Dikran
Bizim oralarda nedense erkek çocuklarının çoğuna Dikran adı verilirdi. Bu biraz da Diyarbakır'ın Ermenice'de isminin Dikranagerd oluşundan kaynaklanıyordu. Zamanla buralarda yaşamış kral Dikran'ın anısına hem hürmet, hem de anaların, babaların çocuklarını kral gibi görme arzusundan olsa gerekti.
YENİ YILINIZ KUTLU OLSUN... :))))
●Türkçe: Yeni Yılınız Kutlu Olsun ●Zazaca: İdya şıma bınbarek bo ●Kürtçe: Sersala we pîroz be! ●Lazca: 3′anağani tkvani xvameri rtas! ●Afganca: Saale Nao Mubbarak ●Afrikanca: Gelukkige nuwe jaar ●Almanca: Prosit Neujahr ●Arapça: Antum salimoun ●Arnavutça: Gezuar Vitin e Ri ●Asurca: Sheta Brikhta ●Azerice: Yeni Iliniz Mubarek! ●Bengalce:
Reklam
327 syf.
9/10 puan verdi
Dicle Türküsünün Sesi Mezopotamya’yım ben; Damarlarım su ve nehir, Hayatım kavga, mevzum kan, Dilim edebi, sözüm ebedi. Her zaman bir şairin, bir vakanüvisin sözünden çok Gılgamış’ın dudaklarında bir zaman, kadim nehrin kenarında
Dicle'nin Yakarışı
Dicle'nin YakarışıMehmed Uzun · İthaki Yayınları · 20183,236 okunma
“İnsanlar birbirini burada, Ahmet, Mehmet, Apostol, Yorgi, Avram, Şalom diye çağırmadıkları için kimin Müslüman, kimin Hıristiyan, kimin Yahudi olduğu da pek belli olmaz. Her üç lisanın kolay, bitaraf, zaruri parçalarını ve argosunu öğrenmiş olanlar da çoktur. Bazan bir Sarı Apostol, bir Sulu Avram'a Yahudice sataşır; bazan bir Barbunya Ahmet, Zargana Agop'a Ermenice dert yanardı.” ___
Kalorifer ve BaharKitabı okudu
355 syf.
10/10 puan verdi
Türkiye Cumhuriyeti'nin Tapusu!
Lozan Antlaşması hakkında bir çok kitap yazıldı. Gizli maddeleri var dendi, yüz yıl sonunda antlaşma geçersiz olacak denildi, hezimettir-zaferdir falan denildi de denildi. Ama hiç kimse gerçekleri anlatmadı. İşte bu eser size Lozan Antlaşmasını gerçek bir şekilde hem de belgelerle anlatacak. Sevtap Demirci ile üniversitemizdeki bir konferansta
Belgelerle Lozan
Belgelerle LozanSevtap Demirci · Alfa Yayıncılık · 201632 okunma
136 syf.
·
Puan vermedi
Romanya'da başlayıp, İstanbul, Beyrut, Şam, Diyarbakır'da devam eden Stavro'nun hikâyesi. 132 sayfa olmasına rağmen yoğun, çok yönlü, insandan, ahlaktan, ahlak anlayışından, dönemin toplum yapısından bahsetmesi ilgi alanınızı üst düzeyde tutuyor. Stavro, Romanya'da kimsenin sevmediği, dışladığı, kimsenin çocuklarını onunla görmek istemediği, ahlaksız, dolandırıcı bir karakter. Adrain ve Mihail ile birlikte bir yolculuğa çıkan Stavro hikayesini arkadaşlarına anlatmaya başlar. Çocukluğu rahatlık ve refah ile geçen Stavro'nun babasından ve abisinden şiddet görmesi, annesi ve ablasına sıkı sıkıya sarılması ve sonunda bunlarla beraber kaçışlarını anlatan kısa bir kitap. Kitapta bulacaklarınız; Osmanlı döneminin kozmopolit yapısını, (Stavro Rumca, Türkçe, Rumence, Ermenice bilmektedir.) toplumun değer yargılarını, insanların acımasızlığını ya da insanların merhametini. Kitaptan kendi adıma çıkan sonuç; "Hikâyesini bilmeden yargılama kimseyi" ve "bir kez sevgiyi, güveni, merhameti tatmış bir insan, hangi koşullarda olursa olsun bunu ölene kadar arayacaktır". Herkesin okumasını temenni ettiğim bu kitabı okuduktan sonra, emin olun insanlara bakış açımız değişecek, empati kuramasak bile, insanları dinlemeye değer bulacağız. Herkese iyi okumalar.
Kira Kiralina
Kira KiralinaPanait Istrati · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20201,047 okunma
Reklam
144 syf.
·
Puan vermedi
Söyle Margos Nerelisen?..
"Migirdiç Margosyan, Ermenilerin kavaragan kraganutyun dedikleri ve Türkçe'ye 'köy edebiyatı" veya 'taşra edebiyatı' olarak çevrilebilecek bir ekolün yaşayan son temsilcisi olarak adlandırılagelmiştir." Ermeni taşra edebiyatı olarak adlandırılan bu türü çok severim ama sadece yazarların ulusal kimlik farkından dolayı böyle bir
Söyle Margos Nerelisen?
