İnsanının bilgi seviyesini azlığı nedeniyle olan yorumlama eksikliği ve hataları sonucu, insan resmi çizme ve heykel yapma sanatlarının yasaklanmış olması ve halen bu düşüncede olan kişilerin varlığı oldukça üzüntü vericidir. Müzik ve nağmeli sesleri alıp insan ruhuna duygusal etki oluşturmak üzere hizmet etmek için yaratılmış olan müzik merkezindeki sinir hücrelerinin bu görevlerini ve insan ruhuna olacak etkilerini esirgememek, aynı zamanda yaratılışa uygun davranmak demektir. Çünkü müzik merkezinin insan beyninde olmasındaki amaç ve hikmet, kişinin duygusal yönünün gelişmesinde bir araç olarak kullanılması ve kişinin duygu yapısının, dolayısıyla olumluluğunun gelişmesine katkı sağlanmasıdır. Tersine, insanı bu duygudan mahrum bırakmak ise Şeytan taraftarlığına hizmet etmek demektir. Çünkü Şeytan'ın insanı Allah'a yakınlaştırmamak için kullandığı yöntemlerden biri de kişinin duygusuzluğu, katı oluşu ve merhametsizliğidir. Müzik ile ilgili sinir hücreleri gibi ayrıca resim ve heykel gibi güzel sanatlarla ilgili sinir hücreleri, uyarıldıklarında hemen duygusal beyni de uyarır ve kişinin huzur ve rahatlık duygusu hissetmesini sağlarlar. Dolayısıyla "Müzik ruhun gıdasıdır" deyimi bizce eksiktir ve bu deyimin "Müzik gibi güzel sanatların her türlüsü ruhun gıdasıdır" şeklinde olması daha doğru olacaktır.
Sayfa 41
Lafını esirgememek istemişti, çünkü insanlar laflarını esirgiyordu, yeter artık demiyordu, çünkü kimse kendi kanaatini belirtmiyordu, dünyanın boka sarmasına hiç itirazları olmaksızın öylesine takılıyorlardı, çünkü insanlar başkalarını memnun etmekten, hayır demenin sonrasında çıkacak tatsızlıklardan kaçınmak için deveye hendek atlatıyorlardı, dünya bu yüzden boka sarmıştı, o artık bunun bir parçası olmak niyetinde değildi, ama şimdi babam ölmüştü. İlkesel bir tavrım altını çizmek için zaman uygun muydu acaba, şu anda ne uygundu ki?
Sayfa 129 - Siren Yayınları
Reklam
48. Dostlara şehvet gözüyle bakmamak. 49. Eğri nazarlı olmamak. 50. Kendi mutluluğunu her şeyin üzerinde görmemek 51. Zamane ehline mürüvvetle davranmak (ki adın sonsuza dek yaşasin). 52. Cömert kimseden başkasını dost edinmemek 53. Biçare yaşlılardan güler yüzü esirgememek; yaramaz gençleri dahi bağışlamak. 54. Geveze olmamak 55. Halka adaletli davranmak ve her fırsatta yardımsever olmak 56. Mağrur olmamak 57. saygılı olmak.
Bir düşünce adamı Marksçı olabilir mi? Marksçılık, bir izme yani bir kiliseye bağlanmak, onun nas'larını değişmez hakikatler gibi kabul etmekse, elbette ki hayır. İnsanlığın düşünce tarihinde Marksizme layık olduğu yeri vermek, bir Eflatun'a, bir Ibn Haldun'a, bir Descartes'a veya bir Saint- Simon'a gösterilen saygıyı Marx'tan da esirgememek ise, el- bette ki evet. Marx çağdaş Batı düşüncesinin en büyük temsilcilerinden biri, belki de birincisidir. Marksizmi dinleştirmek Marx'ı anlamamaktır. Konserve hakikatler sunan bir şarlatan değildir Marx. Marksizm tenkittir, şüphedir, araştırma yöntemidir.
Ammar b. Yasir
Der ki: "Üç şeyi her kim bir araya getirebilirse, hakiki imanı elde etmiş olur." "1- Kendi aleyhine de olsa insafı elden bırakmamak 2- selamı hiç kimseden esirgememek 3- Yoklukta da varlıkta da sadaka vermek, infak etmek"... Ammar B. Yasir'in şahsiyeti hakkında yeterli ipucu olmaz mı ? Adalet Selam ve İnfak ...
Sayfa 201 - Siyer yayınlarıKitabı okudu
Beşeri zaaflara göz yumup ilgiyi esirgememek ve müsamahakâr olmak, büyük ve güçlü insanların şanındandır. Küçük ve zayıflara karşı büyüklerin takındığı tavırdır.
Reklam
131 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.