Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
“Haksızlıkla yetimlerin mallarını yiyenler şüphesiz karınlarına ancak ateş tıkınmış olurlar; zaten onlar alevlenmiş ateşe gireceklerdir" (Nisâ 4/10
Sayfa 100Kitabı okudu
Yahudilerden Râfi' b. Huzeyme, Resûlullah'a, "Eğer söylediğin gibi Allah katından gönderilmiş bir elçi isen o seni gönderen Allah'a söyle, gelip bizimle konuşsun, kelâmını duyalım" demişti. Bunun üzerine Allah, "Bilmeyenler, 'Allah bizimle konuşsa, ya da bize bir mucize gelse ya!’ derler. Bunlardan öncekiler de tıpkı böyle, bunların dedikleri gibi demişti. Onların kalpleri (anlayışları) birbirine benziyor. Biz âyetleri, kesin olarak inanacak bir toplum için açıkladık" âyetini indirdi.
Reklam
Onlardan biri, " Ne dersiniz, Allah bizim bu konuşmalarımızı işitiyor mu acaba?" dedi. İkincisi, " Eğer açıktan konuşursak duyar, gizlersek duymaz" dedi. Bunun üzerine, "Yoksa onlar bizim kendilerinin sırlarını ve gizli konuşmalarını işitmediğimizi mi sanıyorlar?..." ayeti nazil oldu. ( Zuhruf/80)
Sayfa 460 - Semerkand YayınlarıKitabı okudu
Haydi bir mucize göster...
Kureyşliler Yahudilere gelip şöyle dediler: "Musa sizlere ne gibi mucizeler getirdi?" Yahudiler, "Asâsı ve bakanlara bembeyaz görülen eli" dediler. Hıristiyanlara gidip, "İsa nasıldı?" diye sordular. Onlar da, "İsa anadan doğma körü, alacalıyı iyileştirir, ölüyü diriltirdi" dediler. Bu sefer Hz. Peygamber'e varıp şöyle dediler: "Haydi bizim için Rabb'ine dua et, Safâ tepesini altın yapsın." O da Rabb'ine dua etti, bunun üzerine, "Göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelip gidişinde aklıselim sahipleri için gerçekten açık ibretler vardır" âyeti nâzil oldu. İşte bunun üzerinde düşünmelidirler.
Sayfa 151Kitabı okudu
Rabıtalı sahabelerden verebileceğim bir başka delil de, Efendimizin azatlısı Hz. Sevbân'dır. (radıyallahu anh) Bu mübarek sahabî de Resulüllah’a karşı çok muhabbetli olup, O’nsuz hiç duramazdı. Bir gün rengi değişmiş ve yüzünde üzüntü eseri olduğu halde Efendimiz aleyhisselam’ın huzuruna geldiğinde, Resulullah ona: “Senin rengini ne değiştirdi?” diye sordu. O da: “Ya Resulallah! Bende hiçbir hastalık ve ağrı yok. Ancak seni görmediğim zaman, tekrar sana kavuşuncaya kadar çok sıkıntı çekiyorum. Sonra ahireti düşündüğümde seni hiç göremeyeceğimden korkuyorum. Çünkü sen Peygamberlerin makamına yükseleceksin, ben ise Cennete girsem de, senin makamından daha aşağı bir mertebede olacağım. Cennete giremezsem, o vakit seni ebediyen göremeyeceğim.” diye cevap verince, Allah Teala şu ayeti indirdi: “Her kim Allah’a ve Resulüne itaat ederse, işte onlar, Allah’ın kendilerine nimet verdiği peygamberler, sıddıklar, şehitler ve salihlerle beraberdirler. Onlar ne güzel arkadaştırlar.” (Nisa 69) (Begavi, Me’alimü’t-Tenzil: 1/450; Ebu ishak es-Sa’lebi, El-Keşfü ve’l beyan, 3/341; Kurtubi, el-Cami’u li ahkami’l Kur’an; 57175, Vahidi, esbabü’n-nüzul, No:334, sh: 168; Ebu Hayyan, el-bahru’l Muhit, 37286) Büyüklerin aşkı da büyük olur. Efendimiz aleyhisselam’ı bir müddet göremediği için rengi atan, yüzü solan ve kederlenen sahabe efendilerimiz işte böyledir. (Allah onlardan razı olsun!) Muhabbet ve rabıta işte budur... Şimdi cahiller bu sahabe hakkında da şöyle der, 'Neden Allah korkusundan sararmıyor da Peygamberi görmediği için sararıyor?' Sevban da mı müşrik oldu ey akılsız!?
Kureyşliler Resûlullah'ın Mescid-i Harâm'da Kabe'nin yanında namaz kılmasını engellediler. Bunun üzerine Allah, "Allah'ın mescidlerinde O'nun adının anılmasına engel olan ve onların harap olmasına çalışandan daha zalim kim vardır! Aslında bunların oralara ancak korkarak girmeleri gerekir (Başka türlü girmeye hakları yoktur). Bunlar için dünyada rezillik, ahirette de büyük azap vardır" âyetini gönderdi.
18 öğeden 11 ile 18 arasındakiler gösteriliyor.