ne eski bir tango melodisi, ne de siyah önlüklü bir mektepli kız resmi, hayır beni on sekiz yıl evvelki o tatlı hatıraları alemine atan, gazetede götürdüğüm iki satırlık, kupkuru, alalade bir kiralık ilanı oldu.
o anda pendik sahilleri birden gözümde canlanıverdi. o köşk...o köşkün bizim bahçeye bakan penceresi...ve o pencereden mahinur...sarı
Meşhur yazardan güzel diyebileceğim bir roman. Bir Fransız, İngiltere'den Amerika'ya gidecek olan Great Western gemisine biner ve doktor Dean Pitferge ile ahbap olur. Gemide eski ve yakın arkadaşı yüzbaşı Fabian ile karşılaşır. Fabian, Ellen adında bir kadını sevmiştir ama onu Henry Drake adında biri ile evlendirmişlerdir. İşin kötüsü hem Ellen hem de Henry gemidedir ve bir düello kaçınılmazdır. Gemi sağ salim Amerika'ya vardığında Henry ölmüştür ve esas kahramanımız Niagara şelalesini doktor Dean ile gezecektir. Acaba Ellen iyileşebilecek midir? Keyifle okunan bir roman.
Reşat Nuri Güntekin'in yazarken sıkılıp kısa kestiği bir roman ile Eski Ahbap isimli uzun bir hikaye ve Boyunduruk isimli uzun hikaye ile kısa roman arası bir eserinden müteşekkil bir kitap. Reşat Nuri'nin tarzını yansıtmasına rağmen, vasat bir kitap olmaktan kurtulamamış kanımca. Reşat Nuri'nin diğer kitaplarını tercih ederim.
“Mesela herhangi bir gün müthiş bir iç sıkıntısı seni boğar. Hayat sana karanlık, manasız gelir. İnsan, biraz evvel senin zırvaladığın gibi felsefeler yapmaya başlar. Hatta yavaş yavaş onu da yapamaz ve canı ağzını açmayı bile istemez. Hiçbir insanın, hiçbir eğlencenin seni canlandıramayacağını sanırsın. Hava sıkıcı ve manasızdır. Ya fazla sıcak,
Mesela herhangi bir gün müthiş bir iç sıkıntısı seni boğar. Hayat sana karanlık, manasız gelir. İnsan, biraz evvel senin zırvaladığın gibi felsefeler yapmaya başlar. Hatta yavaş yavaş onu da yapamaz ve canı ağzını açmayı bile istemez. Hiçbir insanın, hiçbir eğlencenin seni canlandıramayacağını sanırsın. Hava sıkıcı ve manasızdır. Ya fazla sıcak,