Umutları pohpohlayan bir şiir yazmak benden uzak olsundu, umutsuz bir şiir ise ancak habis ve yıkılmış bir insanın eseri olabilirdi. Benimki umudun nerede olduğunu düşündüren şiir olsun isterdim.
Atilla İlhan "İstanbul Ağrısı" şiirinde "ulan bu mazot tüküren bu dövmeli gemiler senin mi" derken İstanbul'la romantik hesaplaşmasının bir parça görüntüsü olarak ondan söz eder. Turgut Uyar "Karpit Lambası" şiirinde "Bu vitrinler, asfaltlar, mazot kokuları" şeklinde şehir ve nesneler arasında sıkışmış insan çağrışımı ile ona yer verir.
"Her şeye rağmen umutlu ve yaşamaya çok yakın duyuyorum kendimi. Aşamalar içinde miyim, hayır. Ama o aşamalar için gerekli tohumları besliyorum içimde. Beynim hep yaratılacak Büyük Türk halkı ile meşgul."
Edebiyat çevresi kimi yüceltmek ve topluma güzel göstermek isterse , kim yazar olarak bir ülkede kitle tarafından tutulursa , ya da planlı ve sistematik olarak hangi yazar bir bilinçaltı kazısı ile halkın zihnine kazındırılmak istenirse otoriteyi temsil eden kişiler yine o otoritenin buyruğu doğrultusunda eserler verirler.