Yazın usulca çekildiği sahilleri, ters çevrildiği için yüzü asılan tahta sandalyeleri, yalnızlığa katlanan plaj şemsiyelerini, bir şişenin üstünde usulca terleyen su damlasını, hafif üzüntülü yaz şarkılarını, hafif kederli yaz aşklarını, hafif solgun yaz akşamlarını, kumlarda bırakılan mavi ruhları, yazlıkların sıkılanan kapılarını, giden otomobillerin arkasından bakakalan yazlık kedilerin hüznünü, yollara bırakılmış köpeklerin kederini, bağında unutulmuş son bir üzüm salkımının yalnızlığını ve nedense bu yazın çok çabuk geçtiğini ve nedense yeni yazların geçen yazlar gibi olmadığını, olmayacağını, o yazların geçtiğini, aslında "geçen yaz" diye bir şeyin hiç olmadığını... söylemek neye yarar? Artık: Yaz bitti!
Unutalım unutalım unutmazsak eskir çünkü
Hatırlamak ilk defa gibidir hep ve her şeyi
Hatırlayalım, hatırlamak eski yazlar gibi
Hep yeni ve hep seni sevmek gibi iyi…
unutalım unutalım unutmazsak eskir çünkü
hatırlamak ilk defa gibidir hep ve her şeyi
hatırlayalım, hatırlamak eski yazlar gibi
hep yeni ve hep seni sevmek gibi iyi…
Seni sevmek niye eski yazlar gibi hep yeni bende
gittikçe daha çok hatırlanan bir şey olduğundan
belki sevmek de hatırlamak gibi öyle
sevindirici, iyileştirici ve gerekli
unutalım unutalım unutmazsak eskir çünkü
hatırlamak ilk defa gibidir hep ve her şeyi
hatırlayalım, hatırlamak eski yazlar gibi
hep yeni ve hep seni sevmek gibi iyi...
Gaz lambasının, dünyayı küçücük odalara sığdırdığı, uykuları korkulu bir hayale çevirdiği zamanlardı. Akşamlara kadar toprak yollardan, buğday tarlalarından, yalınayak çocukların meraklarından kalkan tozlar, sabahlara kadar ince bir yorgan gibi örterdi yatakları. Puhu kuşları taşların başına, delice kuşları bahçedeki akasya ağacına konardı.
Seni sevmek niye eski yazlar gibi hep yeni bende
Gittikçe daha çok hatırlanan bir şey olduğundan
Belki de sevmek de hatırlamak gibi öyle
Sevindirici,iyileştirici ve gerekli ...
Eski Yazlar Gibi Yeni...
idil'ime
Seni sevmek niye eski yazlar gibi hep yeni bende gittikçe daha çok hatırlanan bir şey olduğundan belki sevmek de hatırlamak gibi öyle sevindirici, iyileştirici ve gerekli, yan yana dizmek küçük küçük taşları, üst üste koymak mı demeli, peki, bu tören de burçlarımızın birer jesti olsun bize, ama taşlarımız da renkli olsun ki hem atalım hem kıyamayalım atmaya içimize. Beni şiirden yalnız sen kurtarabilir ve yalnız sen atabilirsin şiirin içine yine, peki yaz, de ki bir yaz günü doğmuşuz birbirimize, bu yüzden, yazdan başka bir şey gelmiyor içimden sana karşı ama geçmiyor da hiç yaz sende durmuş bir sevgi saati ve geri kalıyor hep bize kalıyor geri daha ileri gitmesin saati geçmesin bizi de yaz ya biz onu geçersek nereye gideriz ki unutalım unutalım unutmazsak eskir çünkü hatırlamak ilk defa gibidir hep ve her şeyi hatırlayalım, hatırlamak eski yazlar gibi hep yeni ve hep seni sevmek gibi iyi...
ölümün bir insanda doğruladığı
iyi ki geldiniz burada bulundunuz
her şey öyle uzun, biz soğukuz ve
öyle solgunuz...
perdeleri kaldırdık. ölüm
islaktı dünyada. denizsiz bir salı günüydü.