Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bogos Nubar, Mısır'da, Fransızlarla pazarlıklar yürüttü. Ermeni Lejyonu 1916 Kasım ayında, Kahire'de kuruldu. Lejyonun ifade edilen amacı, Kilikya'da bir Ermeni devleti kurmak için savaşmaktı ve orada kurulacak olan Ermeni devleti ordusunun özünü teşkil edecekti. Gönüllülerden müteşekkil olan bütün üyeleri, Kilikya'da Osmanlı güçlerine karşı savaşmış mültecilerle Mısır, Avrupa ve Amerika Birleşik Devletlerindeki Ermeni topluluklarından seçilmişti. Lejyonun asker ve subay sayısı 5.000 kişiydi. Her ne kadar Fransız kumandanların emri altında olsalar da Ermeniler sadece Osmanlı İmparatorluğu'na karşı savaşımayı kabul etmişlerdi; Fransa'nın başka yerlerdeki muharebelerine katılmayacaklardı.
Sayfa 144 - TÜRK TARİH KURUMU YAYINLARIKitabı okuyor
Van vilayetinin ele geçirilmesi Rus savaş planının temel taşıydı. Van vilayetindeki en önemli Ermeni saldırılarının Rus işgalcilerin aşması gereken dağlık geçitlerde yer almış olması tesadüf olmasa gerek. Eğer birisi modern zamanımızda sıklıkla duyulan Ermeni haykırmaları gibi, Ermenilerin sadece kendilerini savunmakta olduğunu iddia edecek olursa, ilk saldırıları neden Ermenilerin gerçekleştirdiğini nasıl izah edecektir? Van'ın Saray ilçesi yakınındaki çok başarılı Ermeni eylemleri gibi isyan saldırıları, Rus savaş planının bir parçası haricinde nasıl izah edilebilir? Saray bölgesinde, toplam nüfusun sadece %4'ünü teşkil eden, çok küçük bir Ermeni nüfusu mevcuttu. Eğer kendilerini korumak ihtiyacı doğmuş olsa, savaş öncesindeki Taşnak planında öngörüldüğü üzere, onları Ermeni nüfusunun yüksek olduğu yerlere nakletmek en iyi savunma olurdu. Fakat Saray bölgesi stratejik bakımdan önem arz etmekteydi. Orası, İran'daki Rus ordusuyla Osmanlı ordularının arasındaki Kotur geçidini koruyordu. Ermeni savaşçıları başka bölgelerden buraya nakledilerek, Kotur Geçidini savunan Osmanlı askerlerine arkadan saldırıp Osmanlı ordularını Van'ın Saray ilçesi yakınlarında yenilgiye uğrattılar. Onlar kimseyi savunmuyorlardı, Ruslara yardımcı olabilmek amacıyla saldırıyorlardı. Bu bir savunma hareketi değil, Rus taraftarı gerilla faaliyetiydi.
Sayfa 142 - TÜRK TARİH KURUMU YAYINLARIKitabı okuyor
Reklam
Anadolu Ermenilerinin bazıları Rus Ermenileriyle birleşip, Rusça adı drujina (kelime anlamıyla "dost" gönüllü birlikleri) olan tamamı Ermenilerden, çoğunluğu Rusya'dan gelme gönüllülerden teşkil olmuş askerî birliklere katıldılar. Savaşın başlarında her birinin 1.000 üyesi olan 4 drujina birliği vardı; akabinde bir tane daha eklendi ve bir tane de 1915 sonlarında eklendi. Drujina'lar Rusların Anadolu'yu işgalinde çok etkili rol oynadılar. Araziyi tanıyorlardı, amaçlarına bağlıydılar, Ermeni ihtilalcileriyle ve taraftarlarıyla sıkı bağlantıları mevcuttu. Diğer Ermeniler Rusların ilerlemesine yardım etmek üzere piyade taburları ve süvari bölükleri kurdukları İran'a kaçtılar. Çeşitli Ermeni birlikleri Doğu Anadolu'nun uçlarındaki Rus ilerlemesine öncülük edeceklerdi. Onların o ilerleme sırasındaki ana sorumluluğu Müslüman sivil halkın katliamıydı.
Sayfa 141 - TÜRK TARİH KURUMU YAYINLARIKitabı okuyor
Eli silah tutacak yaşta, sayıları 12.000'in üzerindeki Ermeni erkeği savaşın başlamasının hemen öncesinde veya ilk aylarında Anadolu'nun doğusundan Rusya'ya gitti. Birçoğu orada, parti taraftarlığı ve çete harbi konusunda eğitime tabî tutuldu. Sonradan bunlar, Doğu Anadolu'yu hiç terk etmemiş fakat küçük çete grupları hâlinde dağlara çıkmış olanlarla ve Osmanlı ordusundan kaçmış olanlarla birleşerek askerî iletişimi önlemek, köylere ve uzaklarda kalmış olan askerî birimlere saldırmak amacıyla Osmanlı İmparatorluğu'na geri döndüler.
