Aşk hikâyesi,1600'lü yıllara denk gelen I.Ahmet döneminde geçmektedir.Hikaye, İstanbul'da Sultanahmet Camii'nin temelinin atıldığı gün başlayıp açılış kurdelesinin kesildiği gün bitecek şekilde kurgulanmıştır.
Kitapta caminin sırları,o dönemdeki devlet ve şehirleşme anlayışı,Sultan Ahmet dönemine ait tarihi olaylar ve bütün bunların gölgesinde Müslüman bir delikanlı Bahşı ile Hristiyan bir genç kız Kaknusia'nın hüzünlü aşk hikayesi anlatılmaktadır.
İmkansızın sınırlarını aşmak için iki aşığın kaçışıyla başlayıp, birbirine hiç kavuşamayacak olan iki gerçek aşığın hikayesi... Gündelik aşk tanımlamalarından çok uzak hakiki bir aşka açılan bir yol, sırlarla dolu bir hayat...
Kızın babası Çakır Yorgi, aşıkların kaçmasıyla, kızının peşine eşkıya takar,onları ayırmak isterken esir olmalarına neden olur.Bahşı, sevdiğinin peşini bırakmaz,Kaknusia'nin esir olarak bindirildigi gemiye aşçı yardımcısı olarak o da biner.Denizde çıkan fırtınada gemi alabora olur ve iki aşık derin sularda farklı hayatlara sürüklenir.
Yolları farklı şekilde kesişen,Kaknusia İshak'la, Bahşı da Gunala ile bir hayat sürmeye başlar.Gunala ve İshak'ın bencilce aşkları,iki gerçek aşığın yıllarca birbirini bulmasına engel olur.
Ve bir gün sır perdesi yavaş yavaş aralanır ve taşlar yerine oturmaya başlar ama iş işten geçmiştir artık.Gerçekler itiraf edilip sırlar açıklanır ama aşık ile maşukun kavuşması mahşere kalır.
İskender Pala' nın kaleminden sıcacık,edebi dili hoş, sizi okurken heyecanlandıracak akıcı bir eser.Keyifli okumalar...