81 syf.
·
Puan vermedi
·
29 saatte okudu
Hümanizm(!) +18
“Son günlerde Ermenilerin tarihî emellerini gerçekleştirmek için dünya kamuoyu­nu aldatmaya yönelik sözde Ermeni soykırımı iddialarını yoğun bir biçimde tekrar gündeme getirdikleri gözlemlenmektedir. Biz bu çalışmamızla tarihi süreç içerisinde Ermeni meselesinin ortaya çıkışını özlü bir şekilde bilimsel olarak özetlemeye ve bu konudaki
1. Dünya Savaşı Sırasında Ermenilerin Türklere Yaptığı Katliam
1. Dünya Savaşı Sırasında Ermenilerin Türklere Yaptığı KatliamKolektif · Genelkurmay Askeri Tarih ve Stratejik Etüt Başkanlığı Yayınları · 20008 okunma
192 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Bugün 24 Nisan, sözde Ermeni soykırımını anma günü. Yıllarca zulüm gören bizken, ASALA ile EOKA ile PKK ile ve nicesiyle uğraşmışken, asıl katledilen biz olmuşken Fransasından Amerikasına, Kanadasına, Uruguayına kadar tam 31 ülkenin soykırım olarak kabul ettiği sözde Ermeni soykırımı. Öncelikle 24 Nisan zaten olmayan bir soykırımın
Ermeni Tehciri
Ermeni TehciriYusuf Halaçoğlu · Babıali Kültür Yayıncılığı · 2007375 okunma
Reklam
SÖZDE SOYKIRIM GERÇEKLERI
Filistin'de yaşanan acı olaylar ve ABD başkanı Joe Biden'ın 1915 olayları hakkında yaptığı açıklamada olmayan bir soykırımı kabul etmesi sonucunda hazırladığım haber yazısı (röportaj) burada da paylaşmak istedim. Aslında biz neler yaşamışız, hala neler yaşıyoruz ve bunlara rağmen hala nasil suçlanıyoruz bunları merak edenler okuyabilir. İzinsiz
Van İsyanı !
Tahsin Bey 19 Nisan 1915'te Van'da çıkan "isyan"a dair şunları yazar: Eğer biz kendi ellerimizle, zor kullanarak artık içinden çıkamayacağımız bu imkansız durumu yaratmasaydık Van'da isyan olmayacaktı ve doğu cephesindeki ordumuz bu duruma düşmeyecekti. Bu acı deneyimi ve bunun amansız sonuçlarını yaşadıktan sonra, korkarım ordumuzu savunmasız bir durumda bırakma hatasına düştük, kaş yapalım derken göz çıkardık. Bir başka deyişle İTC'nin bu stratejisi Türk ordusunu daha büyük bir kargaşaya sürüklemekten başka bir işe yaramayan büyük bir hatadır. Öyle ki Tahsin Bey, Ermeniler "ürettikleri tahıl ve ellerindeki ulaşım araçlarıyla ordumuzun gıda ihtiyacını karşılıyorlar" diye ısrar eder. "Bu göz önüne alınması gereken bir noktadır" diye vurgular, "çünkü bugün bin dereden su getirerek ancak kısıtlı miktarda gıda tedarik edebiliyoruz; üstelik Ermeniler halkın ve ordunun temel ihtiyaçlarını üreten zanaatkarların yüzde 90'ını oluşturuyor. Bir iki bakkal ve kasap dışında Türkler arasında esnaflık yapan hiç kimse yok. Bu da çok önemli bir noktadır."
Sayfa 334Kitabı okudu
Üçüncü Ordu'da görevli Venezuellalı bir subay olan Rafael Nogales 20 Nisan 1915 gecesi Adilcevaz'a gelir. Burada Dantevari bir sahne ile karşılaşır: Van Gölü'nün etrafı alevler içindedir. Ertesi sabah kendisine "Ermenilerin şehre saldırdıkları" söylenir. Nogales atına atlayarak şehre doğru yola çıkar ancak yolda bambaşka bir manzara ile karşılaşır: Dükkanlar yağmalanmış ve Türkler ve Kürtler Ermeni mahallesinde Ermeni avına çıkmıştır. "Katiller evlere dalıyorlardı" diye yazar ve "savunmasız kurbanları kesiyorlardı." Nogales "cani sürüsünün" başındaki belediye başkanına hemen durmalarını emredince, başkan "vilayet valisinden 'on iki yaşın üstündeki bütün Ermeni erkeklerini öldürme' yolunda kesin emir aldığı" yanıtını verir. "Bir buçuk saat süren kıyımın sonunda Adilcevaz Ermenilerinden geriye sadece yedi kişi kaldı." Hükümet konağına geri dönen Nogales, "şehri Ermenilerin saldırısından kurtardığı için coşkuyla teşekkür eden" kaymakamın "küstahlığı" karşısında hayrete düşer.
Sayfa 337Kitabı okudu
Enver 25 Şubat 1915'te Ermeni askerlerini silahsızlandırma kararını çıkardığında, bu karardan ancak birkaç bin asker etkilenmiş olmalıdır, özellikle de Üçüncü Orduda görev yapan askerler. Sonuç itibarıyla küçük bir grup söz konusudur çünkü bu karardan sonra İstanbullu, Adapazarlı, İzmitli vb. Ermeni askerleri 1915 Nisan ortasından itibaren Çanakkale Savaşı'nda ve 1918'e kadar Filistin Cephesi'nde Osmanlı ordusu saflarında savaştılar. Dolaysıyla Ermenileri silahsızlandırma emrinin bize göre uygulama açısından değil sembolik açıdan bir değeri vardır. Bu karar bir anlamda Ermenilere yönelik ihanet suçlamasını desteklemek amacıyla tasarlanmıştır ki bu amele taburlarına yapılamayacak bir suçlamadır zira onlar cephe gerisinde hizmet verirler. Bu, yaşanan askeri felaketten -ki bütün otoriteler bu felaket için bizzat Enver'in suçlanması gerektiği konusunda hemfikirlerdir- "hainleri" sorumlu tutmak için de iyi bir fırsattır.
Sayfa 347Kitabı okudu
Reklam
18 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.