Seçmemeyi seçmek
Bu coğrafya insanı genelde, " seçmemeyi seçmek" cesaretinden yoksundur. Toplumsal ölçekte bir aydınlanmanın yaşanmadığı özgür bireyin oluşmadığı bu coğrafyada insanlar da seçmeyi seçer. Örneğin hepsini denediği ve hiçbir umudu olmadığı halde, defalarca denediği partilere oy vermeyi sürdürür. Ve tercihini hep seçmekten yana yapar. Bu partilerin hiçbirini seçmemeyi, yani seçmemeyi seçmeyi bir an olsun aklına getirmez. Belkemiksiz bir anlayış egemendir toplumda. Bu anlayış kendisini "kötünün iyisi", "hiç yoktan iyidir" vb... gibi sözler açığa vurur. Bu belkemiksiz anlayış, seçeneklerden birini tercih etme, - kolay olanı- ve yetinme felsefesi üzerinde şekillenmiştir. İnsan, her zaman iki kötü seçenekten birisini tercih etmek zorunda değildir. Böyle durumlarda, zor olan, şeçmemeyi seçmektir. Seçmemeyi seçmek, bir kaçış değil, bir mücadele biçimidir. Bu coğrafyada, seçmemeyi seçmek, reddetme kültüründen geçer. Seçmemeyi seççtiğimiz gün biraz daha özgürlüğe yakınlaştığımız gün olacaktır.
Sayfa 174
İçinde yaşadığımız çağ, her ne kadar " bilgi ve enformasyon çağı" olarak nitelense de özünde anti-entelektüel bir çağdır. Bu ilk bakışta bir paradoks olarak görünse de, yadsınamaz bir gerçektir. Bu çağda son olarak internet'in yaygınlaşması bilgiye ulaşmayı ve onu elde etmeyi çok kolay hale getirmiştir. Ancak bilgiye bu derece kolay ulaşma ve ona bir bilgisayarın tuşları altında hükmedebilme yetisi, insanın bilgiyi öğrenme arzu ve isteğini de büyük ölçüde söndürmüştür. Bilgiye bir tuşla ulaşabilen insan onu öğrenmeye artık çok istek duymamaktadır.
Sayfa 168 - Chiviyazıları
Reklam
Bilge kişi, bilmediğini bilen kişidir; bilginin sonsuzluğunu bilir ve herkesin çeşitli konularda bilgi sahibi olduğunun ayırtına varmıştır. Bu nedenle bir profesör ile bir çobanın bilgi bakımından birbirine hiçbir üstünlükleri olamaz. Profesör uzmanlık alanıyla ilgili bilgilere sahiptir. Çoban ise, otların çeşitlerini, hayvanların davranışlarını bilir, bu anlamda her iki bilgi sahibi de hayatı üretmeye katkı sunarlar.
Sayfa 167 - Chiviyazıları
Bilgi sahibi olmak ve bilge olmak arasındaki fark büyüktür. Derin tarihsel kökenleri olan Uzakdoğu felsefesine göre asıl olan bilgi sahibi olmak değil bilge kişi olabilmektir. Bilge kişi, çağdaş anlamdaki bilgin de değildir. Bilge kişi kendiliğinden, doğal davranış biçimleri göstererek doğaya uygun davranan, her tür durumda mutluluğunu koruyabilen, nesnelerin boyundurugu altına girmeyen kişidir.
Sayfa 165 - Chiviyazıları
Söyleyen bilmez, bilen söylemez.
Sayfa 165 - Chiviyazıları, Lao-tzu
İkili ilişkilerimizde çoğu zaman eğilmek ile boyun eğmeyi birbirine karıştırırız. İnsanın önünde eğilmek, boyun eğmek anlamına gelmez, ams insanı yüceltir. Uzakdoğu felsefesi tümüyle insana saygı üzerine şekillenmiştir. Uzakdoğu insanı sizi selamladığında tüm bedeniyle öne eğilir ve saygıyla selam verir. Bu son derece ince bir davranıştır ve insanı tüm bedeni ve varlığıyla yalnızca insan olduğu için değer vermektir.
Sayfa 165 - Chiviyazıları
Reklam
224 öğeden 151 ile 160 arasındakiler gösteriliyor.