Sayfa 141 - TÜRK TARİH KURUMU YAYINLARIKitabı okuyor
Osmanlı İmparatorluğu, Birinci Dünya Savaşı'na 2 Kasım 1914'te katıldı. Seferberlik, savaş ilanından önce başlamıştı. Gerekli endüstriyel görevlerde çalışanlar, imam, polis ve memurlar dışında eli silah tutan bütün erkekler askere çağırılmıştı. Batı Anadolu ve Trakya'daki Ermeniler göreve katıldılar ve birçoğu askeri hekim olarak değerli hizmet sundular. Ancak Doğu Anadolu'dan hizmete katılan pek az Ermeni'nin, esas itibariyle, sadece sıkı şekilde hükümet kontrolü altında bulundurulan yörelerden veya başka yerlerdeki seferberlik görevlilerinin askere yazdığı az sayıdaki kişilerden ibaret olduğu görülüyor. Bu durumu askeriye şöyle rapor etti: "Askere yazılmak çağında olan Ermenilerden Hopa-Erzurum-Hınıs-Van hattının ötesindeki köylerle kasabalarda ya- şayanlar, görev çağrısına uymadılar fakat Rusya'daki [isyancı] örgütün saflarına katılmak üzere Doğu sınırına hareket ettiler." Askere alınanların çoğu da sonradan, silahlarıyla birlikte, Rusya saflarına katılmak için kaçtılar. Halbuki bu yörenin Ermenileri Osmanlı ordusuna sayıca 50.000'den fazla asker temin etmeliydiler.
Sayfa 140 - TÜRK TARİH KURUMU YAYINLARIKitabı okuyor
Silah depolamakta ibadet yerlerinin kullanılması, savaş tehdidi öncesinde, Osmanlıların oralarda niçin silah araması yapamadığını gösteriyor: çünkü kiliselerde arama yapılması Avrupalılar tarafından kesinlikle kabul edilmezdi. Örneğin: Samsun'daki Ermeni Katedralinde silahlar bulundu. Haçin'deki bir Ermeni manastırında fıçılarla barut saklanmıştı. İzmit yakınlarındaki Armise Manastırı'nda, silahlar ile barut bulundu. Erzincan'daki Surp Agop Kilisesi'nde yüzlerce bomba patlayınca, orada gizli bir cephanelik olduğu ortaya çıktı. Bir Osmanlı Araştırma Komisyonu, Doğu Anadolu'nun her tarafındaki mezarlıklarda, kilise bahçelerinde ve dinî binaların etrafındaki tarlalarda silah ve dinarnit saklandığını tespit etti.
Sayfa 139 - TÜRK TARİH KURUMU YAYINLARIKitabı okuyor
Reklam
İttihat ve Terakki Partisi, desteklerini kazanmak amacıyla, Ermeni, Rum ve Yahudilerin ilgisini çekecek pazarlıklar yaptı. 1908'den itibaren toplanan meclisler 10 Ermeni milletvekili barındırdı. Garip sayılabilecek seçenekler içerdi: beş milletvekili, şu anda görünürde hizmetine girdiği devletin parçalanmasına kendisini adamış olan ihtilalci Ermeni partilerinin üyesiydiler. Bu beş milletvekilinin dördü Taşnak biri de Hınçaktı. Başka bir vekil de resmen partiye katılmadığı hâlde oyunu Taşnaklarla uyum halinde kullandı. Delegelerden (Armen Garo kod adlı) Karekin Pastırma- cıyan, Osmanlı Bankasındaki Taşnak saldırısını yönetmişti. Arşak Vramyan adın- daki başka bir vekil de o saldırıya katılmıştı. Bir başka Taşnak, (Vartkes kod adlı) Ohannes Serengülyan vatana ihanet suçundan ölüm cezasına çarptırılmış fakat İngiltere'nin araya girmesiyle kurtulmuştu. Taşnak vekil ("doktor" diye anılan Goms) Vahan Papazyan, Osmanlı İmparatorluğu'na kaçak silah sokulmasını or- ganize eden birisiydi. Reforme Hınçak delegesi, Hamparsum Boyacıyan ise Sasun'daki ilk isyanın liderliğini yapmıştı.
