Başar Başarır ile tanışma kitabım oldu Dolunay İki Gece Sürer. Çok sevdim kitabı çookkk. Yazarın kullandığı muzip dil, anlatım tarzı çok hoşuma gitti
Kitapta öğretmen emeklisi Girit muhaciri , huysuz, aksi, dediğim dedikci İhsan Sami Bey ve makine mühendisliği bölümünde okuyan kızı Gamze arasındaki ilişki anlatılıyor.
Annesi Feriha hanımın vefatından sonra baş başa kalan baba kızın halleri bazen sinirlendiriyor, bazen gulumsetiyor, bazen yok artık dedirtiyor, bazen de ayy aynı babamla ben diyorsunuz Yıl 2001de geçiyor hikaye ama okurken durum hiç değişmemiş şimdi de bir fark yok ülkede diyorsunuz... Gamzenin Yunan bir gence aşık olup, aşkının peşinden Yunanistan'a gitmesi ile olaylar farklı boyuta evriliyor. Yunan Türk atışmaları, aşkin sevimliligi, baba kız atışmalari, anneye duyulan özlem bir çok konunun içinde olduğu hayat gibi bir kitap olmuş. Yazarın diğer kitaplarini da okuyacağim kesinlikle
Beyoğlu kırmızı cizgim olduğu için onu anlatan tüm kitapları okumak istiyorum. Bu kitapta da Beyoglunun o güzel sokaklarında gezdim,eski tarihi gözümde canlandi. Tasvirler gayet başarılı idi. Madam Marin ve o güzel şapka dükkanıni hayal ettim hep. Ama 6-7 Eylül olayları güzel hayallerimi yıktı... Kardeşi kardeş kirdiran o berbat leke karsimiza çıkiyor kitapta. Benim kitapta begenmedigim nokta yazarın kendisini de kitaba dahil etmesi." Yazar Alin Beyoğlu'nda yazar arkadaşı Özlem Narin Yılmaz ile karşılaşır" Buna ne gerek vardı anlayamadım? Kitabı basitlestirmis bu durum bana göre. Kolay okunan ,sade bir kitap olmuş genel anlamda. Ama o kadar
Üç kadın ve üç isim diye düşündüm.
Maya, Ayşe olmuştu. Mari, Semahat olmuştu. Nadia, Katharina olmuştu.
Doğdukları adları bile kullanmalarına izin verilmemişti bu üç kadının...
Bunca zaman niye okumadim bu güzel kitabı acaba diye kendime kızmadım değil. Şahane bir Livaneli kitabı olmuş. Bitene kadar elimden bırakamadım. Sürekli bir heyecan halinde okudum.
Serenad; 2.Dunya savaşı sırasında batırılan bir mülteci gemisi olan Strumanin hikayesine dayanan şahane bir kitap. Bitmeyen bir aşkın, iktidar kavgalarının, Hristiyan, Yahudi, Müslüman tum dinlerden insanlarin iktidar hırsı yüzünden yaşadığı acıların, boşanmış bir kadının toplumda nasıl dik durmaya çalıştığının anlatıldığı çok acıklı ama bir o kadar da gerçekçi bir kitap. Kitabı okurken sürekli bir arastirma yapma isteği duyuyorsunuz. Struma gemisinin inanılmaz hikayesi, Mavi Alay hikayesi yürek dağlayıci. Ve hepsi insanoğlunun acımasızlığının tatsız kanıtları... Siz benim gibi yapmayın com ertelemeden okuyun bu kitabı bence