Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
GÖLGELERİN İÇİNDEKİ SESSİZLİK
Dün gece kaldıkları odanın kapısının arkasında kan kırmızısı renkli kalemle eski bir dilde yazılmış tüyler ürpertici bir mesaj vardı ve kapının bazı yerlerine sıçrayan kan lekeleri, içinde bulundukları durumun ciddiyetini ortaya koyuyordu. Anlayamadıkları kadim bir dille, kan kırmızısı kalemle yazılan son derece korkutucu ve tehditkâr mesaj şöyleydi: ‘‘. השעה שש עשרה ושתיים . אני צופה בך‘’ ‘‘. השעה עשרים ושש ושתיים . אני מקשיב לך‘’ ‘‘. השעה שלושים ושש ושתיים . אני רואה אותך‘’
Sayfa 113 - Ürpertici mesaj...
224 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Delinin defteri
Öncelikle kitap, neva bulvarı, burun, portre, palto, bir delinin anı defteri ve fayton adlı altı eserden oluşmaktadır. Neva bulvarı adlı bölümün genelinde yüksek sosyete mensuplarının tabiriyle hiyerarşinin kol gezdiği alt-üst sınıflarının yoğun olarak hissedildiği, günümüz ölçütünde bağdat caddesi, Şanzelize caddesi olsun, tamamıyla lükse karşı
Bir Delinin Anı Defteri - Palto - Burun - Petersburg Öyküleri ve Fayton
Bir Delinin Anı Defteri - Palto - Burun - Petersburg Öyküleri ve FaytonNikolay Gogol · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201955,2bin okunma
Reklam
Türkiye dışında yaşayan Türklerin zengin bir musikileri vardır. Dilde olduğu gibi musikide de bizim tarih boyunca unuttuğumuz birçok şeyleri onlar muhafaza etmişlerdir. Azeriler, Kazaklar, Kırgızlar, Özbekler, Türkmenler tarihleri ve yaşayış tarzları icabı, eski halk kültürüne ait unsurları bizden daha iyi korumuşlardır. Onların musikilerini dinlerken, içimizde adeta çok uzaklarda kalmış anayurda eski cedlere ait duygular ve özlemler uyanır. Dünyanın musikisi dinlenen ve çalınan Türkiye‟de, bizim soyumuzdan olan insanların musikilerine yabancı kalmamızı izah etmek çok güçtür. Bu dar görüşlülüğü artık bırakmalı, Türkiye dışındaki Türklerin edebiyatları gibi musikilerine de kapılarımızı açmalıyız
Metroda koluma doladı kolunu, bıraktı öylece, "anlıyorum" dereesine, "patavatsızlık ettin, düşüncesizce davrandın gene her zaman olduğu gibi". Eve dönerken en çok sevdiği dondurmacıya uğradık yolda, deli olduğu o Fransız dondurmasından bir tabak yuvarladıktan sonra gevşedi, evle ilgili önemsiz bir şey üstünde konuşmaya
Sayfa 144
Denge diyor annem
Çok önemli bu hayatta: tuzu çok fazla koyarsan yemek yenilmez hale gelir Çok az koyarsan tadsız olur Makarnayı 8 dk’dan fazla kaynatırsan hamur olur Sıcak çikolatanın sütü fazla olursa çikolatalılıktan çıkar Kahveyi az atarsan da öyle İşte mizan denilir buna eski dilde Her şey bir mizan üzere yaratılmıştır
Eski Ortadoğu'nun halklarından Medlerin rahipler sınıfına, büyük adam anlamında Mag deniyordu. Maglerle başları belada olan Yahudiler, kötü kavimlere onların ismini verdiler: Gog ve Magog. Macarlar Mag eri, Moğollar ise Mog oğul olarak adlanıyordu. Ataları Ortadoğu'da yaşayan Türkler, Bu kelimeyi bag olarak korudular. Din adamlarına bakçı, yöneticilerine bag/beg zenginlerine ise bay dediler. Türk din adamı daha sonra bağıcı/büyücü haline geldi. Yunanlılar da Medlerden duydukları Mag kelimesini büyücü olarak Batı'ya götürdüler ve şimdiki Magic kelimesi ortaya çıktı. Türkler bu sözcük ile büyüklüğü ifade ediyorlardı ve büg dediler. İngilizlerin ataları bunu big diye aldılar. Türklerin büyüsü İskoçya'da bug haline geldi. Acaba insanlar eskiden tek bir dilde mi konuşuyorlardı? Ya da sahi, Türklerin aslı nedir, nerededir?..
Reklam
En eski edebiyattan en yenisine kadar, her dilde, şiir konusu zevce değil sevgilidir, hayaller ve semboller, hep sevgilinin süzgün gözleri ve karanlık kirpikleri etrafında pervaneler gibi uçuşur. Kahramanı zevce ve konusu evlilik olan hikayeden daha tatsız ne olabilir?
