Öncelikle merhaba..haftalar öncesinde paylaştığım bayram günü etkinliğimizi bayramın ilk üç gününde, depremzede çocuklarımız ve ailelerimizle geçirdik. Toplam beş şehir, bazı köy ve mezralar olmak üzere binlerce çocuğumuzun sevincine ortak olduk. Ayrıca insanlarımız bayram günü dahi yanlarında olunduğu için çok mutlu oldular, uzun uzun sarılan oldu, sofrasına davet eden oldu, elinde ne varsa o an bizimle paylaşmak isteyen oldu, buraya aktarmam mümkün değil, yanlısı da değilim ama burda bizim bu çalışmamıza gerek kitaplar aracılığıyla olsun gerekse bireysel olsun destek verenler oldu. Paylaşıp daha çok kişiye ulaşmasına vesile olan hocalarım oldu. Bu yüzden paylaşmak istedim küçük bir yazı ile. Ne diyeceğimi bilmiyorum, ama gerçekten mutluluk verici insanların sevincine katkıda bulunmak, sohbet etmek, dertleşmek, çocuklardan bol bol kitap okuma sözü almak. Ne kadar afilli kelimeler kullanılsa dâhi küçük bir çocuğun yüreğinden dökülen bütün yoğunluğa değecek "iyiki varsınız" cümlesinin verdiği hissiyatı anlatamam. O an duraksadım, yeşil yeşil parlayan gözler aklımdan çıkmaz herhalde. Buna vesile olan, bize inanan güvenen ve yardımını esirgemeyen herkese minnettarım, çok çok teşekkür ederim. hep güzel kalın, güzellikle, sevgiyle kalın ❤️🎈 çünkü tüm dünya çocuklarına sevgi, saygı ve güzellik borcumuz var ❤️
Geç kaldın, dedi kabil, Hiç varmamaktansa geç varmak yeğdir, cevabını verdi melek kendini beğenmiş bir havada, sanki temel hakikatlerden birini ifşa etmiş gibi, Yanılıyorsun, geçin karşıtı hiç değildir, geçin karşıtı erkendir, cevabını verdi kabil. Melek homurdandı, al sana bir rasyonalist daha, ve görevlendirildiği işi henüz tamamlamamış olduğundan, mesajın geri kalanını iletti, İşte efendi'nin yapmanı söylediği şey, Madem ki bunu yaptın ve öz oğlunu esirgemedin, ben de seni kutsayacağım ve sana gökteki yıldızlar kadar ya da kumsaldaki kum taneleri kadar bol bir soy vereceğim ve onlar senin düşmanlarının şehirlerini istila edecekler ve dahası, senin soyun dolayısıyla dünyanın bütün halkları kendilerini kutsanmış hissedecek çünkü sen benim emrime, efendi'nin sözüne itaat ettin. İşte, bilmeyen için ya da bilmezden gelen için, efendi'nin ikili muhasebesi böyle işler, dedi kabil, biri kazandı diye öteki kaybetmedi,
Reklam
' Ve aslında en çok korktuğum şey buydu -çünkü istediğin bir şeyi yapmamayı,senden esirgemeyi başaramazdım! '
Sayfa 36
Kapitalist sisteme inat
"Kendisini yaşamın kendisine verdiği şeylerle ölçen insan, sıradan insandır çünkü yalnızca sıradan insan yaşamın kazara onu ödüllendirmesine ya da ödülünü esirgemesine göre kendine değer biçer."
Sayfa 282Kitabı okudu
112 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
2 saatte okudu
Kitabın adını duyduğumda bir şeyler yıkacağımızı biliyordum ve şaşırmadım da. Yıkılması gereken o putları tek tek devirmek için çabalıyor yazar. Bildiğimiz ve inandığımız çok fazla şey vardır değil mi? Uyumak, yemek yemek, kıyafet hatta su içmek. Neden belli normlara göre hareket ediyor, neden "millet ne der" düşüncesinden çıkamıyoruz? Sadece bu değil aslında. Fiziksel ve duygusal olan konular da var ve ben birçok konudan dertliydim. Şaşırmaya devam ediyorum. Yazar da şaşırtmaya... Goethe ve Dostoyevski övgüleri ise beni şaşırttı. Yazar gelen geçeni karşısına alıyordu çünkü. Goethe konusunda çok fazla okumam ve araştırmam olmadığı için biliyor gibi konuşmak olmaz ama Dosto Amcam öyle mi? 13 tane kitabını okudum ve bulabilsem gene okurum. Muhteşem sözler, muhteşem tespitler. Niçe bile hayran olmuş yani o bile! Benim tek derdim kendim olmak! Karşımdaki insandan da bunu bekliyorum ama olmayınca da olmuyor. Teknikler, taktikler yani gereksiz ne varsa görüyorum. Bilmiyorum ama bu durumdan da bu durumu yapanlardan da bu duruma getirenlerden de nefret ediyorum. Sanırım kimse bana yapılsın demez. Umarım bunu yapan rezil insanlar yerine kendi gibi olan, içinden geldiği gibi davranan, kısaca neyse o olan insanlar hepimize denk gelir. Neredeyse hiçbirinizi tanımıyorum ama her daim sevgiyle, iyilikle, mutlulukla olmanız için hepinize dua ediyorum. Siz de benden esirgemeyin. Esen kalın, keyifle kalın. İyi okumalar dilerim..
Putların Alacakaranlığı
Putların AlacakaranlığıFriedrich Nietzsche · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20216,3bin okunma
Koca okyanusları yerinden oynatan ay, kuşkusuz güneşe rağmen bir saltanattır. Çünkü saltanatı doğu ile batı arasında sınırlı olan güneş dünyanın karanlık yüzüne söz geçirememektedir. Ve gözlerimizi yakarak güzelliğini değil ancak güzelliğinin yansımasını seyretmemize izin veren güneş, ışığını esirgemeden gözlerimize serpen ay karşısında çoğu zaman -hiç olmazsa battığı zaman- unutulmak tehlikesiyle karşı karşıyadır.
Sayfa 161Kitabı okudu
Reklam
601 öğeden 191 ile 200 arasındakiler gösteriliyor.