E

E
@esatgulbeyazyirmi6
Sık sık Mahmut Usta'yı kuyunun dibine inerken en son görüşüm gözümün önünde bir resim gibi canlanıyordu. Onun hâlâ sabırla kazmaya devam ettiğine inanıyordum. Kocaman bir portakalı bir ucundan öbürüne doğru delen kararlı bir meyve kurdu gibi.
Reklam
Kitaplar hayatın yüzündeki gözenekleri gösterir. Rahatına düşkün insanlar balmumundan aya benzeyen, gözeneksiz, tüysüz, ifadesiz yüzler ister yalnızca.
Sayfa 105 - Prof. FaberKitabı okudu
Anaokulundan üniversiteye, sonra da tekrar anaokuluna; entellektüelliğin son beş yüzyıl veya daha fazlasındaki gidişatı bu işte.
Sayfa 76 - Yüzbaşı BeattyKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Ben kararımı verdim, gerçekleri söyleyerek beni fikrimden döndürmeye çalışma.
Başkalarından üstün olmanda herhangi bir asalet yoktur. Asıl asalet, eski senden daha üstün olmaktır.
Sayfa 72 - Hint AtasözüKitabı okudu
Reklam
Biraz Daha Bekleselerdi...
Genç müridiyle savaş alanına gelen usta, yerde yatan binlerce cesedi görüp sormuş: “Bunlar ne?” “Savaşta birbirlerini öldürdüler,” demiş yanındaki. “Yazık. Biraz daha bekleselerdi kendiliklerinden öleceklerdi.”
Sayfa 43 - KonfüçyüsKitabı okudu
Sen geminin gittiği yöne bak, arkandaki köpükler bir süre sonra durulur.
Çoğu zaman meşru kıldı zaman Daha önce ağır suç olarak görüneni.
Sayfa 76 - Don FernandoKitabı okudu
Zorlayabilirler beni mutsuz yaşamaya, Ama ikna edemezler onursuz olmaya.
Sayfa 17 - KontKitabı okudu
Zaman Gezgini’nin İnsanlığın Gelişimi’ne hiç de iyimser bir gözle bakmadığını ve durmadan büyüyen uygarlığın önünde sonunda yaratıcılarının üstüne yıkılıp onları yok edecek bir ahmaklık yığını olarak gördüğünü biliyorum.
Sayfa 100Kitabı okudu
Reklam
Çevresiyle tam bir uyum sağlamış bir hayvan, kusursuz bir düzenektir. Alışkanlık ve içgüdü işe yaramaz hale gelmedikçe, doğa zekaya hiçbir zaman başvurmaz.
Sayfa 85 - Zaman GezginiKitabı okudu
İnsanoğlu İntihar Etmişti
İnsanoğlu intihar etmişti. Kendine hedef olarak kararlılıkla rahatı ve kolayı, düstur olarak da güvenli ve istikrarlı dengeli bir toplumu seçmiş ve muradına ermişti.
Sayfa 85 - Zaman GezginiKitabı okudu
Dayak yemekten tokat vurmaya zamanımız olmadı. Hep hayatla mücadele ettik.
Sayfa 125Kitabı okudu
Sehl-i Mümteni
“Bunu bende yaparım ne olacak, çok kolay,” dedirteceksin.”Haydi gel, yap ozaman,” dediğinde adamcağız sahneye çıkacak ve sahnenin ortasına yapacak...
Ülke, şekeri unutulmuş aşureye döndü. Sanki her şey var ama tat yok.
Reklam
Eşek Gribi
Domuz gribi tanısı konduğunda: “Ben domuz gribi olamam, bu olsa olsa eşek gribidir. Çünkü eşek gibi çalışmaktan dinlenmeye fırsatım olmadı.”
Sayfa 27 - Müjdat gezenKitabı okudu
Yalnız bildiğim bir şey var, o da durmadan arayacağım.
Sayfa 74 - Altınay SüleymanovnaKitabı okudu
Yalnız arayı açmış bulundum, okadar...
Dağlarda bazı pınarlar olur. Yeni yollar açıldıkça buralara uğrayan insanlar azalır; giden gelen azaldıkça da suyun çevresini naneler, dikenler sarar. Bir zaman gelir ki, orada pınar bulunduğunu kimse anlamaz. Ama sıcak bir günde susuzluğunu gidermek isteyen bir yolcu pınarı anımsayıp ana yoldan saparak tepeye doğru yürür. Kaynağın başına varıp yaban otlarını aralayınca gördüğü şeye kendi de şaşar: Kimsenin bulandırmadığı, dupduru, soğuk bir su otlar arasından şırıl şırıl akmaktadır. Suyun durgun yüzeyinde kendini seyreder; güneşi, gökyüzünü dağları seyreder... Böyle güzel bir yeri çoktandır unutmuş olmasına üzülür, köye gidince arkadaşlarına da söylemeyi düşünür. Düşünmesine düşünür ama sonra her şeyi unutur.
