Emma 'yı vahşileştiren kim ola ki??
Emma Goldman babasının doğumunda yaşadığı hayal kırıklığını ve cinsiyetinden dolayı onu hiçbir zaman affetmediğini her daim vurgulamıştır. Çok küçükken hatırladığım kadarıyla beni istemediğini söylerdi. Erkek çocuk istiyordu.
Sayfa 64 - AmaraKitabı okudu
Emma erkek istiyordu; güçlü, esmer bir erkek çocuk. Ona Georges adını verirdi. Bir erkek çocuk doğurmak düşüncesi geçmişteki bütün güçsüzlüklerinin umut halindeki öç alması gibiydi. Bir erkek en azından özgürdür. Tutkudan tutkuya, ülkeden ülkeye dolaşabilir, engelleri aşabilir, en erişilmez mutluluklara ulaşabilir. Bir kadın ise hep yasaklarla sınırlıdır. Elinden bir şey gelmez, boyun eğer, doğasından gelen zayıflık ve yasalar onu hep engeller. İstemi, şapkasına bir kurdelayla tutturulan tülü gibi, rüzgârlarla uçuşur. Hep sürükleyen bir istek ve buna engel olan bir ahlak yasası vardır.
Emma erkek istiyordu. Güçlü esmer bir çocuk olmalıydı. Bir erkek çocuk doğurmak düşüncesi geçmişteki bütün güçsüzlükşerinin, umut halini almış öcü gibiydi. Bir erkek, en azından özgürdür. Tutkudan tutkuya, ülkeden ülkeye dolaşabilir. Bir kadınsa hep yasaklarla sınırlıdır.
Sayfa 101Kitabı okudu
Erkek cocuk istiyordu Emma
Erkek çocuk özgürdür, tutkuları da , ülkeleri de dolaşabilir, engellerin üstesinden gelebilir, en uzak mutlulukları bile dalından koparabilir. Oysa bir kadın her zaman engellenir. Hem hareketsiz hem de esnektir, bedeninin güçsüzlüğü ve adetlerde kadına karşıdır.
Emma erkek çocuk doğurmak istiyordu...bir erkek, en azından özgürdür. Tutkudan tutkuya, ülkeden ülkeye dolaşabilir, engelleri aşabilir, en erişilmez mutluluklara ulaşabilir. Bir kadın ise hep yasaklarla sınırlıdır. Elinden bir şey gelmez, boyun eğer, doğasından gelen zayıflık ve yasalar onu hep engeller.
Sayfa 100 - KaranfilKitabı okudu
Emma erkek istiyordu. Güçlü, esmer bir erkek çocuk olmalıydı. Ona Georges adını verirdi. Bir erkek çocuk doğurmak düşüncesi geçmişteki bütün güçsüzlüklerinin, umut halini almış öcü gibiydi. Bir erkek, en azından özgürdür. Tutkudan tutkuya, ülkeden ülkeye dolaşabilir. Engelleri aşabilir, en erişilmez mutluluklara ulaşabilir. Bir kadınsa hep yasaklarla sınırlıdır. Elinden bir şey gelmez.. Boyun eğer, doğasından gelen zayıflık ve yasalar onu hep engeller. İstemi, şapkasına kurdeleyle tutturulan tülü gibi, rüzgârla uçuşur. Hep sürükleyen bir istek ve buna engel olan bir ahlak yasası vardır.
Sayfa 123 - Karbon KitaplarKitabı okudu
Bir oğlu olsun istiyordu, esmer ver güçlü olacaktı ve ona Georges adını verecekti. Erkek çocuk sahibi olma düşüncesi, geçmişteki tüm olanaksızlıklardan, imkansızlıklardan alınacak bir rövanş gibiydi sanki. Bir erkek en azından özgürdür. Tutkuları da ülkeleri de aşabilir, güçlüklerin üstesinden gelir, en uzaktaki mutluluklara bile ulaşmayı bilir. Ama bir kadın sürekli engellenir. Hem durağan hem güçsüzdür, kanunlar aleyhinedir ve bedenin gevşekliği kendi kendisine engeldir. İradesi, tıpkı şapkasının tülü gibi bir iple bağlıdır, her rüzgârda çırpınır. Daima birkaç arzu onu peşi sıra sürükler, birkaç kural ise engeller.
Emma, bir pazar günü, akşam altıya doğru, gün batarken doğum yaptı.
"Bir kız" dedi Charles.
Emma başını çevirdi ve kendinden geçti.
Emma, erkek istiyordu; güçlü, esmer bir erkek çocuk. Ona Georges adını verirdi. Bir erkek çocuk doğurmak düşüncesi, geçmişteki bütün güçsüzlüklerinin umut halindeki öç alması gibiydi. Bir erkek, en azından özgürdür. Tutkudan tutkuya, ülkeden ülkeye dolaşabilir, engelleri aşabilir, en erişilemez mutluluklara ulaşabilir. Bir kadın ise hep yasaklarla sınırlıdır. Elinden bir şey gelmez boyun eğer, doğasından gelen zayıflık ve yasalar onu hep engeller...
Bir pazar günü, saat altıya doğru, şafak vakti doğurdu.
Charles, "Kız oldu!" dedi.