llk küçük ölçekli kazı denemesi bir ko­leksiyoncu olan Rich tarafından 1820 yılında Ninive kenti­nin sitadeli Koyuncuk'ta gerçekleştirildi ve burada bulunan eser koleksiyonu 1825 yılında British Müzesi'ne ulaştı. Eserler arasında pişmiş topraktan yapılmış silindir mühür­ler, çiviyazılı tabletler ve süs eşyaları gibi pek çok küçük buluntu vardı.
İçinde bulunduğumuz Akdeniz kuşağı; İspanya, Güney Fransa, Yunanistan ve Anadolu, güneyimizde de Kuzey Afrika kıyıları ve Nil’in bereketi dolayısıyla Mısır’dan oluşan bir dünyadır. Bu eski medeniyetler kuşağı Doğu Akdeniz denen Filistin, Suriye, Mezopotamya üzerinden İran’a kayar ve oradan Hindistan’a ve Çin’e uzanır. Güney Arabistan -ki eski çağlarda mesut Arabistan da denirdi- Yemen uygarlığından ibarettir. Bir de insanlığın çok geç tanıdığı ve tanır tanımaz tahrip ettiği Güney Amerika’daki bizi halen hayrete sevk eden İnka, Maya, Aztek uygarlıkları istisnai serpintilerdir.
Sayfa 278 - TİMAŞKitabı okudu
Reklam
Evli bir kadın yalnız başına dışa­rıya ancak başını örterek çıkabilirdi. Evli olmayan kadın, köle ve fahişeler başlarını bağlayamaz, bağlarlarsa dayakla cezalandınlırdı
Kentlere yerleşen Amurrular, Akkadca çiviyazısını dilleri­ne adapte ederek kullanmışlar, köklü Mezopotamya kültürü­ nü özümseyerek bu bölgenin bir parçası olmuşlardı. Sümer kökenli bazı kültürel ve mitolojik unsurların tek tanrılı din­lere aktarılmasında da bu toplumun payı olduğu öngörülür. Eski Ahit'te anlatıldığına göre Güney Mezopotamya'da yer­leşmiş bir grup göçmen Amurrulu, olasılıkla ikinci binyıl başlarında, İbrahim Peygamber önderliğinde Doğu Akdeniz kıyısındaki Kenan ülkesine ve oradan da Mısır'a ulaşmışnr. lbrahim Peygamber'in göçü ile sembolize edilen bu olay, Amurru toplumunun kültürel ilişkilerde oynadığı role ve tek tarınlı bir dinin tarihsel köklerine işaret ediyor olmalıdı
167 syf.
10/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Rojbaş güzel insanlar! İnceleme yazsam mı yazmasam mı diye çok düşündüm, yazmayacaktım da... Fakat bu kitaba inceleme yapmazsam - ki düşüncem o yöndeydi- kitaba, Mehmed Uzun'a, okuduğuma, bana yazık olurdu. Çok geçmişten beri devam eden o "Kürt Sorunu" hep vardı. Hepte olacak gibi... Beni üzen durum Türk/Kürt çatışmasından ziyade artık
Nar Çiçekleri
Nar ÇiçekleriMehmed Uzun · İthaki Yayınları · 20123,991 okunma
“Türk tarihini araştırmak” diye adlandırılan faaliyet aslında yeryüzündeki insan toplumları arasında geniş bir coğrafyaya ayrılan bir kavmin tarihteki macerasını inceleme ve giderek dünya tarihinin bir yorumunu yapma isteğine dayanıyordu. Bu saygın bir çabadır. Çağdaş Batı’nın ulaştığı en yüksek noktada bayağılaşması ve canavarlaşmasıyla kendi münevver evlatlarını boğazladığı bir dönemde; Sinolog, Hindolog, Mezopotamya tetkikleri uzmanları, Hititologlar, Rohde gibi eski Yunan-Roma öğretmenleri ve benzeri seçkinleri Türkiye’ye celbeden ruh, böyle bir iddiaya oturur.
Sayfa 319 - TİMAŞKitabı okudu
Reklam
1124 syf.
·
Puan vermedi
Tufan'ın bittiği Cudi Dağı Ovasında yer alan Cizre'nin matem ve sevinçlerle yaşanmış özgül bir geçmişi vardır. Tufan'dan sonra insanlığın yerleştiği Cudi Ovasında başlar Cizre macerası... Burası Mezopotamya'nın Orta kuzeyinde, beşeriyetin kurtuluşuna liman olmuş bir Ada'dır. Asırlar boyunca kenarında en eski kültürlerin yerleştiği Dicle Nehri'nin muhkem kalesi, Sümer, Babil ve Asur Destanlarına kitabe olmuştur.Ksenofon ve İskender Ordularını seyretmiş, Pers ve Roma gibi iki dev imparatorluğun paylaşılamayan sınır kenti ve kalesi olmuştur. Tevrat ve İncil ümmetlerinin münzevihanesi, İslam Devrinin ilim adası olmuş, İpek yolu güzergahı olarak deve kervanlarını temaşa etmiştir. Böylece sürüp gider, belgeleri ile anlatacağımız bu şehir... 2. Cilt : Arkeoloji Bilim Ve Sanat Kökleri Hz. Nuh Peygamber (as)'a uzanan bu şehirde, en eski kavimlerden, onlarca medeniyet ve inanç mensubu yaşadı ve pek çok izler bıraktı. Oniki yıl boyunca yapılan bu çalışma, Cizre'nin tarihte, arkeolojik, bilim ve sanat izlerinin ne kadar zengin olduğu gerçeğini cömertçe gösterdi… İlim penceresinden bakıldığında tüm zamanlar boyunca dengi yoktur. Sayısız evliyalar yatağı, tarikat mensupları otağı, ilahi aşıkların ve şairlerin dergahı ; edebiyat, tarih, tefsir, tecvid ve fen üstadı alimlerin ve hakimlerin doğup yetiştiği, Hz. Nuh (as)'ı ağırlayan ; Mukaddes Cudi Dağı ile birlikte anılan başka böyle bir ada ; Cezire var mıdır ?... Okuyucu, sayfalar arasında kendisini, iftihar duyacağı, meşhur ve yaşlı bir şehirde bulacak ; dünya kütüphanelerinde ancient ( kadim ) olarak anılan bir beldeden tarih macerasına belgeler, resimler ve eserlerle şahit olacaktır...
Cizre Tarihi
Cizre TarihiMesut Tüzün · Nubihar Yayınları · 20149 okunma
Aşk tanrıçası innana
Aşk ve savaş tanrıçası lştar, bütün Mezopotamya uygarlıklarında kabul gören en önemli tanrıçadır. Sümerlerde lnanna, Akkadlardan itibaren Sami kökenli uygarlıklarda ise lştar adıyla tanınır. Adı Sümer inancında An, Utu (Şamaş) ve Ninna (Sin) gibi önemli tanrılarla birlikte anılır. En önemli tapınağıı Eanna (cennet evi) Uruk kentindeydi. lştar'ın kutsal hayvanı aslan. sembolü ise yıldızdı. Hammurabi dönemine ait 49 cm. yüksekli!)indeki bu kabartmada boynuzlu başlı!)ı, kanatları, aslanları ve baykuşları ile birlikte gösterilmiştir. Elinde bir dal ve adaleti temsil eden halka bulunur. Kilden yapılmış olan ve British MOzesi'nde bulunan bu kabartmanın lştar'ın kızkardeşi Ereşkigal veya Lilitu (Eski Ahit'te Lilith) olabilece!)i de dOşOnOlmektedir.
767 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.