Doğu ve Orta Anadolu'da patlak veren diğer ayaklanmalarla çetecilerin saldırılarının hiçbiri, Van ayaklanması kadar başarılı olmadı. Diğer yörelerdeki isyancılar, Rus ordusunun o kadar uzağındaydılar ki, Ruslar yetişene kadar tutunabilmek ümitleri yoktu. İsyanların ana etkisi iç bölgelerde panik yaratıp, Ruslara karşı savaşması gereken askerleri cephe gerisine çekmekti. İsyan hareketlerinin psikolojik etkisi müthiş oldu; Ermenilerin durdurulması gereken düşmanlar olduğuna Türklerle Kürtleri ikna etti. Osmanlı hükümeti isyanların, ancak isyancıların yerel destekten mahrum bırakıldığı zaman duracağına ikna oldu ve bu da Ermeni nüfusun isyan bölgelerinin uzağına nakil edilmesine yol açtı.
Sayfa 151 - TÜRK TARİH KURUMU YAYINLARIKitabı okuyor
Rusya, Ermeni halkı olmayan bir Ermenistan istiyordu. Ruslar 1877'de, Os manlı'nın Avrupa'daki topraklarına, Balkanlardaki Hristiyan halkı savunmak bahanesiyle saldırmışlardı. Bulgaristan'da kendilerine bağımlı bir devlet yaratmayı tasarlamışlardı. Bu yolun devamında kazanmayı umdukları büyük ödül İstanbul'du, Boğazlardı ve sıcak denizlere açılan bir limandı. Fakat işler umduklan gibi ilerlemedi; Bulgarlar, kendi başına buyruk olduklarını kanıtladılar. Ruslar aynı hatayı Doğu Anadolu'da tekrarlamayacaklardı. Kendilerine bağımlı da olsa, özerk (otonom) bir Ermeni devleti kurmak gibi niyetleri olmadığını 1916 yılında ispatladılar. Aynen Çerkezistan, Abhazya, Gürcistan, Azerbaycan ve Yerevan'ı aldıkları gibi Doğu Anadolu'yu da kendileri sahiplendiler. Ermeniler de aynı Bulgarlar gibi, Rusların işgali için hem yardımcı hem de mazeret olarak kullanılmış lardı. Ermeniler, Bulgarlardan farklı olarak, Rusların fethine yardımcı olmalarından dolayı ödüllendirilmeyecekti.
Sayfa 150 - TÜRK TARİH KURUMU YAYINLARIKitabı okuyor
Reklam
Padişaha Ermeni Suikastı
Teröristler, padişahın cami kapısından arabasına kadar olan yolu 1 dakika 42 saniyede yürüdüğünü dahi hesaba katmışlardı... 21 Temmuz 1905 Cuma günüydü... Ermeni katiller 80 kilo patlayıcı ve 20 kilo demir çelik parçasından meydana getirdikleri saatli bombayı güzel bir at arabasına yerleştirip Yıldız'da Hamidiye Camisi'ne geldiler. Dikkat çekmemek için aralarına bazı Ermeni ve Yahudi kadınları da almışlardı. Aslında Yahudiler de Sultan Abdülhamid'e düşmandı. Çünkü dünyanın dört bucağına dağılmış Yahudiler için Filistin'den toprak istenmiş, karşılığında odalar dolusu altın teklif edilmişti. Ama padişah, "Değil odalar dolusu, dünyalar dolusu altın verseniz, memleketimin bir karış toprağını vermem!" şeklinde şahane bir cevapla Yahudi temsilcilerini huzurundan kovmuştu.
Sayfa 489 - Nesil Yayınları, 15. Baskı, Nisan 2008Kitabı okuyor
Ermeni patırtılarına Osmanlı padişahının papuç bırakmaması, aldığı isabetli tedbirler ve yürüttüğü akılcı dış politika sayesinde Ermeni emellerine set çekmesi, Ermenileri çileden çıkarmıştı. Son çare olarak "padişahın ortadan kaldırılması"na çalıştılar. Ermeniler için başka çare kalmamıştı. Çünkü zaman geçtikçe Sultan Abdülhamid'in siyaseti ağır basıyor, Ermeni propagandasına kapılmış bazı Avrupalı aydınlar gerçekleri görmeye başlıyordu. Bu sebeple Ermeni çeteciler Sultan Abdülhamid'i öldürmeye karar verdiler.
