Ömür Diyorlar Buna.
Ayfer Tunç'tan; Dünya Ağrısı, Kapak Kızı, Yeşil Peri Gecesi, Osman, Mağara Arkadaşları, Aziz Bey Hadisesi ve Evvelotel-Saklı'dan sonra okuduğum 8. kitap...
İsmini bir şarkıdan alan Ömür Diyorlar Buna; 188 sayfadan, 5 bölümden ve irili ufaklı 22 metinden oluşuyor.
AyferTunç, kimi zaman bir haberden kimi zaman ise bir
"Dünyalılar,
birazdan okuyacağınız bu inceleme, ideolojisine körü körüne bağlanmış şahsiyetler için uygun olmayan cümleler içermektedir.
Bay K. keyifli okumalar diler."
Dünyalılar, Bay K. Cehennem'den korkmuyor. Sizler de korkmayın.
İnsanların, insanlara insanlık dışı olgularla hükmettiği bir dünyada yaşıyoruz, neden Cehennem'den
Bazı romanlar oluyor, okurken de bitirdikten sonra da uzun süre etkisinden kurtulamıyorsunuz. Günlük hayatınıza devam ederken aklınıza bir anda o romandan birileri ya da bir sahne gelebiliyor. Bu tür romanlar ya genelde gerçek olaylardan alınmış ya da otobiyografik çizgiler taşıyan şeyler oluyor. İşte o romanlardan birisini yeni bitirdim ben;
Erkek milleti ne kadar zor yaa🥴
Evde 5 erkek var cuma hazırlığı yapıyorlar biri gömleğim nerde diyor diğeri Cübbemi ütüle diyor, diğeri şalvarım takkem nerde diyor. Mübarekler ben size eşarbim nerde ,iğnem nerde, çarşafımı ütüle diyor muyum. Herşeyi de bizden beklemeyin ama..🤨🤭
Spoiler içerir
Yıl 1959. Elimizdeki kitap içinde yazılanlardan gayri kendine ait bir başka maceranın da ana karakteridir. Fakir Baykurt bu kitabı 28 yaşında yeterli edebi ve toplumsal bilgiye haiz bir vaziyette kaleme almıştır. Kitabı bitirdikten sonra "Yunus Nadi Roman Armağanı Yarışması"na göndermiş ve dokuz kişilik jüriden yedi oy
Herkes sanır ki bu bizim erkek milleti zart-zurt ederek kendi dediğini yürütür, karıları adam yerine komaz. Bu laf boş bir laftır. Bizim karılar evvel Allah 'son sözü' hiç kimseye komazlar. Görünüşte erkek öndedir. Varsın olsun derler. Hani ele-güne karşı. Eh erkek dediğin de tabiatında var, bir miktar şişinip kabaracak. Kadın bırakır onu kendi haline. Şişinip kabarsın da hovu insin diye. Süt köpüğü gibi bir şey. Sonunda ne yapar-eder erkeği dediğini getirir. Hanelerimizi karılar idare eder, lâkin bunun böyle yürüdüğünü aşikâr etmenin ne lüzumu var, değil mi?
Yeryüzünde erkek kisvesinde ama insandan çok hayvana yakın olan bazı âdemler de bulunur; onlar değil karı lafı, hiçbir lafı dinlemez; burnunun dikine gider, onlara sözümüz yok.
Önecelikle eleştiri sınırlarım Toprak Ana, Cemile ve Sultanmurat kitapları çerçevesinde olacak.
Yazarın akıcı dili, betimleme yeteneği vs bunlar yazarın su götürmez yetenekleri olarak düşünüyorum.
Bununla birlikte söz konusu 3 kitap aynı köyde 3 ayrı evde yaşanan hikayeler gibi. Kitabın başında Fransız şair Louis Aragon'un "Cemile"
Merhabalardan bir demet. Spoi ve Gilleri bulunmamaktadır.
Bir okurdan da görüp uyguladığım gibi önce yazarı araştırır, okur, tanıyabildiğim kadar tanırım...
- Biz şairi biliyoruz sen kitaba geç.
Baaalım ne kadar tanıyorsun. Çay kahve al istersen, biraz uzun. Dikkat et çenen çıkmasın, çünkü çok şaşıracaksın. Ööle şaşıracaksın yani.
Eğitim,
Bu hikâye suya yazılmıştır. Kuytu bir köşede nemden ve dahası it bağlasan durmaz denilen bir yerde dökülmüştür cümleler çatlayan dudaklardan. Takvimler Mart ayını gösterirken; kapı aralığından gazete parçasına sarılı öğün yemeğini uzattılar. Göz ucuyla baktı bırakılan gazeteye; karanlık, isli odaya vuran güneş ışıklarının tozları havada görünür
Türk milleti, tarih boyunca yaşadığı olaylar ve verdiği mücadelelerle dünya tarihinde eşi ve benzeri görülmemiş kimlikte bir topluluk olmuştur. 20. yüzyılda hainlerle doluydu dört bir yanı vatanımızın. Ege’yi Yunanlılar, Doğu’yu Ermeniler, Güney’i Fransızlar…Her yer savaş alanıydı. Halk özgürlük özlemi içindeydi. Millet, birlik ve beraberliğin