenler için karanlık vardır. _Hiçbir şeyi kendisi kadar sevmeyen insan, sevdiği varlıkla, kendi kendisiyle baş başa kalmaktan çok hiçbir şeyden korkmaz. Her şeyi kendi için arar ama en çok kendinden kaçar.
Reklam
Basım -Yayım Organlarının Kurulması Bu dönemde fundamentalist düşünceyi yayacak basım yayım ağı oluştu. Bir yandan kitap ve gazeteler çıkarılırken diğer yan­dan basım evleri kuruldu. Bu anlamda Moody'nin Colportage As­sociation adlı kuruluşu büyük hizmetler yaptı. John R. Rice'nin Tanrı'nın Kılıcı (The Sword of The Lord) ve Pazar
Peygamberimiz (sav) buyuruyor ki: "Ey insanlar, kadınlara hayırla muamele etmenizi ve Allah(cc)tan korkmanızı tavsiye ederim. Çünkü onlar emriniz altındadır. Siz kadınları Allah(cc)ın emaneti olarak aldınız ve onların namuslarını ve iffetlerini Allah(cc) adına söz vererek helâl edindiniz. Şunu biliniz ki, sizin kadınlar üzerinde haklarınız olduğu gibi kadınların da sizin üzerinizde hakları vardır. Sizin kadınlar üzerindeki haklarınız, yatağınızı yabancılardan korumaları ve müsadeniz olmadıkça hoşlanmadığınız bir kimsenin evinize girip oturmasına müsaade etmemeleridir. Hiçbir kadın, erkeğin izni olmaksızın evinden bir şey harcayamaz."
Erkeğin Kadından Bir Üstünlük Payı Olması, Kadına Mirastan Pay Verilmesi
Kur'an, Hz. Muhammed'in eşlerini, iman edenlerin anaları saymış (Ahzap, 6) ve sosyal durumlarının yüksekliği dolayısıyle onların süslenmelerini, başkalarına görünmemelerini, kendilerinden bir şey isteyecek olanlarla, ciddî bir ağır başlılıkla konuşmalarını emretmiş olduğu halde, öteki İslâm kadınlarının erkeklere görünmelerinde bir
Sayfa 475-476
Hz. Âişe (radıyallahu anhâ) anlatıyor: "Genç bir kadın Resûl-i Ekrem'e gelerek, 'Yâ Resûlallah, ben genç bir kızım. Bana dünür gelenler oluyor. Fakat evlenmek istemiyorum. Bir kocanın karısı üzerindeki hakları nelerdir, anlatır mısınız?' dedi. Resûlullah (s.a.v), 'Erkek tepeden tırnağa cerahat olsa kadın da dili ile yalasa, yine de erkeğin hakkını ödeyemez' buyurdu. Bunun üzerine kadın, 'O halde ben evlenmeyeyim mi yâ Resûlallah?' dedi. Resûl-i Ekrem, 'Evlen zira evlenmek hakkında daha hayırlıdır' buyurdu."