Sayfa 13 - İş Bankası yayınlarıKitabı okudu
Akılda ve dilde bi' tane kız, o da eski dostlarimdan farksiz
Fakat hayatımızın en saklı yanlarını, sinirlerimizi uyararak veya düşlerimizde baştan aşağı gizli bir şiddetle titreterek çok, çok erken yaşlarda belirleyen şey katıksız rastlantılar değil midir? Yoksa başlangıç daha da gerilerde mıdır; ileride ne olacağımızı ve neyin acısını çekeceğimizi biz daha beşikteyken bir kuş cıvıldayarak kulağımıza mı fısıldar? Bilmiyorum, belki de bunları başımıza saran ne rastlantıdır ne de mucizevi bir kuşun cıvıltısıdır; aksine çok eski yüzyıllardan gelen alışkanlıklar, çoktan ölüp gitmiş kadınlardan kalan kölelik ruhudur bu esnada içimize fısıldayan; hem de bizim olmayan bir dilde, ancak bir düşteyken, sırtımızdan bir ürperti geçtiğinde, sinirlerimiz titrediğinde anlayabildiğimiz bir dilde..
160 syf.
6/10 puan verdi
·
17 günde okudu
Kitapta birçok denizcilik terimi geçiyor hele bir de bu terimler eski dilde olunca okumak ve anlamak bir hayli zorlaşıyor. Yazarın diğer popüler kitaplarında olduğu gibi konuyu kendisinin bildiği okuyucuyu ise kafa karışıklığı içerisinde bıraktığını düşünüyorum. Kitabı zor bitirdim diyebilirim.
Tiamat
Tiamatİhsan Oktay Anar · Everest Yayınları · 20223,937 okunma
Reklam
Mahmud Derviş
İşgalcilerin karşısına, onların kutsal kitaplarından aldığı imgelerle de dikilir. Marş adlı şiirinde görüldüğü üzere, uğradıkları zulümden, Yahudilerin eski peygamberlerinden Habakkuk'a da dert yanmaktan çekinmez. Çekilen acıları dile getirirken, ölümün göbeğinde yeniden doğuşu vurgularken, zaman zaman Hıristiyanlık'taki çarmıh imgesine de yer verir. Kullandığı dilde, Kur'an Arapçasının izleri de belirgin bir şekilde dikkati çeker.
Osmanlıların en güçlü olduğu ve koruyucu baba olarak Sultan imgesinin elle tutulur bir ekonomik gerçeklik taşıdığı sırada bile saray, resmi görevliler ve siyasa, halk takımının uzak durduğu ürkütücü şeylerdi. Siyaset sözcüğü Türkçede, yönetim sanatı, bilgisi, siyasa anlamına geliyor bugün ;ama daha eski dilde siyaset, devlet nedenleri yüzünden verilen ölüm kararı anlamına da geliyordu. 1968 ve 1969 da gerçekleştirilen bir araştırma, köylüler için siyaset sözcüğünün anlamlarından birinin hala bu olduğunu ortaya koymuştur.
400 syf.
·
Puan vermedi
Bu roman ancak Hasan Ali Ediz'in çevirisinden okunur. En güzel çeviri bu bence, tavsiye ederim. Çevirmen hiç saçmalamamış. Ne kurbağa diline tevessül etmiş, ne eski dilde ısrar etmiş.
Suç ve Ceza
Suç ve CezaFyodor Dostoyevski · Engin Yayıncılık · 1993158,9bin okunma
544 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Büyüleyici bir dalga birikimi!
Amerikalı yazar Alvin TOFFLER Üçüncü dalga kitabını 1980'de kaleme almış. Toplumların bir dalga ile kendilerini geliştirdiğini düşünür. Birinci dalga tarım toplumunu, ikinci dalga endüstri toplumunu ve üçüncü dalga sanayi sonrası toplumunu anlatmaktadır. Dördüncü dalgayı yazmış olsaydı yazarımız sanırsam teknoloji toplumunu anlatırdı. Dünyanın var olan ve yazıldığı dönemde gelecekte var olacak olan dün'ünü, bugün'ünü ve yarınını gözler önüne seren eser de günümüzde kitapta geçen dalgaları, dalga dalga yaşadığımızı görüyoruz yazıldığı dönemden günümüze ışık tutuyor. Yazarımız yeni uygarlığın farklı olduğunu, doğru olup kabul etmiş olduğumuz bütün eski görüşlerimizin, düşünce tarzlarımızın, öğreti ve ideolojilerimizin geçmişte ne kadar faydalı olursa olsun gelecekte bugünün gerçeklerine uymayacağını anlaşılır, akıcı bir dilde kaleme alınmış. İnsanlığın aşamalarını anlatan, gelecekte Dünya nasıl olacak diye düşünüyorsanız ve kendinize farklı bir bakış açısı penceresi aralamak istiyorsanız keyifli okuyabileceğiniz bir eser. Keyifli okumalar.
Üçüncü Dalga
Üçüncü DalgaAlvin Toffler · Koridor Yayıncılık · 2018123 okunma
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.