İkinci kitabın tamamı hapishanede geçiyor. Çeşit çeşit koğuş, çeşit çeşit insan ve onların hikayelerini okuyoruz. Tempo ilk kitaba göre daha yavaş elbette ama bir an bile sıkılmadan okudum. Hapishane resmen dönemin küçük bir panoraması… Herkesin inandığı, desteklediği başka birileri var. Yalan dolan bir sürü haberle çalkalanan ve Anadolu’dan kopmuş bir İstanbul, zengin ve yozlaşmış olan ailelerin işgalci güçlere yaltaklanmaları, içten içe çürümüş bir toplum ve tüm bunlarla iç hesaplaşmalara giren bir aydın olan Kâmil Bey. Bu üçlemeyi hepimizin okuması şart. Kemal Tahir, dönemi tarih kitaplarından daha iyi anlatma yeteneğine sahip bir yazar. İyi ki okudum.