Reklam
toplumların kadın erkek bedeni üzerindeki izleri
Kadın sünneti, toplumlarımız tarafından insan hakları bildirgesinin yeni bir maddesi haline getirilen, kadının zevk almasını imkansız kılmaktadır. İkinci şikayet: Kadın sünneti çocuk bedeninin bütün-lüğüne bir zarar teşkil etmektedir. Bu son gerekçenin aynı tipte bir saldırganlık teşkil eden erkek sünneti için hiç zikredilmemiş ve hala zikredilmemekte olmasına şaşırırız. Kimileri erkek sünnetinin kadın sünnetine isnat edilen büyük sakıncaya yol açmayan zararsız bir ameliyat olduğunu ileri sürerler. Peki bunda haklı mıdırlar? Köklü bir Bretanya ailesinden gelen Katolik bir dostum vardı; sünnetin erkekteki zevkin niteliğini bozduğuna kanaat getirmişti, bu fikrinden dönmek istemiyordu. Kadın sünneti hususunda ise muhtelif fıkirler var. Zevk verici bölgelerin telafi rolleri hakkındaki bilgilerimiz o kadar bulanık ki, bu konuda hiçbir şey bilmediğimizi itiraf etsek daha iyi olur. Ekim 1989'daki duruşmada, tıp doktoru olan sünnetli bir Afrikalı hanımın ifadesine başvurulmuş, o da bu bakımdan kendini hiçbir zaman eksik hissetmediğini beyan etmiştir. Sünnetli kadınların cinsel bakımdan soğuk olduklarıni Paris'e geldiğinde öğrendiğini ekleyecekti. Her halükarda, erkeğin zevkini etkilemese bile sünnette, çocuk bedeninin fiziksel bütünlüğüne müdahale edilir; aynen kadın sünnetindeki gibi, kendini diğer çocuklardan farklı algılamak zorunda bırakan bir şiddet izidir. Dolayısıyla kadın sünneti hususunda zikredilen gerekçenin erkek sünnetinde zikredilmemesi anlaşılır bir şey değildir.
Sayfa 56 - metis yayınlarıKitabı okuyor
Kur'an der ki: "Erkeklerin kadınlar üzerinde hakları olduğu gibi, kadınların da erkekler üzerinde hakları vardır. Fakat erkeklerin kadınlar üzerindeki hakları bir derece daha fazladır" (2/Bakara, 228) .. Genelde Kur'an'ın bir görev taksimi yaptığı; kadın ile erkek arasında yapabilecekleri şeyler bakımından bir fark gözettiği açıktır (tabii Kur'an'da kadının servet kazanmasını ve iktisadi açıdan kendine yeterli olmasını engelleyen hiçbir ayet yoktur. Nitekim Peygamberimizin ilk hanımı bir iş sahibi idi, ayrıca Kur'an, eş ve kız çocuklarının tam ve bağımsız iktisadi şahsiyetlerine yer vermektedir). Bu durumda asıl soru, yukarıda zikredilen ayetin bir eşitsizliği ihtiva edip etmediğidir. Kur'an'da deniyor ki: "Erkekler, kadınlar üzerine yöneticidirler. Çünkü Allah, bazı kimseleri diğerlerine üstün kılmıştır ve erkekler kadınlara (kocalar karılarına) rızık temin etmekle sorumludurlar" ( 4/Nisa, 24). Bu ayet erkeklerin fazilet ve insanlık açısından değil, bilakis görev açısından kadınlardan üstün olduğunu gösterir. Çünkü, onlar para kazanıp kadınları için harcamakla yükümlüdürler. Bundan önceki bölümde belirttiğimiz gibi Kur'an, sık sık bazı kimselerin servet, güç, vs. yönlerde üstün olduklarını ve yine bazı peygamberlerin diğerlerinden üstün olduklarını söylemektedir. Fakat bu üstünlük onların mahiyetinden gelmemektedir.Şayet bir kadın maddi yönden mesela miras yolu ile veya çalışıp kazanmakla bağımsızlaşırsa ve evinin geçimine katkıda bulunursa erkeğin bu yönden olan üstünlüğü o ölçüde azalır. Çünkü insan olarak bir erkek, karısından üstün değildir
Gerçekte belki 'kadının hakları' terimini kullanmak bile doğru değildir, çünkü İslami evlilik sisteminde kadının hakları, kölelik sisteminde kölenin sahip olduğu haklar kadardır. Kadınları ilgilendirdiği ölçülerde evlilik köleliğin bir köle, ya da serflik zincirlerinin bir serf için ifade ettiği anlamı taşır. Gazali kocanın karı üze­rindeki haklarını sayarken bu gerçeği açıkça ifade etmektedir: "Belki doğ­ru yanıt, evliliğin bir çeşit serflik olduğudur. Kadın erkeğin serfidir ve gö­revi kendisinden istediği herşeyde kocaya mutlak itaattir."
29 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.