Sayfa 489 - Nesil Yayınları, 15. Baskı, Nisan 2008Kitabı okuyor
İçimizdeki Yabancılar! / Kızıl Sultan!
Terörist Ermeniler, Osmanlı Devleti'ne karşı bir başarı beklemiyorlardı. Niyetleri sadece Avrupa devletlerinin dikkatini çekmek ve propagandalarının tesiri altına almaktı. Hem öldürüyor, hem de öldürüldüklerini yayıyor, caniler "mazlum" postuna bürünüp dünyayı aldatıyorlardı. Bu kesif faaliyetin sonucu olarak bazı Avrupalı aydınlarda şiddetli bir Abdülhamid düşmanlığı başladı. Meşhur Fransız tarihçisi Albert Vandal, Sultan Abdülhamid'e bu sebeple "Le Sultan Ruge," yani "Kızıl Sultan" lakabını taktı. İngiltere Başvekili ve Whigs Partisi Genel Başkanı Gladstone da "The Great Criminal," yani "Büyük Cani" tabirini kullandı. Onlar düşmandı. Onlar Ermeni yanlısıydı. Bu bakımdan Osmanlı padişahına "Kızıl Sultan" ya da "Büyük Cani" diyebilirlerdi. Ama bu sıfatları aynen alıp kullanan bazı Türk aydınlarını ve okul kitaplarımıza geçirenleri, bu toprağın çocukları olarak bağışlayabilir miyiz? Ermeni teröristlere karşı Türkleri, Avrupa ve Rusya'nın istekleri karşısında milli toprakları korudu diye bir Osmanlı padişahını suçlayabilir miyiz?
Sayfa 488 - Nesil Yayınları, 15. Baskı, Nisan 2008Kitabı okuyor
Taşnaklar
Terörist Ermenilerin kurduğu Hınçak Cemiyeti 1895'te bölündü. Hınçak'tan ayrılanlar "Taşnak" (Birlik) adını aldılar. İstanbul başta olmak üzere, bazı vilayet ve kazalarda irili ufaklı isyanlar çıkarttılar. Sultan Abdülhamid, Ermeni çetecilerle mücadele için "Hamidiye Alayları"nı kurdu.
Sayfa 488 - Nesil Yayınları, 15. Baskı, Nisan 2008Kitabı okuyor
Reklam
Hınçak Cemiyeti
Ermeniler İsviçre'de 1886 yılında "Hınçak" ("çan sesi" demektir) isimli gizli bir cemiyet kurmuşlardı. Rusya ve İngiltere gibi büyük devletler tarafından beslenen bu cemiyet, sonradan Rusya'nın da başına dert oldu. Ama o sıralar Rusya'nın emellerine hizmet ediyor, Osmanlı Ermenilerini kışkırtıyor, bazı terör hareketlerine sürüklüyordu. Çeteler teşkil etmişlerdi. Ermeni çeteleri Türk köylerine saldırıyor, masum halkı kılıçtan geçiriyor veya kurşuna diziyordu. Hatta Ermenileri bile öldürüp, suçu Türklerin üstüne atıyorlardı. Dünya çapında, şimdi olduğu gibi kesif bir propagandaya başlamışlardı. Avrupalı bazı aydınlar kandırılmıştı. Bazıları Müslümanlara ve özellikle Türklere besledikleri hıncı Ermenileri desteklemekle alma yoluna gitmişti. Osmanlı Devleti'nin haklı feryadını duymuyor, ama bir Ermeni'nin burnu kanasa kıyametleri kopartıyorlardı.
Sayfa 488 - Nesil Yayınları, 15. Baskı, Nisan 2008Kitabı okuyor
384 syf.
8/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 6 days
Antep Harbi Özelinde Milli Mücadele
Milli Mücadele’nin önemli başarılarından biri olan Antep Savunması, Kurtuluş Savaşı’nın kazanılmasında da büyük bir yeri vardır. Nitekim Gazi Mustafa Kemal Atatürk; "Ben Anteplilerin gözlerinden nasıl öpmem ki, onlar yalnız Antep'i değil tüm Türkiye'yi kurtardılar." sözüyle bunu dile getirmiştir. Antep Harbi’ne Yeniden Bakmak
Antep Harbi’ne Yeniden Bakmak
Antep Harbi’ne Yeniden BakmakHasip Saygılı · Timaş Yayınları · 07 okunma
İngiliz siyaseti
İngiltere'ye gelince... Osmanlıları destekleme siyasetini terk etmişti. Başbakanlık koltuğunda Gladstone oturuyordu. Amansız bir İslam ve Türk düşmanı olan Gladstone, bir gün Avam Kamarası'nda yaptığı bir konuşmada Kur'an-ı Kerim'i eline almış, bir sürü hakaretler sıralamış, en sonunda, "Bu kitap Türklerin elinde bulunduğu ve buna uyduğu müddetçe onları tarihten silemeyiz" demişti. Bu adam hem Ermeni teröristleri hem de Rusya'nın Ermeni politikasını destekliyordu.