Söyle Margos Nerelisen?Mıgırdiç Margosyan · Aras Yayıncılık · 2011243 okunma
* Mıgo’ların evine gittiğimde çeşitli diller birbirine karışırdı. Mıgo ile genellikle Türkçe, anne ve babasıyla Kürtçe konuşurdum, onlar da kendi aralarında Ermenice konuşurdu.
Sayfa 19 - Gendaş Yayınları 2.baskı Temmuz 2001Kitabı okudu
256 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Geçmişin o kozmopolit ve renkli İstanbul'unu tanımak ister misiniz?
Sıcacık bir kitap “İstanbul Anıları”. İki bölümden oluşuyor. İlk kısım 1897-1906 yılları arası İstanbul’unu Hagop Mıntzari’nin birebir tanıklığından, sanki siyah-beyaz bir filmde izliyormuşçasına canlı ve keyifli bir anlatımla seriyor önümüze. Dönem, II. Abdülhamit dönemi. Motorlu taşıtlar henüz yok. Tramvayları atlar çekiyor, boğazda iki yaka
İstanbul Anıları
İstanbul AnılarıHagop Mıntzuri · Aras Yayıncılık · 201763 okunma
Agirî...
Destanların, efsanelerin güzelleştirdiği dağ, Ağrı... Yani Ararat. Yani Kuhi Nuh, Farsça, Nuh Dağı. Yani Masis, Ermenice. Yani Cebel el Haris, Arapça. Ağrı, insanlık tarihinin en eski gemisinin mekanı. Tevrat'ta yazdığı gibi: "Ve Nuh'un gemisi yedincisi ayda, ayın yedisinde Ararat'ın başında durdu..." Ağrı... Hurilerin oğlu, Urartuların babası, Kürt ve Ermenilerin atası. Zerdüştiler'in ziyaretgahı. Ateşe ve aşka tapanların dağı.
Sayfa 193Kitabı okudu
Reklam
Ben; Türkçe, Kürtçe, Ermenice biliyorum . İçimde barış içinde yaşıyorlar. Hrant Dink
“Üstümden Arapça, Kürtçe, Süryanice, Ermenice ve Türkçe konuşan saçlar dökülüyordu..İlan ettim, hiçbiri ve hiç kimse değilim..Dilsizim..”
RUHUN ŞAD OLSUN HRANT DİNK
Her dilde sevebilirim seni. Ama bugün olmaz.! Bugün sadece ermenice; ''Yes kez ge sirem.'' HRANT DİNK
135 syf.
10/10 puan verdi
Ermeni Taşra Edebiyatının bir temsilcisi Hamasdeğ
"Asıl adı Hampartsum Gelenyan'dır. Edebi mahlas olarak kullandığı Hamasdeğ ise kendi adı ile erkek kardeşleri Asdur ve Eğya'nın adlarının başlangıçtaki harflerinin birleşmesinden oluşmuştur. Bu mahlas anlamsız bir sözcük olmayıp. Ermenice'de takımyıldız anlamına gelen hamasdeğutyun sözcüğünü çağrıştırır. Hamasdeğ.
Güvercinim Harput'ta Kaldı
Güvercinim Harput'ta KaldıHamasdeğ · Aras Yayınları · 201129 okunma
649 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
15 günde okudu
"Doğru"larını eleştiremeyen, sorgulayamayan, tanrılaştıran; önyargıları, kompleksleri, tabuları olan bireylerin okumamasını şiddetle tavsiye ediyorum: Sevan Nişanyan'ın Taraf gazetesindeki Kelimebaz köşesinde 29 Ekim 2008-14 Aralık 2009 tarihleri arasında yayımlanan yazılarının bir araya getirildiği bu kitap; Türkiye siyasetini, yakın tarihi, dini, milliyetçiliği ve sorgulamaya cesaret edilemeyen birçok kavramı irdeliyor. Türkçe'den Yunanca, Latince, Arapça, Farsça, Kürtçe, Ermenice, Aramice, İbranice'ye kadar uzanan geniş bir kelime dağarcığından ve muazzam bir bilgi birikiminden beslenen yazılarda, üsttenci bir üslup değil, sohbet havası hakim olduğu için okurken kendinizi entelektüel, samimi, eğlenceli bir sohbetin içinde buluyorsunuz. İnce bir zekanın ürünü olduğunu hissettiren, "izahı olmayan"ları konu alan mizah örnekleriyle dolu bu kelimeler dünyası yolculuğunun en belirgin özelliklerinden biri de güldürürken düşündürmesi. Sorgulanamayan, eleştirilemeyen "gerçek"lerle uyutulan ve büyütülen neslimiz için zor olsa da, önyargısız okunduğu takdirde düşünce ufkumuzda yeni kapılar açılmasını sağlayan bir çalışma. Kelimebaz'ı "keyifli" ve "ufuk açıcı" olarak tanımlamak, emeğin hakkını vermek için yeterli olmasa da, yerinde olacaktır. Çünkü yazarının da belirttiği gibi; "Kelimelerin öyküsü insan öyküleri gibidir, biraz hoşça vakit geçirirsin, şansın varsa biraz da ufkun açılır. O kadar."(s. 452, Basur)
Kelimebaz
KelimebazSevan Nişanyan · Liberus · 2021102 okunma
Resim