Sayfa 71 - Altınay SüleymanovnaKitabı okudu
“Bir kez daha kabul etmek gerekir ki tarihin tümü, erdeme pek az rastlanan, birkaç mutlu çağın da bulunduğu fakat genel itibarıyla tıpkı orada burada keşfedilen yabani çöllerdeki insan yerleşimlerinde de görüldüğü üzere suçların, ahmakların ve felaketlerin bir toplamıdır.”
Sayfa 159 - VoltaireKitabı okudu
Kepazeliği Yok Edin!
Voltaire, kendi deyimiyle “batıl inanç” ile savaş halini düzensiz, aralıklı bir tarzda değil de, devamlı , sistematik bir şekilde sürdürmeye karar vererek unutulmaz sözünün yazılı olduğu sancağı açmıştı: “Kepazeliği yok edin!”
Sayfa 134Kitabı okudu
“Hakikat kendi ateşiyle parlar. Zihinler odun ateşiyle aydınlanmaz.”
Flavius BelisariusKitabı okudu
Reklam
Milletlerin Varoluş Hikayeleri Hakkında
“Filozofların masallarını seviyorum, çocuklarınkine gülüyorum. Fakat sahtekarların anlattığı masallardan nefret ediyorum.”
Sayfa 52 - SafdilKitabı okudu
Kitap okumak ruhu besler, aydın bir dost ise onu teselli eder.
Safdil’in Beşeri Kanunlara Cevabı
Başrahip beşeri kanunların daima üstün tutulması gerektiğini ve insanlar arasında yapılmış anlaşmalar olmasa doğa kanununun doğal eşkıyalıktan başka bir şey olmayacağını kanıtlamaya çalıştı. “Noterlerin, rahiplerin, şahitlerin, sözleşmelerin, icazetlerin olması şart,” dedi Safdil’e. Safdil ise ona vahşilere özgü şu düşünceyle cevap verdi: “Aranızda bu kadar çok tedbire ihtiyaç duyduğunuza göre sizler pek namussuz insanlar olmalısınız.”
Sayfa 28 - Başrahip ve SafdilKitabı okudu
Safdil, Bir Jansenisti Cevaplıyor
“Bana sorarsanız,” dedi Safdil. “Benim kaderimi sadece şeytan çizmiş. Amerika’daki hemşerilerim bana asla burada maruz kaldığım barbarlığı göstermezlerdi. Onlara vahşi diyorlar. Oysa onlar kaba saba, fakat iyi insanlardır. Bu ülkede herkes kibar namussuz.”
Sayfa 44 - SafdilKitabı okudu
Kral ile Görüşmek (Hiciv)
“Mösyö”, dedi yolcu. “Çok sayıda ingiliz öldürdüm ve kralla konuşmaya geldim. Beni onun odasına götürmenizi rica ediyorum.” Muhafız ona kralla bu şekilde konuşulmadığını, krala Monsenyör de Louvois tarafından takdim edilmesi gerektiğini anlattı. “İyi o halde beni Monsenyör de Louvois’ya götürün. O beni majesteleriyle görüştürecektir.” - “Monsenyör de Louvois ile konuşmak majesteriyle konuşmaktan daha zordur. Ben sizi Savaş Bakanlığı başkatibi Mösye Alexandre ile görüştüreceğim. Bakanla konuşmuş kadar olursunuz.” Böylece ikisi adı geçen başkatibin odasına gittiler, fakat içeri giremediler. Zira başkatip saraylı bir hanımla görüştüğünden odasına kimsenin alınmamasını emretmişti. “Peki, o halde başkatip Mösyö Alexandre’nin başkatibinin odadına gidelim Mösyö Alexandreyle konuşmuş kadar olursunuz.” Şaşkına dönen yolcu muhafızın peşinden gitti. İkisi birlikte küçük bir bir bekleme odasında yarım saat beklediler... “Bu ülkede herkes görünmez mi ne?” dedi yolcu. “Aşağı Bretonya’da İngilizlerle savaşmak Versailles’da işiniz olan inanla görüşmekten daha kolay.”
“Ey erdem, senden bana ne gibi bir fayda geldi?”
Sayfa 30 - Sadık (Zadig)Kitabı okudu
Reklam
“Mutluluk ne ki! Bu dünyada var olmayan varlıklara dek herkes bana zulmediyor.”
Sayfa 13 - Sadık (Zadig)Kitabı okudu
“Seninkiler gülleri toplayan eller, benimkilerse sadece dikenler.”