Sayfa 104 - TÜRK TARİH KURUMU YAYINLARIKitabı okuyor
1908'de 2.000 adet silah, yüzbinlerce fişek ve 500 dinamit bombası içeren Taşnak cephanesi Van'da ele geçirildi. Şehrin Müslümanları, anlayışla karşılanacak bir dehşete düşmüşlerdi. Taşnaklar cephaneyi ele veren muhbire suikastta bulundular ve ardından çıkan arbedede kasaba halkının ve güvenlik görevlilerinin üstüne ateş saçmaya başladılar. On yedi asker ve jandarma yaralandı veya yaşamını kaybetti. Kasabanın Müslüman ahalisi bu duruma tepki gösterdi. Takip eden ayaklanma bastırılana kadar 30-40 Ermeni ölmüştü. Hem Taşnak liderleri hem de karışıklık çıkaranlar tutuklandı. Van'daki İngiliz Konsolosu, Müslümanların ce- zalandırılmasını, yerel görevlilerin kovulmasını ve Ermenilerin serbest bırakıl- masını talep etti. İngiltere Büyükelçisi davanın takipçisi oldu ve hükümet de buna uymak zorunda kaldı. Müslümanlar mahkeme edildi, Osmanlı görevlileri yerle- rinden alındı ve vatan haini oldukları şüphe götürmeyen Ermeniler serbest bırakıldı.
Sayfa 93 - TÜRK TARİH KURUMU YAYINLARIKitabı okuyor
Saldırı, misilleme ve Avrupa'nın müdahalesini amaçlayan 1890'lardaki Hınçak planı neredeyse başarılı oldu. Anadolu'daki davranışlarının sonuçları tam da isyancıların planladığı gibiydi. Bulgaristan'daki senaryo tekrarlanıyor gibi görünüyordu. Müslümanlara yapılan saldırılar Ermenilere saldırıya yol açmış ve Müslümanlardan daha çok sayıda Ermeni hayatını kaybetmişti. Beklendiği gibi Avrupa politikacılarıyla basını bu huzursuzlukları "mezalim" diye niteleyerek, sadece Müslümanlar Hristiyanları katletmiş gibi betimlediler. Osmanlı İmparatorluğu'nun feshedilmesini, en azından Doğu Anadolu'da özerk bir Ermenistan kurulmasını dillendirenler çoğaldı. Osmanlı İmparatorluğu gerçekten, zor kullanılarak parçalanmak tehlikesiyle karşı karşıyaydı.
Sayfa 87 - TÜRK TARİH KURUMU YAYINLARIKitabı okuyor
Taşnaklara kalırsa, yok edilmeyi en çok hak edenler, Osmanlı devlet yapısının parçası olan Ermenilerdi. Bu tip kimseler, Ermenilerin de Osmanlı yönetiminin ayrılmaz parçası olabileceğini gösterdikleri için, başkaldırıya karşı özel bir tehlike arz ediyorlardı. İsyancıların planı, Ermenileri devlet karşıtı olarak yalnızlığa sokmaktı. Devletin hizmetinde, Ermeni bürokratlarla Ermeni polislerin bulunması aksi mesaj gönderiyordu. Devletle iş birliğine girmenin kendilerine muhtemel ölüm fermanı getireceği, Ermenilere öğretilmeliydi. Emsallere ihtiyaç vardı. Bunun için de isyancılar, devlet mekanizması içinde görev almaya cesaret eden Ermenileri öldürdüler: Van şehrinin Ermeni Valisini, Malatya'nın yönetim kadrosunda yer alan bir Ermeni'yi ve bir Ermeni kaymakamı öldürüp, Sivas'ın yönetim kadrosu üyelerinden bir Ermeni'nin hayatına kast ettiler. Taşnaklar 1894-1896 arasında İstanbul'da büyük bir suikast kampanyası yürüttüler. Katledilenler arasında bir Ermeni papazı, bir Ermeni polis şefi ve hükümete fazla yakın sayılan başkaları vardı. Suikast, hükümete destek vermek isteyenlere veya ihtilalcileri desteklemek istemeyenlere karşı etkili bir uyarı mahiyetindeydi.