Sayfa 486 - Nesil Yayınları, 15. Baskı, Nisan 2008Kitabı okuyor
Bu propaganları her vesile ile dünyanın her yerinde yapmaktadırlar. Elan düsturları şu olmuştur: «Her Ermeni elinden gelen her vasıta ile, en ufak bir şey de olsa, Türk'e zarar vermelidir. Ermeni çocuklarına ana kucağından itibaren Türkü imha etmek için intikam fikrini vermelidir.» Hakikaten bunu bilaistisna yapıyorlar. Türk'e zarar vermek için hatta Kürdlerle bile birleşiyorlar. Dr. Rıza Nur Tanrıdağ
Hayat ve Hatıratım (4 Cilt Takım)
Hayat ve Hatıratım (4 Cilt Takım)
Rıza Nur
Rıza Nur
Reklam
Bu cümleleri bir Ermeni için kurar mıydın sosyal aktivist Eliph Shaphak Leydim?
Hele Türk kadınları! Daracık omuzları, geniş kalçaları, yukarıdan aşağıya fütursuzca genişleyen kalıplarıyla her biri küçük, bakımsız birer armuttu. Üstelik saç konusunda da oldukça muhafazakâr sayılırlardı. Hep aynı kesimler, aynı renkler. Saçlarını şöyle kısacık, erkek gibi kestirene rastlamamıştı daha. Vücutlarında tek bir kıl bile barındırmaya tahammül edemeyenlerin, saçlarını kısaltmaya gelememeleri amma da tuhaftı.
Ermeni Sorunu
Romalı yazar Petron, Ermeniler hakkında şöyle demiştir: “ Ermeniler de insandır fakat evlerinde dört ayak üstünde gezerler.” Rus şairi Lermontov da onları şu sözlerle övmüştür: “Sen kölesin, sen korkaksın, çünkü sen bir Ermenisin.” Erzurum, 29 Nisan 1918
Sayfa 107Kitabı okudu
Avrupa Hunları'nın menşei konusu klasik ve modern zaman tarihçilerini uzun süre meşgul etmiştir. Klasik Bizans, Låtin ve Ermeni kaynaklarında İskit, Kimmer, Massaget adları ile anılırken Süryani kaynaklarında Ostrogot olarak da anılmış olan Avrupa Hunları son 200 yıldan bu yana yapılan çeşitli değerlendirmelerde bazı ilim adamları tarafından Moğol, Türk-Moğol karışımı, Türk-Moğol-Mançu karışımı oldukları ya da Slavlardan geldikleri veya Germen soyuna bağlı yahut Kafkas kavimlerinden bir kol oldukları da iddia edilmiştir. Meseleye dair son durum ise Avrupa Hunları'nın aslında Asya Hunları'nın torunları oldukları ve bu gerçeğin son zamanlarda gerçekleştirilen araştırmalar neticesinde ortava konulan kuvvetli delillerle daha da berrak hale geldiğidir. Bu delillerden biri burada anılacak olursa; Avrupa Hunları'nın 355-365 yılları arasında alan topraklarını istila etmeleri hadisesinin, Roma imparatorluğu ve Çin'in coğrafi olarak birbirinden uzak olmalarına rağmen dönemin Çin kaynakları Bu ülkenin Hiung-nular tarafından ele geçirildiğini kaydederken, yine Çağdaş Roma tarihçisi Ammianus Marcellinus'un da bu hakimiyet olayını gerçekleştirenlerin Hunlar olduğunu ifade etmiş olması gerçeğidir.
Bunu bilmeyen çok insan var…
“İnsan insandır, ha kürt olmuş ha ermeni, ha müslüman olmuş ha hıristiyan..."
1,500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.