68 syf.
8/10 puan verdi
·
Liked
Diriliş Neslinin Amentüsü
Bu kitap aslında Sezai Karakoç’un tüm inanmışlara seslenişi. Onları esas özgürlüğe davet edişi. Çünkü o inkarı tutsaklık, inancı ise özgürlük olarak betimliyor eserinde. Seslenişini “Diriliş Eri” kavramıyla güçlendiriyor. Tüm inanları ortak bir amaca davet ediyor. İslamı yeniden kalplerde, şehirlerde ve devlette diriltme amacına... Bu düşüncelerini ise şu sözlerle ifade ediyor: “Ben, imân haykıran, sessizliğinde imân çınlayan şehirlerin mimarı olmalıyım...” Kitabın ilerleyen sayfalarında hayalini kurduğu dünyayı tasvir ediyor. Gerek devlet yönetimiyle gerek sosyal hayat ve yaşayış biçimiyle ilgili birbirinden farklı ve etkili fikirler ortaya koyuyor. Şu an içinde bulunduğumuz dünyayı düşününce Sezai Karakoç’un bahsettiği dünyadan ne kadar da uzak olduğumuzu farkediyorum. Ama kim bilir? Belki bir gün tüm islam aleminin birlik ve beraberlik içinde, dünyaya geliş amacını unutmadan yaşamaya çalıştığı bir zaman gelir. Kitapla Kalın
Diriliş Neslinin Amentüsü
Diriliş Neslinin AmentüsüSezai Karakoç · Diriliş Yayınları · 202219k okunma
Monna Rosa yayımlanmadan önce gelen ziyaretçilerden kimi cahil cesur olur kabilinden kimileri de saflığından şiirin hikâyesini Üstat’a sorduklarına sayısız kez şahit oldum. Bazen bunaltacak derecede ısrarla akrostişi söz konusu ederlerdi. Üstat zaman zaman “Benim şiirimle beni sigaya çekmeye çalışıyorlar.” derdi. Bu sorular Monna Rosa yayımlandıktan sonra da devam etti. Diriliş’te çalıştığım süre boyunca benim aslını bilebileceğim düşüncesiyle olsa gerek, bana en çok sorulan sorulandan biri hatta yegâne soru “Monna Rosa” ile ilgili tecessüslerini ifade edenlerdi. Bugünden baktığımda yolda izde rastladı- ğım birçok kişi, aydın dediğimiz insanların Diriliş ve Sezai Karakoç hakkında yegâne öğrenmek istedikleri şeyin bu konu olduğunu hatırlıyorum. Verdiğim cevaplardan bana inanmadıklarını da anlıyordum. Doğrusu hiçbir zaman merak edip sormadım kendisine, belki eğitimim gereği esere bakmak, eserin söylediğine kulak vermek onu esas almak gerektiğini düşünür, bu düşüncelerimi de örnekler üzerinden soranlarla paylaşırdım. Üst bir dil, ifade biçimi olan şiir bizi ikna edemiyorsa şu veya bu şekilde yaşanmış bir şey bizim ne işimize yarayacak? Bu hikâyelerden örnekler her yerde ve birçok kişide çeşit çeşit varken, hatta mevcut hâlleriyle sıradanlığa düştükleri hâlde, şiirin ışıltısı ve sunduğu güzellikler niçin tecessümüze yenik düşerler? Burada esas olan sanat eserinin kendisi değil mi?
Reklam
BEN BUNA İNANIYORUM!
Tarih her konuda süreklidir. Bu dünya haya­tının yapısı gereği. İnançsızlık sürdüğü gibi inanç da sürüp gidecektir, gitmektedir. Aslında inancın sürüp gitmesi esas, inançsızlığın sürüp gitmesi ise ona bir reaksiyon, bir kontrpuandır. Hakikat, ilk insandan beri sancaktarlarını bulmuştur. En bü­yük sancaktarlar, hakikat sancaktarları peygam­berlerdir. Ben buna inanıyorum.
Giyimde, yemede, ev hayatında ve kent imarında sadelik prensibi esas olacaktır.
Mimarı Sezai Karakoç olan Site
Giyimde, yemede, ev hayatında ve kent imarında sadelik prensibi esas olacaktır.
esas diriliş'
"Tövbe, içimize yerleşen ve kadim mezarlar gibi katmerleşen kirlilik duygusunu bir kağıt gibi yakar."
Diriliş Yay.
Reklam
237 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.