Sayfa 83 - TÜRK TARİH KURUMU YAYINLARIKitabı okuyor
Reklam
Ermeni ruhban sınıfından birçoğu, ilk başlarda, isyancılara karşı geldi. Onlar bağışlanamazdı. Horen Aşıkyan ve Mağakya Ormanyan adlarındaki iki Ermeni Patriğinin canlarına kıyılması için girişimlerde bulunuldu, fakat iki gayret de boşa çıktı. Sasun'daki bir isyan sırasında, Osmanlı'dan yana tavır alan Parsekh adındaki dahil, sayısız papaz öldürüldü. Bitlis yöresinde Kevork liderliğindeki Rus Ermeni çetesinin davranışlarına köylerdeki Ermeni papazların karşı gelmesi üzerine iki papaz isyancılar tarafından öldürüldü. Kumkapı Gösterisinin akabinde, devletin yanında yer aldıkları için, Tachat ve Sukias adındaki iki papaz ile Anastas ve Khacik Petrosyan adlarındaki diğer iki Ermeni, Hınçaklar tarafından katledildiler. Taşnaklar Van'ın Ermeni piskoposunu 1895 Noel gecesinde, kendi kilisesine giderken, yolda öldürdüler.
Sayfa 83 - TÜRK TARİH KURUMU YAYINLARIKitabı okuyor
"Şayet Türkler anlatıldığı gibi hareket etseydi, yeryüzünde tek bir Ermeni kalmazdı."diyor Amerikalı gazeteci George Hepworth
Sayfa 171Kitabı okudu
"General Harbord birkaç gün sonra Erzurum'dan ayrılacak ve ABD Senatosu na verdiği raporda 'Karadeniz'den İran a kadar uzanan Türk topraklarını gezdik.Fakat Ermeni iddialarını doğrulayacak hiçbir şey bulamadık... Milliyetçi hareketin amacı Türklüğün şerefini kurtarmaktır"diyecektir
Sayfa 171Kitabı okudu
1925 ihtilali patladı. Şeyh Said merhumun askerleri Harput'u işgal, Diyarbekir'i muhasara ettiler [kuşattılar]. Genç cumhuriyetiniz tehlikeli, saralı ölüm dakikaları geçirdi. Yine namaz kılmak İcab etti. İtiraf edelim ki üşenmediniz. Taksir etmediniz [vazgeçmediniz]. Şeyh Cennet mekanı, İngiliz parası ve Ermeni akidesiyle hareket eden Müslüman düşmanı, bir mürted [sapkın] halinde gösterdiniz ve biçare Kürtleri iğfal ettiniz [aldattınız] . Kürtleri, Kürtlere kırdırtmak suretiyle ve mühim fedakarlıklar pahasına hadisenin önüne geçtiniz. Salonlarından doğrudan doğruya darağaçlarına gidilen İstiklal Mahkemelerini Kürt mefkure-i milliyesine [Kürt milli ideallerine], Kürt istiklalcilerine açtınız. Bilmem bil iltizam mı [bile bile mi], yoksa bir tesadüf eseri midir? Diyarbekir İstiklal Mahkemesi heyetini bir sinema salonunda içtima ettirdiniz [topladınız] ve "Kürt Meselesi" nin bu kanlı filmini sureti mahsusada [özel olarak] gönderilmiş aktörlerinize çevirttiniz. Hadisede hiç müdhali [yeri ve rolü] olmac yan birçok kimseleri yalnız Kürt oldukları için kanlı filminize kurban ettiniz. Mazlumiyeti cezalandırdınız. Mamafı şunu da itiraf eylemeliyim ki milletlerine hıyanetle size hizmet eden "Kardeşim, .. Ağa"ların birçoğunu da sinema salonundan darağaçlarına göndermek suretiyle bizler hesabına icrayı adalet ettiniz. Bu hareketinizi Kürtlüğe hizmet şeklinde kayd eylemekliğime müsade buyurunuz.
Komite merkezinde tanzim olunan planın Ermenilere ve Kürtlere ait olan kısmı mevki-i tatbike kondu. Ermeniler katliam edildiler. Kürdistan'ın muhtelif yerlerinden, plan mucebince [gereğince], Kürtlerin tehcirine ve müteaddit kafilelerin [pek çok kafilenin] garptaki Türk vilayetlerine sevkine başlandı. Ermeni tehciri esnasında taktile [katliama] alışmış olan muhafız kuvvetler bu alışkanlığı bazen Kürtler üzerinde de tatbik ettiler. Fikir adeta umumileşmişti. O tarihte Nuri Paşa ordusuyla Bakü'de bulunuyordum. Ordu menzil karargah kumandanı idim. Karargah tabldotunda her gün 30-40 zabit bulunurdu. Türk Ocakları'nda terbiye almış olan birçok zabitlerden defaat ile [defalarca] aynen şu sözleri işittim: "Gelirken Zu'ları bitirdik, dönüşte nöbet Lo'larındır". Zu ile Ermenileri Lo ile de Kürtleri kastediyorlardı.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.